HDK Emek Meclisi: Yandaş sendikalarla toplu sözleşme olmaz 2019-07-26 12:46:58 İSTANBUL - HDK Emek Meclisi, kamu emekçileri ile hükümet yetkilileri arasında 1 Ağustos'ta başlayacak TİS görüşmelerine ilişkin, "İktidar baskısıyla büyütüp yandaş haline getirdiğiniz yandaş sendikalarla toplu sözleşme olmaz” ifadelerine yer verdi.  Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Emek Meclisi, 1 Ağustos günü emekçilerle hükümet arasında gerçekleştirilecek Toplu İş Sözleşmesi (TİS) toplantılarına dair yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, "Toplu sözleşmelerin başladığı bu dönemde bütün iktisadi göstergelere rağmen krizin varlığını kabul etmeyen iktidar; gider kalemlerinde sıra kamu işçileri ve emekçilerinin ücret artışlarına gelince krizi gerekçe göstererek kamu emekçilerinden fedakarlık bekliyor" ifadelerine yer verildi.    ‘SİLAHA CİDDİ PARALAR AYRILIYOR’    Kamu emekçileri ve işçilerden fedakarlık bekleyen iktidarın, işverenlere ve iktidar ortaklarına ise krizin bir fırsat olduğunu defaaten tekrarlamaktan vazgeçmediğine yer verilen açıklamada, "Patronlara teşvik ve çeşitli adlar altında kaynak aktarılıyor. Özellikle işsizlik sigortası fonu, adeta patronları teşvik fonuna dönüşmüş durumda. Ayrıca kredilerin ertelenmesi de işçilerin, emekçilerin birikimleri üzerinden gerçekleştiriliyor. Diğer taraftan baskı ve savaş politikalarında ısrar edilerek silaha ve güvenliğe ciddi paralar ayrılıyor. Her gün kamuoyunda S-400 ve F-35 tartışmaları yürütülüyor. Sonuç olarak, talan, yolsuzluk ve savaş ekonomisi yaygınlaşıyor” ifadeleri kullanıldı.    EMEKÇİLERİN SORULARI SIRALANDI   Açıklamada, emekçilerin yaşadığı sorunlar şu şekilde sıralandı:    "* KHK’lar aracılığıyla on binlerce emekçi işinden ihraç ediliyor.   * Güvenlik soruşturmaları ile binlerce kişi, bahşedilen değil hak edilen işine başlatılmıyor.   * Binlercesi, işten atılıyor.    * Kadınlar çalışma yaşamından uzaklaştırılarak aile duvarları arasına  hapsedilmeye çalışılıyor.   * Çalışma koşulları giderek ağırlaşıyor.   * Hak talebinde bulunan her kesim devletin şiddet gücü ile karşılaşıyor.   * İşsizlik fonuna ve kıdem fonuna göz dikiliyor.   * Birbiri ardına yapılan zamlarla halk yoksullaşıyor, reel ücret kaybına uğruyor."   TALEPLER SIRALANDI   Açıklamada, emekçilerin talepleri ise şu şekilde sıralandı:    "* KHK rejimine dayalı her türlü uygulamadan vazgeçilmelidir. İhraç olan emekçiler tüm haklarıyla işlerine iade edilmelidir. Güvenlik soruşturmaları kaldırılmalıdır. Güvenlik soruşturması gerekçe gösterilerek işe başlatılmayanlar tüm haklarıyla birlikte işine başlatılmalıdır.   * Kıdem tazminatı fonu ve işsizlik sigortası fonu üzerindeki iktidar tahakkümü kaldırılmalıdır. İşsizlik sigortası fonu hakkında tek söz emekçiler ve onların örgütlerine ait olmalıdır.   * Farklı adlar altında da olsa her türlü esnek, güvencesizlik yaratan çalıştırma biçimi kaldırılmalıdır.   * İşçiler ve kamu emekçileri düşük ücretler nedeniyle, daha fazla gelir elde etmek ihtiyacı nedeniyle daha uzun süreli ve ek işlerde çalışmak zorunda kalmaktadır. Bundan dolayı bir kamu emekçisinin (memur-işçi) alması gereken temel ücret, en az yoksulluk sınırı üzerinde olmalıdır. En düşük temel ücret 6.750 TL olmalıdır.   * Temel ücretle birlikte çalışma saatleri haftalık 35 saatin altına düşürülmelidir. Daha az kişiyle daha çok iş yapma anlayışından vazgeçilmelidir.   * İktidar sürekli olarak hayali bir işsizlikle mücadele programı açıklıyor. İşsizlikle mücadele için öncelikle çalışma saatleri düşürülmeli, kamu kurumları daha fazla kadrolu işçi almalıdır. Yüz binleri aşan atanmayan sağlık, eğitim ve diğer alanlardaki emekçilerin kadrolu olarak kamu kurumlarına ataması yapılmalıdır.   * Asgari ücretten vergi alınmamalıdır. Vergi yükü, emekçilerden alınarak patronlara verilmelidir.   * Zorunlu BES uygulamasından vazgeçilmelidir.   * Kadını çalışma yaşamından uzaklaştıran politikalardan vazgeçilmelidir.   * İşten çıkarmalar yasaklanmalıdır.   * Emekçilerin sağlığını ve yaşamını tehdit eden bu çalışma rejiminden vazgeçilmelidir. Emekçilerin mücadelesinin bir kazanımı olan işçi sağlığı ve güvenliği çalışmalarında sendikalar ve emekçiler esas alınmalıdır."   'KENDİMİZİ YENİDEN ÖRGÜTLEYECEĞİZ’    Söz konusu talepler için tüm emekçilerle birlikte HDK Emek Meclisi bileşenlerinin de bu mücadele sürecinin içinde yer alacağına yer verilen açıklamada, şunlar kaydedildi: “Gerçek toplu sözleşme, öncelikle grev hakkını içerir. Emekçilerin demokratik katılımı ve iradesiyle, her türlü zorlukla kurduğu geliştirdiği bir mücadele örgütüne dönüştürdüğü örgütleri/sendikaları aracılığı ile olur. İktidar baskısıyla büyütüp yandaş haline getirdiğiniz yandaş sendikalarla toplu sözleşme olmaz. Çünkü toplu sözleşme emekçilerle ve işveren/devlet arasında yapılır. Yani toplu sözleşmenin tarafı olmalıdır. Yandaş ve devlet sendikacılığı ile masaya oturtmaya çalıştığınız sendikalarla masanın diğer tarafı yok sayılmıştır. Oluşan bu masada geçmiş deneyimler de göstermiştir ki burada ancak satış sözleşmesi çıkar.  Bizler, insanca yaşama ve çalışma koşulları için mücadele etmekten geri durmayacağız. Dün olduğu gibi bugünde haklarımızı kararlılıkla savunacağız. Çünkü bizler kapitalizmin bu gayri insani koşullarına karşın, için haklarımızı savunarak, yeni bir yaşam için üretecek ve kendimizi de yeniden örgütleyeceğiz.”