Birecik Barajı tarih ve emeği yuttu 2017-09-21 09:10:01 URFA - Halfeti’yi sular altında bırakan Birecik Barajı’nın fayda sağlamadığını belirten Halfeti eski Belediye Başkanı Mahmut Özdemir, “Hangi akla hizmet ederek bu barajı yaptılar anlamış değiliz. İnsanların tarihi, emekleri su altında kaldı” dedi.  Urfa ile Antep sınırları arasında Fırat Nehri üzerinde elektrik üretme ve sulama amaçlı olarak 1985-2000 yılları arasında inşa edilen, 2001 yılında devreye konulan ve Zeugma Antik kentinin yanı sıra Urfa’nın Halfeti ilçesi gibi tarihi yerleşim alanlarını yok eden Birecik Barajı, yaklaşık olarak 50 bin kişiyi yerinden yurdundan etti. Sular altında kalan Halfeti’nin Çekan mahallesinde büyüyen ve aynı zamanda 2004 ile 2014 yılları arasında 2 dönem Halfeti belediye başkanlığı yapan Mahmut Özdemir, barajın bölge ve insanlar üzerindeki etkilerini değerlendirdi.    ÜRETİMDEN TÜKETİME   Barajın yöre halkının üretim ilişkilerinde ciddi olumsuzluklar yarattığını ifade eden Özdemir, bölgenin temel geçim kaynağının tarım olduğunu, fıstık başta olmak üzere meyve yetiştirildiğini, baraj yapıldıktan sonra tarih, kültür ve topraklarını kaybettiklerini vurguladı. Dedelerinden kalan emeği yitirdiklerini sözlerine ekleyen Özdemir, "Yeni bir yerleşim alanına taşındık. Üretim yapan bir toplumu tüketen bir topluma dönüştürdüler. Toplum kamulaştırmada aldığı parayı da değerlendiremeyerek bitirdi. Çok ciddi bir mağduriyet yaşandı. Asırlardır dedelerimizden kalmış verimli topraklarımız su altında kaldı. İnsanlar psikolojik olarak da neye uğradığını şaşırdı” diye konuştu.    ‘İNSANLARI KENDİ HALİNE BIRAKTILAR’   Devlet yetkililerinin tepkileri önlemek için barajı insanların lehineymiş gibi yansıttığını söyleyen Özdemir, baraj yapıldıktan sonra toplumun gerçeklerin farkına vardığını, ancak yapılacak bir şeyin kalmadığını ifade etti. Yöre insanlarının zamanında politik olmadıklarını, devlet yetkililerinin vaatlerine kandığını belirten Özdemir, dolayısıyla zamanında barajın yapılmaması için toplumsal bir karşı duruşu sergileyemediklerini kaydetti. Özdemir, “Devlet yetkilileri 'size şu kadar para verilecek. Bu parayı istediğiniz gibi değerlendireceksiniz' gibi vaatlerde bulundu. Ancak suyun geleceği tarihi bile insanlara söylemediler. İnsanlar o zaman bahçelerindeki meyveleri dahi toplayamadan birden boşaltmak zorunda kaldılar. Vatandaşı kendi haline bıraktılar” dedi.    GÖÇ YAŞLILARI ÖLDÜRDÜ!   Barajın bölge insanına yapılan en büyük zulüm olduğunu belirten Özdemir, şöyle devam etti: “Bu topraklarda sadece verimli tarım arazilerimiz değil, aynı zamanda eski yerleşim yeri olarak insanlık tarihimiz sular altında kaldı. Bu toprakların her tarafı tarihtir. Birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. 3 bin yıl öncesine dayanan bir tarihi vardır. Yerleşik yaşamın ilk filizlendiği yerlerden biri Rum Kale'dir. Baraj ile birlikte tüm geçmişin su altında kalıyor, bunun psikolojik durumunun tarifi yoktur. Hangi akla hizmet ederek bu barajı yaptılar anlamış değiliz. Anlayacağınız insanların tarihi, emekleri su altında kaldı. İnsanlar başka yerlere göç etmek zorunda kaldılar. Yıllarca emek vermişsin, çocuğun gibi ekmişsin, yetiştirmişsin sonra birden hiçbir şey olmamış gibi sular altında kalıyor. Terk etmek zorunda kalıyorsun. Göçler ile birlikte yeni yaşam koşullarına adapte olamayan yaşlı nüfusta ciddi bir ölüm artışı gerçekleşti.”    GÖTÜRÜSÜ FAZLA   Barajın faydaları yerine zararları ile değerlendirilmesi gerektiğini belirten Özdemir, barajlar yapılacağı zaman ne amaç ile yapıldığının önemli olduğunu vurguladı. Özdemir, son olarak şunları belirtti: "Burada 2 dönem belediye başkanlığı yaptım. Devlet aklı ile konuşacak olursak, diyelim ki enerjiye ihtiyaç var. Enerji elde etmek için başka yol ve yöntemler vardır. Baraj ya dünya tekellerine peşkeş çekilmiştir, ya da bütün kaynakları belli kesimler almıştır. Yöre insanına hiçbir getirisi olmamıştır. Barajın verdiği zararları düşündüğünde, yapılmış olan baraj tamamen hatadır. Yani bu baraj birilerine peşkeş çekildi. İlçe merkezinin yarısı sular altında kaldı. İnsanlar maddi manevi mağdur edildi.”