Üniversiteli kadınların tehdit edilmesine tepki 2020-10-28 12:33:39   ANKARA - Üniversiteli Kadın Kolektifi, üyelerinin ailelerine yönelik polis tehditlerine ilişkin, "Feministlerden korkmakta haklısınız. Yaşamlarımızı savunmak için mücadele etmek, feminist özsavunma atölyesi yapmak, İstanbul Sözleşmesini savunmak suç değildir" açıklaması yaptı.   Üniversiteli Kadın Kolektifi, üyelerinin aileleri üzerinden yapılan polis tehditlerine ilişkin Mor Mekan'da basın toplantısı düzenledi.  Açıklama öncesi polis, Mor Mekana gelen kadınları Genel Bilgi Taramasından (GBT) geçirdi.    "Feministlerden korkmakta haklısınız EGM" pankartının açıldığı toplantıda konuşan Kolektif Üyesi Zeynep Kurt, üyeleri olan bir kadının ailesinin, polis olduğunu iddia eden Murat Yılmaz tarafından aranarak, Üniversiteli Kadın Kolektifinin düzenlediği İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanun üzerine bir hukuk atölyesi ve feminist özsavunma atölyesine katılımı gerekçe gösterilerek tehdit edildiğini açıkladı. Kurt, "Polis oldukları dahi kesin olmayan çete tarafından kadınların sözde velilerine şikâyet edilmesi tamamen hukuksuz bir uygulamadır" dedi.   'ATÖLYELER TEHDİT ALGISI'   AKP’nin 18 yıldır şiddet veya ölümden başka bir şey sunmadığını belirten Kurt, "Biz bunu AKP’nin kadın düşmanı, dinci gerici politikalarından, söylemlerinden, uygulamalarından ve bizzat kadınlar için yaşamsal olan İstanbul Sözleşmesi’ni uygulamayıp kaldırmaya çalışmasından biliyoruz. İstanbul Sözleşmesi, AKP’nin de patriyarkanın da bizlere koyduğu sınırları reddeden, erkek şiddetini kabul etmeyen ve başka bir yaşam mümkün diyen kadınların kazanılmış hakkıdır.  Bu yüzdendir ki pandemi sürecinde evlerine kapatılan ve özgürleşme alanları olan kampüslerden ayrılan üniversiteli kadınların, kamusal alana dönüşü ve çeşitli atölyelerle bulundukları alanı dönüştürmeleri bizzat iktidar tarafından tehdit olarak algılanmıştır" diye konuştu.   'YAŞAMIN FEMİNİZASYONU İÇİN FAALİYETLER'   AKP'nin kadın düşmanlığını, ırkçı ve gerici politikalarını meşrulaştırma aracı olarak kullandığına işaret eden Kurt," Üniversiteli Kadın Kolektifi, yaşamlarının her alanına müdahale eden iktidarın neoliberal-patriyarkal politikalarına karşı yaşamlarını savunan kadınların örgütüdür. Patriyarkayla mücadelede kadınların, feminist özsavunma pratikleriyle bir araya gelerek güçlenmesini, şiddet karşısında dayanışmayı büyütmeyi hedefler. Üniversiteli Kadın Kolektifi kuruluşundan bu yana üniversitede gerici cinsiyetçi akademisyenlerin karşısına yumurtalarıyla, mor boyalarıyla çıkmış; kampüslerden başlayarak tüm yaşamın feminizasyonu için faaliyetler yürütmüştür" diye belirtti.    'MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ'   Son 12 yılda 3247 kadının öldürüldüğünü ve binlerce kadının her gün şiddete uğradığını kaydeden Kurt, şöyle konuştu: "Aile bakanı 'her şüpheli ölüm kadın cinayeti değildir' diyebiliyorsa, erkek yargı hala kadın katillerine iyi hal indirimleri vererek cezasızlık kültürünü örgütlüyorsa, pandemi sürecinde ev içi şiddet oranları katlanarak artarken ülkenin içişleri bakanı televizyonlardan 'karı koca arasındaki küçük atışmalar' diyerek gülebiliyorsa, ensar vakfında 45 çocuk istismar edilirken 'bir kereden bir şey olmaz' diyerek eğitim sistemi tarikatlara emanet ediliyorken feministlerden korkmakta haklısınız. Bu memlekette yaşamlarımızı savunmak için mücadele etmek, feminist özsavunma atölyesi yapmak, İstanbul sözleşmesini savunmak suç değildir. Asıl suç İstanbul Sözleşmesini uygulamamaktır. Biz kadınlar yaşamlarımızda baba, sevgili, polis, hoca, koca figürleri ile tek adamlara dönüşerek çevremize duvarlar örenlere karşı mücadele etmeye devam edeceğiz, baskılar bizi yıldıramaz.”