Koronavirüs pazar esnafını da vurdu: 4 gün çalışmazsak aç kalırız 2020-03-22 11:29:09   ANKARA - Koronavirüs nedeniyle sokaklar boşalsa da mahallelerde halen pazar tezgahları kuruluyor. Kötü gidişata dikkat çeken Sıhhiye Halk Pazarı’ndaki esnaf, “Esnaf 4 gün çalışmasa aç kalır. Günlük çalışıyoruz, günlük yiyoruz” sözleriyle dert yandı.   Koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri nedeniyle Ankara’nın en kalabalık merkez semtlerinde sessizlik hakim. Abdi İpekçi Parkı’ndan birkaç adım yürüdükçe yankısı duyulan Pazar esnafının sesi, salgın öncesi günleri anımsatıyor. Sıhhiye Halk Pazarı’nda her Çarşamba ve Cumartesi günü kurulan sebze-meyve pazarında, esnaf tezgâhlarını açmaya devam ediyor.   Kızılay civarındaki tüm sokaklara nazaran daha hareketli olsa da pazar alanında müşterilerin sayısındaki düşüş göze çarpıyor. Hem üniversitelerin kampüslerine hem de öğrencilerin yoğun yaşadığı yerlere yakın olan ve halkın fiyatların uygun olduğu için sıklıkla tercih ettiği Sıhhiye Halk Pazarı’nda, esnaf korona günlerinde çalışmayı ve katlanan geçim dertlerini anlattı.   BİREYSEL ÖNLEMLER   Pazarda tezgahta bulunan ürünlerin “seçerek alınmaması” dışında bir önlemin alınmamış olması dikkat çekiyor. Esnaf, ellerini sürekli yıkadıklarını hem tezgahların hem de yerleri dezenfekte etmeye çalıştıklarını söylüyor. Ancak esnaf, salgının uzaması durumunda geçim derdine düşmüş durumda.    'SAĞLIK DA BORÇLAR DA TEHLİKEDE'   Pazar esnafından Tezi Tunç, çalışma zorunluğu olduğunu belirterek, kendi sağlık tedbirleri açısından zorlukları şöyle anlattı: “Sağlığımız da tehlikede, borçlar da tehlikede. İki taraf da bizim için tehlikeli. Zenginin kalabalığın içinde ne işi var? Parası var, ‘alo’ diyor her şeyi ayağında. Niye dışarı çıksın ki? Ama ben şimdi eve kapansam ne yiyeceğim? Olan hep garibana oluyor. Ezilen hep yoksul ve gariban. Hadi bize eve kapanın deseler, ne yapacağız?”   Salgınla insanların sokağa çıkmakta kaygılı olduğunu ifade eden Tunç, “Bu pazarı da vurdu” dedi. Son günlerde içine girdiği zarara değinen Tunç, banka borcunu ve kredi taksitlerini ödeyemediğini, salgınla birlikte ekonomik sorunlarının katlandığını söyledi. Açıklanan ekonomik tedbir paketinde kendisine dair bir şey bulamadığını dile getiren Tunç, “Malın olup da sağlık olmadan ne yapacağım ben? Durumumuz iyi olsa, pazara gelmezdik. Bir ay, iki ay kendimizi korumak için evde kalırdık. Ama imkânımız yok. Allah kimseyi darda bırakmasın. Hakikaten zor” diye yakındı.    Bir başka tezgahta mikrofon uzattığımız Ahmet Gökmen, çocukluğundan bu yana pazar esnafı. Tedbirlerin açıklanmasından sonra insanların evlerine patates ve soğan gibi temel gıdaları stoklaması Gökmen’in işlerinde artışa neden olmuş ancak bu stoklamanın bir noktada duracağını dile getiriyor. Gökmen, “Nereye kadar alışveriş yapacak insanlar? Hadi bir hafta patates stokladı, bir hafta soğan stokladı. Bir yerde durur. Bir aya kalmadan satışlarımız mutlaka kötü etkilenecektir” dedi.   ‘3 GÜNDÜR SİFTAH YOK’   Sıhhiye pazarında meyve-sebze tezgahları haftada iki gün kurulurken, diğer günlerde kıyafet, çamaşır, ev eşyası gibi pek çok ürün için tezgahlar kuruluyor. Gökmen, pazarda sadece gıda tezgahlarının satış yaptığına dikkat çekerek, “Bak arka taraf bomboş. Burada çamaşır, kıyafet satan ablalarımız vardı. İki üç gündür siftahları yoktu, kapattılar, gittiler. Onlar şu an çalışmadan bekliyor. Şu anda gıdadan yana panik var” diye belirtti.   “Koronavirüsün panzehiri burada! İşte Pırasa!” diyerek tüm dikkatleri tezgahına toplayan Ozan isimli esnaf, vücut direncini yükseltmeye yönelik tartışmalar içinde kendi satış stratejisini geliştirmiş. Salgının pazara etkisine değinen Ozan, “Daireler boşaldı, okullar boşladı. Etkisi büyük” diyerek kötü gidişatı dikkat çekti.   ‘YASTIK ALTINDA PARAMIZ YOK’   Pazar’da sadece sarımsak satan tezgahıyla dikkat çeken Yaşar adlı başka bir esnaf ise şunları söyledi: “Biz de içeriye tıkılırsak perişan oluruz. Esnaf 4 gün çalışmasa aç kalır. Esnafın parası yok. Günlük çalışıyoruz, günlük yiyoruz. Yastık altında paramız yok. Ayakkabı kutusunda da paramız yok. Kutulara parayı başkası koyar. Esnaf koymaz. Bence kimse ne olacağını bilmiyor. Ben ekmeğime bakıyorum.”   MA / Eylül Deniz Yaşar