Ekolojistler: Yasaya karşı doğaya sahip çıkmalıyız 2020-10-26 09:06:13 İSTANBUL - AKP iktidarının getirdiği yasalarla kalan ormanlık alanların da yok edileceği uyarısında bulunan ekolojistler, “Bir araya gelip doğaya sahip çıkmamız gerekiyor” dedi.  Mecliste görüşülen “Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Teklifi”nin 16 maddelik ilk bölümü kabul edildi. Kabul edilen maddelerle devlet ormanlarında bozuk orman alanlarında orman bitkisi fidanlıkları kurulmasına, mantar ve tıbbi aromatik bitki yetiştiriciliğine, orman alanlarından üretilen odun dışı ürünlerin mamul ya da yarı mamul olarak işlenmesi amacıyla tesis kurulması bedeli alınarak, 29 yıla kadar izin verilebilecek.  "Orman sınırları dışında olup, yüzölçümü üç hektarı aşmayan sahipli arazilerde tabii olarak yetişen her nevi ağaç ve ağaççıklarla örtülü yerler" ile "orman sınırları dışında olup, alan büyüklüğüne bakılmaksızın sahipli arazilerde, ekim ve dikim yolu ile yetiştirilen her nevi ağaç ve ağaççıklarla örtülü yerler" tanımı yapılan teklifte, bu alanların orman sayılmayacağı maddesi yer alıyor.   Bunun dışında “Bilimsel yönden tabiata ve türlerine zararlı olan hayvanların avlanmasında, avlanma izin ve avlanma ücreti alınmayacak” maddesi de kabul edildi. Bununla avlanmanın önündeki engeller kaldırılmış olacak. Yasayı değerlendiren ekolojistler, ormanlık alanların yok edileceğini söyledi.    ORMANLIK ALANLAR YOK EDİLECEK   İnsanların 40 yıl önce kendi arazisindeki ağacı kesmek için Orman Müdürlüğü’nden izin alması gerektiğini hatırlatan Ordu Çevre Derneği Başkanı Ertuğrul Gönül, şimdi ise izin alınmadan maden ve enerji şirketlerinin ormanları talan ettiğini söyledi. Ormanların kiralanmasının önünün açılmasıyla bu alanların yok edileceğine işaret eden Gönül, “Bir şeyi kiralayabilirsin ama orayı bozmadan kullanır ve aynı şekilde devredersin. Burada böyle bir şey yok. Koskoca ormanlık alan yok ediliyor. Ormanlar zaten uzun yıllardır yakılmaktadır. Artık yakmaya da gerek duymayacaklar. ‘Biz burayı kiraladık’ denilerek, özel şirketlere verecekler. Orman köylüleri senede bir kere ormanlardan yakacak odun alabilme hakkına sahip. Bu odunlar bile ormanda çürümüş, devrilmiş ağaçlar oluyor. Ev yapacaksa, müdürlüğün kesmiş olduğu ağaçlardan alması gerekir. Artık bunlar kalktı. Köylü bile yakacak odunu alamazken, sermaye ormanın tamamını yok ediyor” diye konuştu.    ‘MADENLERE AÇILACAK’   Üç dönümden küçük alanların orman vasfını yitirdiğini söyleyen Gönül, şöyle konuştu: “Fatsa’da maden sahası var. Maden sahasının etrafında 2-3 dönümlük orman arazileri var. Bundan sonra ‘burası artık orman vasfı değil’ denilecek. Orman Müdürlüğü’nden izin almaya gerek duymayarak, buraları maden sahasının içine katabilecek. 20 dönümde olsa, arazileri 3’er dönüm parselleyip, bunlar orman vasfını yitirmiş diyebilirler. Maden sahalarında ruhsat ve Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) alanlarıi 150 dönümlük ruhsat alanını 20 dönümde bırakıyor. Böylece 20 dönümü işledikten sonra, diğer 20 dönümü işlemek için hukuku arkadan döndürüyor. Buna benzer bir sistemi, yeni çıkan yasa ile bu hale getirebilirler” diye belirtti.    ‘METROPOLE SIKIŞTIRMA PLANI’    İktidarın, ülkeyi parsel parsel sattığını dile getiren Gönül, ormanları sadece ağaç olarak görmenin ya cahillikten ya da çıkar sağlamaktan kaynakladığını ifade etti. Ormanların içinde birçok canlının yaşadığının altını çizen Gönül, “Mesela bir sincabı düşünün. Eğer bir ormanda sincap yoksa, o tohumlar taşınamaz. Yani ormanın tekrar gençleşmesi sağlanamaz. Orman içerisinde karacalar var, bunlarla beslenen yırtıcı hayvanlar var. Ormanlar kesildiğinde hayvanlar yok olacak, hayvanlar yoksa insanların da orada yaşaması söz konusu olamaz. Yani bu sadece metropollere sıkıştırma planıdır” şeklinde konuştu.    BİTKİSİZ BİR YAŞAM DÜŞÜNÜLEBİLİR Mİ?    Bir önceki torba yasada da orman alanlarında maden aramalarının önünün açıldığını anımsatan doğa aktivisti ve avukat Diren Cevahir Şen, ormanlık alanların aşamalı olarak yok edildiğine dikkat çekti. Ormanlık alanların 29 senede değil, 6 ay içerisinde yok edilebileceği uyarısında bulunan Şen, bu yasayla birlikte ormanların sermayenin insafına bırakıldığını söyledi. Kararla bütün yabani hayatın tehlikeye atıldığını belirten Şen, “Hayvanların ve bitkilerin olmadığı bir yaşam düşünülebilir mi?” diye sordu.    Beton ve asfalt belediyeciliğiyle şehirlerin yok edildiğini, şimdi de ormanların yok olacağını sözlerine ekleyen Şen, “Zaten coğrafyanın büyük bir kısmı çöl, hızlı bir şekilde kalan orman, mera ve yeşillik alanlar iktidar tarafından tüketiliyor. Bunlar tamamen kendi etraflarındaki şirketlere bizim hayatımızı teslim ediyorlar. Bütün canlıların yaşamı tehlikede” dedi.    ‘SAHİP ÇIKMALIYIZ’   Yasayla doğanın ölüm fermanının son aşamasının imzalandığını dile getiren Şen, bunun “Doğadan uzak politika nasıl yapılır, doğa dışı siyaset nasıl güdülür, doğa nasıl sistematik olarak katledilir” politikası olduğunu söyledi. Ormanın, ülkeler arasındaki suni sınırları ortadan kaldıran, sınırsız bir varlık olduğunun altını çizen Şen, iktidarın gezegene iyi gelen hiçbir şeyin yaşamasını istemediğini belirtti.    Taş ocakları için de aynı kiralama yönteminin izlendiğini söyleyen Şen, taş çıkarabilmek için Karadeniz dağlarının oyulduğunu, yeşil alanların yok edildiğini hatırlattı. Bütün ülkenin şantiyeye çevrilmek istendiğini ifade eden Şen, şunları söyledi: “Biz gezegeni kurtarmak için hala çabalıyoruz, hala şansımız var. Nefes alan her canlıya karşı biz insanların bir borcu var. Gezegene en çok zarar veren savaşlardır ama bir taraftan bu da bir savaştır. Yeryüzünü deşip altındaki madenleri çıkartmak bahanesiyle içinde yaşadığımız doğa yok edilmek isteniyor. Bir araya gelip doğaya sahip çıkmamız gerekiyor. Artık iklim krizi diye bir gerçek var ve önlenemez hale geldi. Tüm bu uygulamalar iklimi daha hızlı değiştirecek, bizim akciğerlerimiz yok edecek.”   MA / Tolga Güney