TJA kampanyasında Kasım ayı: Örgütlülük ve mücadele olacak 2020-11-02 09:10:28 DİYARBAKIR - Önümüzdeki günlerde “Kendimizi Savunuyoruz” kampanyasının ikinci ayağının startını vereceklerini belirten TJA aktivisti Beritan Önen, 25 Kasım kapsamında kadın örgütlülüğüne yoğunlaşıp mücadelenin ön plana çıkacağını söyledi. Özgür Kadın Hareketi’nin (Tevgera Jinên Azad-TJA), 15 Eylül’de başlattığı ve 4 ay sürecek olan "Em xwe diparezin" (Kendimizi savunuyoruz) kampanyası devam ediyor. PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik İmralı’da yürütülen tecride, siyasi soykırıma, tacize, tecavüze, anadile ve inançlara yönelik saldırılara karşı başlatılan kampanyanın ilk ayında, “öz savunma” başlığı tartışılarak, karma ve özgün atölyeler düzenlendi.    Kampanyanın henüz ilk ayında amaçlanan hedefe ulaşıldığını belirten TJA aktivisti Beritan Önen, kampanyasının ikinci ayında ise, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında kadın örgütlülüğüne yoğunlaşıp, mücadelenin ön plana çıkacağını söyledi. Kampanyanın ilk ayında cins bilinci ve özsavunmanın önemini açığa çıkarmayı amaçladıklarını ifade eden Önen, “dünyada kadın sorunu değil, erk sorunu” olduğu için atölyelere erkekleri de katarak, sorgulamaya sevk etmek istediklerini dile getirdi. Tüm dünyada elde edilen kazanımlara karşı bir saldırı olduğunu kaydeden Önen, bu saldırıların Türkiye ve Kürt coğrafyasında daha görünür olduğunu belirtti.     ÖZSAVUNMA    Önen, “Eğer kazanımlarımıza ve bedenimize yönelik bir saldırı varsa, özsavunmanın önemini de anlamak lazım. Özsavunma sadece fiziksel bir savunma değildir. Kadın kimliğine, diline, kültürüne karşı aldığı bir savunma biçimidir. Özellikle Kürt kadınları için özsavunma bir gerekliliktir. Çünkü dilin taşıyıcısı kadındır, yaşamın taşıyıcısı kadındır, yaşamı inşa eden kadındır. Kadınlara özsavunmayı yaşamın bütününe yaymanın gerekliliğini anlatmak için kampanyanın adını 'Kendimizi savunuyoruz' koyduk. Bununla birlikte yaşamın her alanına sirayet etmesi için mücadele ediyoruz ve kadınlara ulaşmaya çalışıyoruz” dedi.    ‘KAMPANYA UMUT OLDU’   İstanbul’dan Hakkari’ye, Mardin’den Antalya’ya bir çok kentte çalışma yürüttüklerini sözlerine ekleyen Önen, “Bu kampanya kadınlara moral oldu. Yalnız olmadıklarını hissettiler. Çünkü kadınlara yönelik bir saldırı söz konusu. Günde 3 veya 4 kadın katlediliyor, tacize ve tecavüze uğruyor, çocuklar istismar ediliyor. Bir bütün olarak kadın kırımı söz konusu. Kampanyamız kadınlara umut oldu” diye belirtti.    25 KASIM’A HAZIRLIK   Kampanyanın ikinci ayağının Kasım ayına denk gelmesi nedeniyle 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında kadın örgütlülüğü ve kadın mücadelesini güçlendirmeye yoğunlaşacaklarını söyleyen Önen, “Kampanyanın ikinci ayında, daha güçlü ve daha dolu gerçekleşecek bir planlama içerisindeyiz. Önümüzdeki günlerde ikinci ayın startını da vereceğiz” bilgisini paylaştı.    ‘BU MÜCADELE YENİ DEĞİL’   AKP iktidarının kadınlara yönelik saldırılarını, “sıkışmışlık" olarak yorumlayan Önen, “Çünkü kadınların verdiği mücadele yeni değil, 40 yıllık bir mücadelenin ardılarıyız. İktidar kadının toplumu değiştirecek güce sahip olduğunu biliyor. Kadın kurumlarına, aktif çalışma yürüten sendika temsilcilerine, siyasi çalışma yürüten kadınlara yönelik saldırının altında yatan neden, iktidarın koltuğunu korumak, zihniyetini korumak ve bu zihniyeti toplumun bütününe yaymaktır” ifadelerini kullandı.    Diyarbakır’da belediyelere atanan kayyımların hedef aldığı kadın kurumlarının kapatılmasının kadına yönelik şiddet ve cinayetlerle ilişkili olduğunu dile getiren Önen, şöyle konuştu: "Kadınlar şiddet karşısında başvuracakları bir yer bulamadı. Bu şiddet bir süre sonra kadın cinayetleri olarak karşımıza çıktı. Çünkü kadınlar yalnız bırakıldı. Bu süreçte Diyarbakır’da çok sayıda kadın cinayetinin yaşandığını ve çok fazla şiddetin yaşandığını söylemek mümkün. Remziye Yoldaş örneği gibi. Remziye Yoldaş, cezaevi firarisi olan eşi tarafından ölüm tehditleri alıyordu. Karakola gitti ancak koruma kararına rağmen öldürüldü. Oysa Remziye’nin başvurabileceği bir kadın kurumu olsaydı, hayatta olacaktı. Kadınlar canı pahasına Remziye’yi koruyacaktı."   ‘GÜÇLENECEĞİZ GÜÇLENDİRECEĞİZ’   “Kadın kurumlarını ve aktif çalışma yürüten kadınları hedef almak, kadın cinayetlerinin önünü açmaktır” diyen Önen, "TJA’lı kadınlar olarak bugün kadın mücadelesi içerisinde toplumu değiştirme iddiası ile bu yolda ilerliyoruz. Onlar saldırdıkça biz güçleneceğiz, güçlendireceğiz. Biz kadınlar bu saldırılara daha çok örgütlenerek cevap veriyoruz. Amaç edindiğimiz nokta şudur; toplumda ulaştığımız her bir kadın, iktidarın saldırısına bir cevaptır. Ev ev dolaşıp temas kurduğumuz tüm kadınlarla saldırılar karşısında daha örgütlü duracağız. Yıllardır verdiğimiz kadın özgürlük mücadelesini bu kampanya ile harmanlayıp, kültürümüze, dilimize ve kimliğimize yönelik saldırılara karşı savunma mekanizması geliştireceğiz" dedi.    'YENİDEN İNŞA EDELİM'   Önen, TJA olarak kadınlara “Buradan kadınlara mesajımız şu; yalnız değilsiniz. Bizler şiddettin mahkûmu değiliz, öldürülmek zorunda değiliz, susmak zorunda değiliz. Gelin birlikte toplumu değiştirelim ve toplumla birlikte yaşamı yeniden inşa edelim” çağrısında bulundu.    MA /  Arjin Dilek Öncel - Fahrettin Kılıç