‘Erkek cesareti iktidar ve karakoldan alıyor’ 2020-08-11 09:09:11 DİYARBAKIR - Evli olduğu Zülfü P.’nin karakoldan serbest bırakıldıktan sonra saldırısına uğrayan ve ağır yaralanan S.P.’nin avukatı Burcu Korkmaz, kadına yönelik şiddet uygulayan erkeğin bu cesareti, iktidardan ve karakolda polisin gösterdiği tavırdan aldığını söyledi. Kadınları erkek şiddetinden korumak için oldukça etkili maddeler içeren İstanbul Sözleşmesi, Türkiye’de uygulanmıyor. Sözleşmenin uygulanmaması bir yana, uzun bir süredir sözleşmeden geri çekilmeye dönük ciddi tartışmalar yürütülüyor. İktidarın sözleşmeye ilişkin kararını bu hafta içinde açıklaması beklenirken, hafta içinde Diyarbakır’da iki kadın evli oldukları erkek tarafından öldürülmek istendi. Kadınlardan Yenişehir ilçesine bağlı Dicle Kent Mahallesi'nde yaşayan S.P. (39) evli olduğu Zülfü P. tarafından 2 Ağustos günü kesici silahla katledilmek istendi.   CİNAYET İŞLEDİ   S.P.'yi ağır yaralayarak olay yerinden kaçmak isteyen Zülfü P., kendisinin kaçmasına engel olan  eniştesi Hüseyin Balta’ya bıçakla saldırdı. Yaralanan Hüseyin Balta, tedavi edildiği hastaneden taburcu edildikten sonra evde yaşamını yitirdi.   HALA FİRAR   Ağır yaralanan S.P., komşularının polisi ve ambulansı araması üzerine Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nin yoğun bakım servisine kaldırılarak, tedavi altına alındı. 3 gün yoğun bakımda kalan S.P. hayati tehlikeyi atlatmasının ardından dün Göğüs Cerrahi Servisi'ne alındı. Buradaki tedavisi tamamlanan S.P., hastaneden taburcu edildi. S.P.’nin canına kast eden, eniştesini ise öldüren Zülfü P. ise hala yakalanamadı.   İKİ AYDA ÜÇ ŞİKAYET   S.P.’nin avukatı Burcu Korkmaz, müvekkilinin son iki ay içinde 3 defa karakola gidip Zülfü P. hakkında şikayetçi olduğunu, ancak iki şikayetinde Türkçe bilmediği için karakolda kendini ifade edemediğini, üçüncü şikayetinde ise yeğeni ile karakola gidip ifade verdiğini kaydetti.   SİSTEMATİK İŞKENCE   Son altı ay içinde sistematik şiddete maruz bırakılan S.P.'nin sadece son şikayetinin işleme konulduğunu kaydeden Korkmaz, “Yoğun şiddet 6 ay önce başlıyor. Zülfü P. müvekkilimi son aylarda yoğun olarak şiddete maruz bırakıyor. Son iki ay içinde de müvekkilim tarafından karakola şikayet ediliyor. Zülfü P.  gözaltına alınıyor. Müvekkilim eve gönderiliyor” diyerek S.P’nin ağır yaralanmasına, eniştesinin ise ölümüne neden olan ihmalleri sıraladı.   KARAKOLDAN SERBEST BIRAKILDI   Korkmaz, olay gününü şu sözlerle anlattı: “2 Ağustos günü müvekkilim karakola gidiyor. Şüpheli tutuklanıncaya kadar karakolu terk etmeyeceğini söylüyor. Şiddet gördüğü ölümle tehdit edildiği için bir işlem yapılmasını istiyor ve karakolda beklemeye başlıyor. Daha sonra gözaltına alınan Zülfü P.’nin ifadesi alınıyor. Şüphelinin ifadesi alınırken, müvekkilim ve çocukları evine dönüyor. Savcılık, şüphelinin tutuklanma ihtimali üzerinde duracaklarını söylüyor. Ancak iki saat sonra Zülfü P. serbest bırakılıyor. Eve gelip çocuklarının yanında müvekkilime şiddet uygulamaya başlıyor.”   S.P.’nin çocuklarının gözü önünde Zülfü P. tarafından darp edildikten sonra kesici silahla yaralandığını belirten Korkmaz, Zülfü P.’nin kaçarken S.P’nin eniştesi Hüseyin Balta’yı da yaraladığını birkaç gün sonra hastaneden taburcu edilen Balta’nın evde yaşamını yitirdiğini söyledi.   HAYATİ TEHLİKESİ DEVAM EDİYOR   S.P’nin 3 gün yoğun bakım servisinde tedavi gördüğünü, ardından Göğüs Servisi’ne alındığını ve geçtiğimiz gün taburcu olduğunu kaydeden Korkmaz, müvekkilinin hayati tehlikesinin devam ettiğini söyledi. S.P. ve aile bireylerinin hala tehdit altında olduğunu söyleyen Korkmaz, “Müvekkilimin hayati tehlikesi sürüyor. Hem yarasından kaynaklı, hem de Zülfü P. ve ailesi tarafından bir tehdit altında. Şüpheli henüz yakalanmadı. Bunun için savcılıkla iletişime geçtik” dedi.   FAİL KADAR KARAKOL DA SORUMLU   Karakolun, S.P’nin ölüm tehdidi aldığına dair şikayetlerine rağmen görevini yapmayarak, erkeği serbest bırakmasına tepki gösteren Korkmaz, “Kadına yönelik şiddet aile içinde yaşanıyorsa,  gittiğiniz karakoldaki görevliler, hiç tanımadıkları kadınların hayatları hakkında karar verme yetkisini kendilerinde görüyorlar. ‘Aile içi bir olay, biz buna karışmayalım zaten bir hafta içinde düzelir’ mantığı ile yaklaşılıyor. Kendilerince karar alıp, bir de uyguluyorlar. Oysa yapmaları gereken yasaları uygulamak. Şikayeti işleme almak, savcılığa sevk etmek. Fail kadar burada karakolda sorumlu” ifadesinde bulundu.    KARAKOLLAR VİCDANİ BASKI UYGULUYOR   Şikayet için karakola giden kadınların vicdani baskı altında tutulmaya çalışıldıklarını dile getiren Korkmaz, “Yakın zamanda sürekli takip edilerek taciz edilen bir kadın karakola şikayet başvurusunda bulundu. Gözaltına alınan erkek için, karakoldaki görevli memurlar, ‘Bu adam düzgün biri, sana bu kötülüğü yapmış olamaz, uzlaşın’ diyerek vicdanen bir baskı oluşturmaya çalışıyorlar. Durup başkalarının hayatı hakkında karar vermeleri birçok olumsuz sonuca neden oluyor” diye konuştu.    İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NİN ÖNEMİ   İstanbul Sözleşmesi’nin amacına değinen Korkmaz, kadınların ancak sözleşmenin tüm maddelerinin uygulanması ile korunacaklarını söyledi. Korkmaz, “İstanbul Sözleşmesi, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak, bir kadının kadın olduğu için şiddet görmesini engellemeyi içeriyor. İstanbul Sözleşmesi’nin  kaldırılmasının gündeme geldiği şu zamanda, mevcut durumda kadınlar katlediliyorken, sözleşmeden geri adım atmak demek kadınlar açısından endişe ile karşılanıyor” sözleri ile sözleşmenin önemine değindi.   SÖZLEŞME KADINLAR İÇİN GÜVENCE   İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasanın etkin bir şekilde uygulanması ile kadına yönelik şiddetin milimize edileceğini söyleyen Korkmaz, sözleşmenin ‘Aile yapısını bozuyor’ söylemlerine ilişkin , “Oysa sözleşme tüm kadınların erkek şiddetinin bu denli arttığı bir toplumda bir güvencedir. Bize 6284 gibi bir kanunu getirdi aslında uygulansa artıları olan kadını koruyan şiddeti en asgari seviyeye indirecek bir yasa. Sözleşmeye müdahale edip, karşı çıkmak, mevcut kötü manzaranın daha da kötüleşmesi demek” ifadesinde bulundu.   ERKEK İKTİDARDAN CESARET ALIYOR   Kadın cinayetlerindeki artışın nedenlerine de değinen Korkmaz, cinayet işleyen erkeğin bu cesareti iktidardan ve karakollarda polisin gösterdiği tavırdan aldıklarını dile getirerek, şöyle devam etti: “Erkek ifadeye çağrılıyor, serbest bırakılıyor, ceza almıyor, iyi hal indirimi alıyor. Karakollarda polisin tavrı, erkeğin sırtını sıvazlayan söylemleri ile cinayetler meşrulaştırılıyor. Erkek bu yaklaşımdan cesaret alıyor.”   MA / Arjin Dilek Öncel