Kuzey Afrikalı kadınlar: Öcalan’ın özgürlüğünü sağlamak bir görevdir 2022-06-11 09:11:26   HABER MERKEZİ - Abdullah Öcalan'a Özgürlük İnisiyatifi Koordinatörü avukat Sewsan Şoman, Öcalan’ın fikir ve felsefesinin bütün halklar için yol gösterici olduğunu belirterek, “Ortadoğu ve Kuzey Afrikalı kadınlar olarak Öcalan’ın özgürlüğünü bir görev olarak görüyoruz” dedi.   Ortadoğu ve Kuzey Afrikalı kadın aktivistler, 4 Haziran’da Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta bir araya gelerek, “Abdullah Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi”nin (NUN) kuruluşunu deklare etti. Lübnan, Filistin, Irak, Libya, Yemen, Suriye, Mısır ve Sudan’daki kadınların yer aldığı inisiyatif, Öcalan’ın felsefesini, fikirlerini ve paradigmasını tanımak ve tanıtmayı amaçlıyor.   İnisiyatifin Koordinatörü avukat Sewsen Şoman, kuruluş amaçları ve yol haritalarına dair değerlendirmelerde bulundu.    ÖCALAN’IN PARADİGMASI   Şoman, sadece kadınların yer aldığı inisiyatifin önemine dikkat çekerek, “Bu İnisiyatif, Sayın Öcalan'ın Ortadoğulu kadınlara ve Kuzey Afrikalı kadınlara yönelik düşünce ve felsefesine bağlı olarak, Öcalan’ın özgürlüğünü isteyen kadınların çabası sonucunda oluşturulmuştur. Öcalan bir komplo sonucu tutuklanarak cezaevine konuldu. Ortadoğu ve Kuzey Afrikalı kadınlar olarak İmralı duvarlarını yıkıp Öcalan’ın özgürlüğünü kendimize bir görev olarak görüyoruz. Çalışmalarımız yoğunlukla medya üzerinden yürütüyoruz. Bu yolla Öcalan’ın kadın ve ezilmiş haklar üzerine ortaya koyduğu fikir ve paradigmasını tanıtmayı hedefliyoruz” dedi.   ORTADOĞU İÇİN DENGE   Öcalan’ın fikirlerinin kadınlar başta olmak üzere tüm halklar için çözüm olduğunu vurgulayan Şoman, “Öcalan’ın fikirleri Ortadoğu ve Kuzey Afrika için önemli bir dengedir. Halklar ve kadınlar için çözüm kıvılcımıdır. Bu şekilde kadınların her alanda önü açılmış oldu. Hem siyasette hem de toplumda kadınlar bu yolla birçok kazanım elde etti. Öcalan’ın kadınlar için istediği özgürlük klasik Ortadoğu ya da dünyada mevcut olan özgürlük değildir. Bunların tersi demokratik bir toplum inşa etmek ve insanlık değerlerine bağlı kalmaktır. Çünkü bu ikili toplum, kadının rol ve misyonunu reddetme ve onaylamama üzerine kuruludur. Kadınlar olarak Öcalan’ın özgürlüğüne önem veriyoruz. Kürt toplumunun durumu hakkında bilgi sahibiyiz. Biz Öcalan’ı sadece Kürt kadınlarının değil, kadın ve dünya halklarının özgürlüğünü isteyen bir lider olarak görüyoruz. Bu, birçok topluluk ve yapı için net bir fikir ve paradigmadır. Serbest bırakılmasını sağlamak için elimizden geleni yapmamız önemlidir” diye konuştu.   JİNEOLOJİ BİLİMİ   Şoman, egemen güçlerin Öcalan’ın fikirlerinden korktuğu için tecridi derinleştirdiğini belirterek, "Öcalan'ın sosyal bilimine baktığımızda, sadece bir siyasi ve parti lideri değil. Belki de ortaya çıkardığı en önemli ürün, Jineoloji bilimidir. Kadın ve doğayı birbirine bağlayan değerli fikirleriyle kadın arasındaki ilişkiyi çözümlemesi, kadınların özgürlüklerine ve fikirlerine kavuşmalarının ve onlara önderlik etmelerinin yolunu açıyor. Elbette iktidara ve tahakküme etki eden her düşünce ve yöntem, baskı ve inkarın hedefi olacaktır. Öcalan'ın fikirlerinin ve felsefesinin neden Türkiye gibi demokrasiden uzak bir ülke tarafından yayılmasının engellenmesinin tahmin etmek zor değil. Ancak bu fiziksel tutukluluk ve ağır tecrit, Öcalan’ın düşünce ve fikirlerinin yayılmasına engel olamadı. Bu tecride direnen Sayın Öcalan, İmralı Cezaevi’nde Ortadoğu'daki sorunların çözümü için birçok fikir ve öneri ortaya koydu. Bu izolasyonun sadece fiziksel olmadığını, aynı zamanda yasal ve meşru olmadığını da biliyoruz. Bu ağır tecrit, baskıcı ve faşist sistemlerin Öcalan’ın fikirlerinden ve paradigmasından ne kadar korktuğunu gösteriyor" diye konuştu.   MÜCADELENİN SEMBOLÜ   Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi’nin (CPT) tecride karşı tutumuna değinen Şoman, şunları söyledi: “Hegemonik güçler Öcalan’ın sadece fiziki özgürlüğünden değil, emperyalizme dönük fikirlerinden dolayı kendi çıkarları doğrultusunda korkuyorlar.  Elbette, Öcalan tek başına bu sistemlere karşı mücadelenin sembolü olmuştur. Fizikken tutuklu olabilir ancak onun fikirleri yayılıyor. Uluslararası toplum ve sivil toplum kuruluşları, bu hukuksuz tecrit ve Türk devletinin Öcalan'a yönelik eylemleri karşısında üzerine düşen görevi yerine getirmiyor. Bu komiteler veya sivil toplum kuruluşları sorumluluklarını aktif olarak yerine getirmediler. Maalesef batılı ülkelerin bu izolasyonu kendi çıkarları doğrultusunda kullandığını ve sadece pazarlık yaptığını görüyoruz. Dolayısıyla Türkiye, imzaladığı uluslararası anlaşmaları da tutuklulara karşı ihlal ediyor. Yine dünyadaki insan hakları ve mahkum haklarının ihlalini yasaklayan tüm anlaşmaları ihlal ediyor. Ne CPT ne de diğer kurum ve kuruluşlar ciddi tepkiler veriyor ve somut adımlar atıyor. İmralı’da yaşanan bütün hukuksuzluklara rağmen sivil toplum kuruluşlarının tavır almadıklarını ve sorumluluklarını gereği gibi hareket etmediklerini görüyoruz.”   ‘İFŞA EDECEĞİZ’   Tecride karşı farklılıkların bir araya gelmesinin önemine vurgu yapan Şoman, “Tüm insanlığı aydınlatabilecek bu fikirleri, çeşitli sosyal medya mecralarını kullanarak her dile ve topluluğa ileteceğiz. Gençlerin, bu fikirleri her alanda kullanmaları toplum için faydalıdır. Bu ihlalleri çeşitli basın toplantıları ve sosyal medya panelleri aracılığıyla ifşa etmeye kararlıyız” dedi.