Şimşek’i ihmal öldürdü: Çöken bant üç gün önce hata veriyordu 2018-07-23 09:04:14   MUĞLA – Yatağan Termik Santrali'nde yaşanan göçükte can veren işçi Seray Şimşek’in babası Cemil Şimşek, “İhmal yüzünden termik oğluma mezar oldu” dedi. Baba Şimşek, oğlunun sık sık kendisine “Bant çöktüğü vakit ilk ben ölürüm” dediğini aktardı.    Muğla'nın Yatağan ilçesinde bulunan Şahinler mahallesi Milas Karayolu'nun 3'üncü kilometresindeki Yatağan Termik Santrali'nde 19 Temmuz günü raylı sistem olan kömür sevk kanalı çöktü. Yaşanan olayda 9 işçi yaralandı, 2 işçi de yaşamını yitirdi. 1977 yılında Yatağan Termik Santralin yapımına başlanırken, termiğin ilk bölümü 1982'de, ikincisi 1983'te, üçüncüsü ise 1985'te işletmeye açıldı. 2000'li yıllarda Türkiye’de birçok maden ocağı kamu sektöründen özel sektöre geçişi yapılırken, daha önce devlet bünyesinde işletilen Yatağan Termik Santral, 1 Aralık 2014 tarihinde özeleştirilerek Bereket Anonim Şirketi’ne devir edildi.    Termikte çalışan işçilerin iddialarına göre, 10 yıldır santraldeki kömür bantlarının bakımları yapılmamış. Olayın ardından Şirket sahiplerinin santralde paslanmış kömür bantlarını sökerek yerine yenilerini takması dikkat çekti. Santralde demir değişimleri yapılırken işçilerin iş güvenliğini alacak kask ve baretlerin olmadığı da gözlerden kaçmadı. Çoğu işçi de, farklı illerden gelen 18-25 yaş aralığındaki gençlerden oluşuyor.    'OĞLUM SANTRALDEKİ İHMALİ GÖRMÜŞTÜ'   Termikte yaşanan faciada yaşamını yitiren 2 çocuk babası 36 yaşındaki Seray Şimşek, Muğla’nın Cazgırlar köyünde dünyaya geldi. İlkokul ve liseyi doğduğu köyde okuyan Şimşek, okulu bitirdikten sonra oto tamirciliği yaprak ailesine katkıda bulunuyordu. Küçük yaştan beri ailesinin ekonomisine destek olmak için farklı işlerde çalışan Şimşek, 26 yaşında termik santralinde işe başlar ve kömür bandı ustası olmak için İzmir’de eğitim alır. Ardından 10 yıl boyunca termikte kömür bandı ustası olarak çalışırken, termikte yaşanan faciada göçük altına kalarak yaşamını yitirdi. Şimşek’in babası Cemil Şimşek, oğlunun santraldeki ihmalsizliği önceden bildiğini söyledi.    '500 TON KÖMÜR YIĞILMIŞ ÜSTÜNE'   Termik santrali kömür bandı bölümünde 10 yıldır çalıştığını söyleyen Şimşek, oğlunun bant ustası olduğunu belirtti. Oğlu Seray’ın çalıştığı işin sürekli tehlikeli olduğundan şikâyetçi olduğunu dile getiren Şimşek, oğlunun sık sık “En ufak kazada ben bantların içinde ölürüm” dediğini hatırlattı. Olay günü yine kömür bandında sorun olduğunu söyleyen Şimşek, “Seray’ı santrale bıraktım. Eve geldikten sonra yeğenimden telefon geldi. Seray’ın eve gelip gelmediğini sordu. Bantta sorun olduğu için işe bıraktığımı söyledim. Yeğenim bana bandın kopmadığını tamamen çöktüğünü söyledi. Oğlumla birlikte bir kişi daha bulunamamış dedi. Termiğin önüne gittiğimizde kimse bizi içeri almadı. İnsanlar çoğaldıktan sora içeri alındık. Geceleyin köpekle birlikte cesetleri aramaya başladılar. Termikte çalışan amirler bana oğlumun yaşadığını söyledi. Onlara tepki göstererek, ‘Siz çocuk mu kandırıyorsunuz? 500 ton kömür yığılmış üstüne. Enkaz altında bir çocuk yaşar mı?’ dedim. Saat gece 22.00’de çıkardılar. Canlıymış gibi kimseye göstermeden hastaneye götürdüler” dedi.    'BANTLAR ÜÇ GÜN ÖNCEDEN HATA VERİYORDU'   Oğlunun enkazda yüzü ve vücudunun zifiri siyah ve karanlık olduğunu ifade eden Şimşek, eşi ve annesinin tanıdığını dile getirdi. Oğlunun kasık tarafında bulunan et beninden tanıdıklarını söyleyen Şimşek, cenazenin otopsi işlemlerinden sabah 05.00’te teslim aldıklarını dile getirdi. Öğle namazından sora cenazeyi defin ettiklerini belirten Şimşek, bu süre zarfında hiçbir yetkilinin baş sağlığı dilemediğini söyledi.    Oğlunun sigortalı çalıştığını söyleyen Şimşek, iş güvenliğinin olmadığını vurguladı. Oğlunun çalıştığı süre içinde sürekli işyerinin güvensizliğinden bahsettiğini aktaran Şimşek, “Demirlerin arasında girip bantları yapıştırıyordu. ‘Bant çöktüğü vakit ilk ben ölürüm’ diyordu. Kömürler bantlara girince ıslatılıyor. Islatılan demir çürümez mi? Termikte çalışan işçiler bize bantların olduğu yerin üç gün öncesinden hata verdiğini söyledi. Vardiye amirlerine bir sorun olduğunu söylemişler. Fakat ‘Siz çalışın bir şey olmaz’ demişler” şeklinde konuştu.    'CAN DEĞİL TIR ARACI ÖNEMSENİYOR'   Olaydan üç gün önce bandın altında TIR olduğunu belirten Şimşek, bandın güvenli olmadığını anladıkları anda TIR aracını çektiğini dile getirdi. Anlamalarına rağmen işçilerin yine çalışmaya devam ettiğini aktaran Şimşek, “Düşünün bir şirket TIR aracını önemsiyor ama bir canlıyı önemsemiyor. O zaman önlem alınsaydı, bugün kimsenin canı yanmayacaktı. Mevcut hükümetin başından en alt çalışanına kadar denetimsizlik had safhada. Soma’ya göz yumdular. Buna da göz yumacaklar. Devlet için para gelsin kim ölüyorsa ölsün. Köpek ölüyor yasa çıkarıyor. Ama kendi işine gelen firmaların, ona para yediren firmaların işçileri ölürken devletin umurunda olmuyor. Termik mezarı oldu oğlumun” diye konuştu.    ‘KATİLLERİN PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIM’   Santralin özel şirket olmadan önce devletin himayesi altında olduğunu söyleyen baba Şimşek, bu durumdan devleti de sorumlu tuttu. Tamamen şirketin ihmalkar ve denetimsizliğinden kaynaklandığını belirten Şimşek, şunları ifade etti: “Çocuklarımız ölmeden denetimler yapılsaydı olmaz mıydı? Vali gelip şov yaparak, ‘araştırdıklarını’ söyledi. Eşim bu duruma tepki göstererek, ‘Evvel soruştursaydınız, denetleseydiniz bunlar olmazdı. Fakirin çocuğu ölünce mi aklınıza araştırmak geliyor’ dedi. Vali hemen uzaklaştı. Türkiye’de iş kazaları gün geçtikçe artıyor. İş cinayetleri olurken ailelerde susturulmaya çalışılıyor. Ben susmayacağım. Oğlumun katilerinin peşini bırakmayacağım. Şirket yetkilileri bana oğlumun hakkını vereceğini söylese de ben bu oyuna gelmeyeceğim. Oğlumun katilerinin peşini bırakmayacağım. Sorumlular çıkana kadar davamın arkasında kalacağım. Oğlumun eşi ve iki çocuğu var. Psikolojileri bozuldu.”    MA / Ruken Demir – Ayşe Sürme