Tüm Köy Sen uzmanı: Tarımda ithalata dayalı politikalardan vazgeçilmeli 2018-09-25 09:01:19 MERSİN - Tüm Üretici Köylüler Sendikası (Tüm Köy Sen) Eğitim ve Örgütlenme Uzmanı Sedat Başkavak, döviz kurundaki her artışın üretime zam olarak yansıdığı tarım sektöründe ithalata dayalı politikalardan vazgeçilip, üretime destek verilmesi gerektiğini söyledi. Tarımda “kendine yeten ülke” konumunda olan Türkiye, uygulanan yanlış politikalar sonucunda bugün dışa bağımlı hale getirilmiş durumda. Girdi maliyetlerinin (elektrik, mazot, gübre, ilaç) dünya fiyatlarının üzerinde seyretmesi, tarımsal desteklerin azaltılması ve kaldırılması, tarımsal bilinçlendirme eksikliği, üretim alanlarındaki köylü nüfusun büyük kentlere göç etmesi gibi belli başlı nedenlerin yanı sıra özelleştirmeler sonucu Türkiye, tarım ürünlerini ithal eder konuma düştü.   Ziraat Mühendisleri Odası’nın  (ZMO) Ağustos ayında yayımlanan '2018 yılı Buğday Raporu'na göre, 2005 yılında 9 milyon hektar olan buğday ekim alanları giderek azaldı. 2009 yılında 8 milyon hektar, 2012 yılında 7,5 milyon hektar, 2018 yılında ise 7,6 milyon hektar oldu.   Yine TUİK verilerine göre; Türkiye 2016 yılında 20.6 milyon ton, 2017 yılında ise 21.5 milyon ton buğday üretti. Aynı yıllarda sırası ile 4.22 milyon ton ve 4.99 milyon ton buğday ithal etti. 2018 yılının ilk yarısında ise 2.9 milyon ton buğday ithalatı gerçekleştirildi.   Türkiye’nin tarımda bu derece dışa bağımlı hale gelmesinin sebeplerini ve ne yapılması gerektiğini Tüm Üretici Köylüler Sendikası (Tüm Köy Sen) Eğitim ve Örgütlenme Uzmanı Sedat Başkavak anlattı. Tarımda kullanılan ürünlerin çoğunun ithal olması nedeniyle döviz kurundaki her artışın, yani TL’nin değer kaybetmesinin çiftçilerin üretim giderlerini arttırdığını belirten Başkavak, bunun da üretici köylünün daha yüksek fiyatla üretim yapması anlamına geldiğini ifade etti.   ‘İTHALATA DAYALI TARIM POLİTİKASINDAN VAZGEÇİLMELİ’   Bu nedenle ithalata dayalı tarım politikasından vazgeçilmesi gerektiğini söyleyen Başkavak, “Örneğin meşhur Antep baklavası sonuç olarak undan yapılır. Un ise, buğdaydan yapılır. Buğdayı da ithal ediyoruz. Buğdayın, pirincin, mısırın, yediğimiz etin, kestiğimiz canlı hayvanın ithal olduğu bir ülkede doğal olarak her şey daha pahalı olacaktır. İthalata dayalı politikalardan vazgeçip, üretimi güçlendirilmesi gerekiyor” diye konuştu.   Başkavak,  ithal ürüne son verilerek çiftçinin desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Başkavak, “Şu örnek dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Tamam ülkenizde buğday ve arpa üretimi yapacaksınız. Hasadın başladığı dönemde buğday ve arpa ithalatına gümrük vergilerini düşürerek, izin veriyorsunuz. 2017’de Türkiye’de yapılan buydu. İthalat en çok zararı ülke üretimine verir. İthalatın durdurulması gerekiyor. Üretim politikası ancak o zaman geliştirilebilinir” diye konuştu.   ‘MAZOT ÜZERİNDEKİ ÖTV KALDIRILMALI’   Tarım üreticisini destekleme politikasında yetersiz kalan AKP’nin, kendini ‘köylünün mazotunun yarısını veriyorum’ söylemiyle savunduğunu belirten Başkavak, şunları söyledi: “Ama bugün itibariyle köylünün kullandığı mazot litresine bakarsak, AKP’nin destek olarak verdiği 3 ila 4 litreyi geçmez. Bu açıdan bir şey yapılacaksa, öncelikle köylünün kullandığı mazot üzerindeki ÖTV kaldırılması gerekiyor. İlaç ve gübre yardımı yapılırsa üretime destek verilmiş olunur. Böylelikle tarımı güçlendirmiş olursunuz.”    YASAKLARIN TARIMA ETKİSİ   Başkavak, bölgedeki önemli tarım alanlarında askeri amaçlarla alınan “sokağa çıkma yasakları” üzerinde de durdu. Üretim döneminde üreticinin bakım için bağına, bahçesine gitmesi gerektiğini söyleyen Başkavak, “Bunlar ancak demokratik ve barışçıl ortamda yapılabilinir. Bunlar yoksa, üretici tarlasına gidip üretim yapamıyorsa, ürünü korunamıyorsa, bu durumdan zarar görür” dedi.