Erkekler karakolda cesaret topluyor 2021-07-01 09:03:00 ANTALYA - Kadına yönelik şiddetin cezasızlık politikasıyla arttığını hatırlatan Antalya Barosu'ndan Nagihan Bulduk, “Kadınlar karakolda umudunu yitirirken, erkekler daha çok cesaret buluyor” dedi. Türkiye'de her geçen gün kadına yönelik şiddette artış yaşanıyor. Buna karşı dört bir yanda sokaklarda olan kadınlar ise yasaların uygulanması, toplumsal eşitliğin sağlanması için mücadele veriyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun (KCDP), Mayıs ayı verilerine göre, 17 kadın katledildi, 20 kadın şüpheli bir şekilde hayatını kaybetti. 2020 yılında 300 kadın katledilirken 177 kadın şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. Yaşanan kadın cinayetlerine ilişkin konuşan Antalya Barosu Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurulu üyesi Nagihan Bulduk, her geçen gün artan kadına yönelik şiddettin çok sayıda nedeni olduğunu söyledi.    CEZASIZLIK ARTTIRIYOR   Ülkede yürütülen politikalar ve kadınlar konusunda sergilenen tavırların şiddet vakalarının artmasının önemli nedenlerinden olduğunu belirten Bulduk, kadına karşı şiddet vakalarında cezasızlığın ise en önemli neden olduğunu ifade etti. Türk Ceza Kanun’unda (TCK) var olan yasaların kadına yönelik şiddet noktasında erkeklere cesaret verdiğini kaydeden Bulduk, “Kadına yönelik şiddette eşe karşı şiddet nitelikli hal olarak değerlendirilir. Fakat Türkiye’nin bir gerçekliğini göz önüne alınmıyor. Dini nikâhla yaşayanların sayısı azımsanmayacak kadar fazla. Ya da boşandıktan sonra şiddete uğrayan kadınların sayısı göz ardı edilemeyecek kadar çok. Yapılan istatistiki çalışmalar gösteriyor ki kadınlar en çok boşandıkları partnerlerinden şiddet görüyor. Böyle bir durumda boşandıysa ve şiddet görmeye devam ediyorsa faile verilecek ceza sırf yasada aranan eş koşulu karşılamadığı için daha az oluyor. Nitelikli hallerden ve ağır cezai yaptırımdan kadın mahrum bırakılıyor. Haliyle bu da erkeği daha da güçlendiriyor” dedi.   SON AŞAMA KARAKOL   Kadınların, “Bana sesini yükselti, yan baktı” gibi nedenlerle karakola gitmediğinin şiddetin artık kendileri için son noktaya geldiği zaman karakola gittiğini belirten Bulduk, “Karşılaştıkları muamele geri çevirme olduğu zaman ya da fail ile aynı ortamda bekletilip psikolojik olarak bir caydırma söz konusu olduğu zaman güvenlerini kaybediyorlar. Bir çaresizlik duygusuna kapılıyor. Bir defa şikâyete gidip geri döndüğü zaman ikinci defa da ise artık bir faydası olmuyor diyor. Fail de bundan güç alıyor. ‘gittinde ne oldu. Bak geri döndün’ diyor. Polisler tarafından faile karşı ‘tabi abi haklısın ama…’ sırt sıvazlamada var.  Haliyle faillerde ‘bak beni haklı görüyorlar. Hiçbir şey yapmadılar. Sana ne yaparsam yapayım bana hiçbir şey olmaz’ tavrıyla hareket ediyorlar. Kadın bundan dolayı daha da umudunu yitiriyor. Erkek ise daha çok şiddet uygulama noktasında cesaret buluyor” diye konuştu.   KADIN CİNAYETLERİ POLİTİKTİR   Ölüme giden yolun bir tokatla başladığını vurgulayan Bulduk, kadına yönelik şiddet vakalarının azaltılması için öncelikle farkındalığın artırılması gerektiğini dile getirdi. 6284 Sayılı Yasa ile kadınlara koruyucu ve önleyici tedbirler ön görülse de uygulamada çok ciddi sıkıntıların olduğuna değinen Bulduk, “Özellikle İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının açıklanmasının ardından yapılan başvurularda tedbirlerin çok daha azı veriliyor ve çok daha kısa süre için. Yasa koyucular ve uygulayıcılar bu açıkları bilmelerine rağmen kapatmıyor. Biz de bunun için kadın cinayetleri politiktir diyoruz. İzledikleri yöntemlere bakıldığı zaman bu görülüyor. Kadın cinayetlerine ilişkin bir gündem olduğu zaman suni gündemler yaratmaktan başka nasıl bir formül geliştiriyorlar” ifadelerinde bulundu.   MA / Ömer Akın