'Tutukluların talepleri için sokakta mücadele edeceğiz'

  • dünya
  • 09:10 25 Aralık 2020
  • |
img

İSTANBUL - Tecride karşı cezaevlerinde sürdürülen açlık grevi eylemlerinin haklı ve meşru talepler olduğunu belirten siyasi parti temsilcileri, dışarıda verilecek mücadeleyle ülkede yeni bir sayfa açılabileceğini belirterek, eylemleri sahiplenme çağrısında bulundu. 

PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecridin kaldırılması ve cezaevlerinde tavan yapan hak ihlallerin son bulması için PKK ve PAJK’lı tutsakların 27 Kasım’da başlattıkları süresiz-dönüşümlü açlık grevi eylemi 29’uncu gününde devam ediyor. Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Genel Başkanı Şahin Tümüklü, Devrimci Parti Genel Başkan Yardımcısı Burcugül Çubuk ve Kaldıraç Temsilcisi Hakan Dilmeç, açlık grevi eylemlerinin taleplerini sahiplendiklerini belirterek, dayanışma çağrısında bulundu. 
 
KALDIRAÇ: HAK EYLEMİ
 
 Uzun süredir cezaevlerinde ciddi sorunların olduğunu söyleyen Kaldıraç Dergisi Temsilcisi Hakan Dilmeç, hasta tutukluların ihlal edilen yaşam haklarının sürekli gündem de olduğunu ifade etti. Cezaevlerinde ve toplumda baskıların arttırıldığı bir süreçten geçildiğine dikkati çeken Dilmeç, “Bu anlamıyla tecride ve baskılara karşı yapılan bu eylem ‘hak’ eylemidir. Açlık grevleri ve ölüm oruçları haksızlıklara karşı sıkla başvurulan bir direniş aracına dönüştü. Kamuoyu bu eylemleri sahiplenmeli” çağrısında bulundu. 
 
TÜMÜKLÜ: TECRİDE KARŞI MÜCADELE MEŞRU
 
ESP Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü de, tutukluların taleplerinin toplumun taleplerinin merkezinde olduğuna dikkati çekerek, “Memleketteki faşizm meselesi yanı zamanda rejim krizinin temel kodu olan Kürt sorunun çözümü ya da çözümsüzlüğü meselesi. Öcalan’a uygulanan tecridin esasen Kürt sorunun çözümsüzlüğünü dayatma, Kürt halkının özgürlük ve eşitlik mücadelesini boğma ve mücadelede yer alanların cezalandırılmasını hedefleyen bir politikadır. Doğal olarak da bu politikaya karşı çıkmak aslında Kürt sorunun çözülmesine, Kürt halkının özgürlük mücadelesine destek olmak anlamına geliyor. Tecride karşı mücadele bu anlamda meşrudur. Her yerde bunun desteklenmesi, mücadeleye destek sunulması önemlidir” diye belirtti. 
 
‘HERKESE SORUMLULUK DÜŞÜYOR’
 
Açlık grevinde olan tutukluların diğer taleplerinin de cezaevinde artan hak ihlallerin son bulması olduğunu hatırlatan Tümüklü, şöyle dedi: “Pandemi koşulları bahane edilerek topluma ve özellikle tutuklulara zulüm içinde zulüm ediliyor. Cezaevleri tarihsellik içinde kendi içerisinde kronikleşmiş bir durumda. Bu anlamıyla da bu mücadele faşizme karşı bir mücadeledir. Mücadele yalnızca içeridekilerin görevi değil, faşizme karşı öfke duyan herkesin görevi. Bu anlamıyla da hem Kürt sorunun çözülmesi eksenli mücadelenin büyütülmesi hem de bu soruna bağlı olarak faşizme karşı mücadelenin büyütülmesi en temel görevdir. Bu anlamıyla herkese açık bir görev düşüyor. Öcalan’ın tecrit altında tutulması, Kürt sorununun çözümsüzlüğü anlamına geliyor. Kürt sorunun çözülmesini istiyorsak Sayın Öcalan’ın üzerindeki tecridin kalkması ve Kürt halkının mücadelesinin eşit bir düzeye taşınması için her birimize çok özel bir görev düşüyor.” 
 
Tümüklü, başlatılan açlık grevlerine verilecek destek neticesinde Türkiye siyasetinde yeni bir sayfa açılacağını da sözlerine ekledi. 
 
ÇUBUK: SOKAKTA SAHİPLENECEĞİZ
 
Devrimci Parti Genel Başkan Yardımcısı Burcugül Çubuk ise, tutukluların eylemiyle ilgili şöyle dedi: “AKP-MHP faşizmi varlığını halklara karşı savaşmakta buluyor. Bu noktada da en başta Kürt halkına saldırıyor. Kürt halkının örgütlü gücüne ve temsilcilerine saldırıyor. Bu saldırılar sonucunda Türkiye halkları nefesiz bırakılmış durumda. Bu anlamıyla açlık grevi eylemeleri Türkiye haklarına faşizme karşı dönük mücadele çağrısıdır. Tecrit sadece İmralı’da somutlaşmıyor, bugün gelinen noktada tecrit tüm topluma yayılmıştır. Bu nedenle içerden faşizme karşı yükselen mücadele çağrısı sahiplenmeli. Bizler tutukluların taleplerini sokakta yürüteceğimiz mücadeleyle sahipleneceğiz.” 
 
MA / Naci Kaya - Berfin Karaman