İstanbul Sözleşmesi kaldırıldı: Şiddet artacak 2021-07-01 09:03:02 HATAY - Erkek şiddetine uğrayan avukat Fatma Erşen Ünsüren, İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırılmasıyla bu tür vakaların ve cezasızlığın artacağını söyledi. Hatay’ın İskenderun ilçesinde Avukat Fatma Erşen Ünsüren, Ocak ayında eşi tarafından şiddet gördü. Ünsüren’in şikayeti üzerine eşi K.Ü.’ye dava açıldı.  Davanın 22 Haziran'da İskenderun 8'inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde karar duruşması görüldü. Mahkeme, K.Ü. hakkında "yaralama" suçundan 140 gün hapis cezası vererek, cezayı 2 bin 800 TL idari para cezasına çevirdi. "Tehdit" suçundan 25 gün hapis cezası vererek, bunu da 500 TL idari para cezasına ve "hakaret" suçundan da 75 gün hapis cezası vererek, cezayı bin 500 TL idari para cezasına çevirdi. Mahkeme son olarak K.Ü.’ye verilen cezaların “hükmünün açıklanmasını geriye bırakılmasına” karar verdi.    K.Ü.’nün şikayeti ile mağdurken sanık durumuna düşen Avukat Fatma Erşen Ünsüren, İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesinin kadınları mağdur edeceğini söyledi. Ünsüren, sözleşmenin kaldırılmasıyla şiddet vakaları ve cezasızlığın artıracağını belirtirken, sözleşmeden çıkmanın kadının kendini daha korumasız hissetmesine neden olacağını ifade etti.    AİLE İÇİ ŞİDDET    Aile içi şiddete karşı cezaların yetersiz kaldığını ve çoğu zaman faillerin cezalandırılmadan serbest bırakıldığını vurgulayan Ünsüren, "Yargılamanın sonucunda şiddet mağduru bir kadın olarak bende hayal kırıklığı yaşadım. Şiddete maruz kalırken, kaçıp kurtulmaya çalışmak suç mu diye düşünür oldum? Ne yazık ki meşru müdafaa hükümlerinin uygulanmaması karşısında büyük bir hayal kırıklığı içindeyim. Ama her ne olursa olsun verdiğim onurlu mücadele bile şiddet mağduru birçok kadına örnek olup sessiz kalmamalarına bir nebzede olsa katkı sağlayacağı için de umutluyum" dedi.   İstanbul Sözleşmesi yürürlükteyken bile hükümet tarafından gerekli şekilde uygulanmadığına değinen Ünsüren, sözleşmenin yeniden yürürlüğe konulması gerektiğini söyledi. Ünsüren, şöyle sürdürdü: “Kadına karşı şiddetin önlenmesi noktasında caydırıcı cezalar verilmesinin yanında, toplum olarak bilinçlendirilmemiz gerektiğini düşünüyorum. Şiddetin çözüm olmadığını yaşam hakkımızın elimizden acımasızca alınamayacağını düşünüyorum. Ayrıca Türk Ceza Kanunu’na ‘ısrarlı takibin’ biran evvel ek madde olarak konulması gerektiği kanısındayım."