Ortadoğu Konferansı'na katılan Koçyiğit: Kadın sisteminin ilk adımını ittifakla attık 2021-08-05 09:04:07 İSTANBUL - Ortadoğu ve Kuzey Afrika 2. Kadın Konferansı'na katılan HDP'li Gülistan Kılıç Koçyiğit, hedeflerinin Ortadoğu ve dünyada demokratik bir kadın devrimi olduğunu belirterek, kadın ittifakıyla ilk adımı attıklarını söyledi. İlki 2013 yılında Diyarbakır'da gerçekleştirilen Ortadoğu Kadın Konferansı’nın ikincisi, “Kadın Birliği ile Demokratik Devrimi Gerçekleştireceğiz” şiarıyla 30-31 Temmuz'da Lübnan başkenti Beyrut'ta toplandı. İki gün süren oturumlarda Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki kadın örgütlülüğü ele alınarak, bölgelerin durumu, yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri tartışıldı. Saldırılara karşı ortak mücadele vurgusunun öne çıktığı konferansın en önemli kararlarından biri, birlikte mücadele zemini için "Ortadoğu ve Kuzey Afrika (MENA) Demokratik Kadın İttifakı"nın kurulması oldu.    Birçok ülkeden delegasyonun yer aldığı konferansa, Türkiye'den katılan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Muş Milletvekilli Gülistan Kılıç Koçyiğit, konferansa ve kararlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.    YENİ BİR DÜNYA    Konferansın ilkinin PKK Lideri Abdullah Öcalan ile devlet yetkilileri arasında "çözüm" diyaloglarının yürütüldüğü bir süreçte yapıldığını anımsatan Koçyiğit, konferansların  gerçekleştirildiği koşullara değindi. 2013 yılının Türkiye açısından barışa kapı aralandığı ve toplumsal iklim açısından birçok ülkenin barış deneyiminden faydalandığı bir yıl olduğunu vurgulayan Koçyiğit, “Ama ne yazık ki zaman içerisine süreç barıştan savaşa evirildi. Ama sadece Türkiye açısından değil, bütün Ortadoğu açısından kanlı bir süreç başladı. Ortadoğu ve Kuzey Afrika’yı sarıp saran bir savaş sürecinin içerisindeyiz. Bu anlamıyla hem Kuzey Afrika’daki savaş gerçekliği hem Ortadoğu’da ki dinamiklerin çok hareketli olması, emperyalist devletlerin sürekli bölgeye müdahale etmesi, savaşı kışkırtması, halkları birbirine kırdıran bakış açısına karşılık; birçok ülkeden kadının bir araya gelmesi ve birlikte ‘ne yapabiliriz, nasıl bir ülke, nasıl bir Ortadoğu, nasıl bir Kuzey Afrika, nasıl bir dünya kurabilirizi' birlikte tartışması çok kıymetli. Çünkü savaşın ilk kaybedeni kadınlar” diye belirtti.    ORTAK TESPİTLER   Konferansın heyecan ve umudu arttırıp, geleceğe daha güvenle bakmalarını sağladığını ifade eden  Koçyiğit, kadınların ortak tespitlerine dair ise şunları söyledi: “Kadınların ortak tespitlerinden biri, bölgede dinin istismar edildiği yönünde oldu. Birçok hükümetin dini, siyasi saiklerle kullandığı, bütün toplumlara dinciliği dayattığı, dinci bir sisteme dayalı bir yapı inşa etmek istedikleri ve bu dinciliğin en fazla kadınları etkilediği ifade edildi. Bu bakış açısının, bölgemizdeki çocuk evlilikleri, recm, kadın sünneti, medeni kanun ve anayasal hakların sürekli tırpalanmaya çalışılmasındaki etkileri tespit edildi. Bunun dışında mevcut iktidarların eril yapısı yani devletlerin demokratikleşmemesi ortak tespitlerden bir diğeriydi. Tek adam rejimlerinin Ortadoğu’nun birçok yerinde yerleşik hale gelmesinin etkilerine değinildi. Şengal  soykırımı hemen hemen bütün kadınların altını çizdiği bir meseleydi, çoklu evlilik, taciz, tecavüz, kadına yönelik şiddet, göçertme politikaları, ekolojik ve iklim krizi birinci başlık olarak ele alındı. Cinsiyetçi eğitim sistemi, cinsiyetçi toplumsal kodlar, kadınların sürekli dışlanması ve bunların sistemin bir parçası olması temel eleştiri başlıklarını oluşturdu.”    ZİHNİYET AYNI    Her delegasyonun yaşadığı coğrafyanın sorunlarına değinse de birçok sorunun bütün ülkelerde aynı olduğunu gördüklerini söyleyen Koçyiğit, Türkiye'nin temel sorununun ise 40 yıla aşkın süredir devam eden Kürt sorunu olduğunu  belirterek, ekledi: “Bu kadar derin bir sorunun olmuş olması kadınların yaşadığı sorunları katmerleştiriyor. Çünkü Türkiye’de yaşayan Kürtler olarak hem Kürt hem de kadın kimliğimizden kaynaklı çifte bir sömürüye, baskıya, ezilmişliğe maruz kalıyoruz. Bu anlamıyla bizim daha farklı özgünlüklerimizin olduğunu ifade edebilirim. Bunun yanında son 20 yıllık AKP iktidarı ile bölgedeki birçok hükümetin bakış açısının birebir aynı olduğunu söyleyebiliriz. Sunumumuzun iki temel yaklaşımı vardı. Birincisi; Kürdistan’da yaşanan savaşa bağlı olarak gerçekleşen kadım kırımı politikaları ve özel savaş politikaları, 2015 yılında öz yönetim sürecindeki yaşananlar. İkincisi ise; bütün bu savaşlardan kaynaklı yaşadıklarımızın bütün Türkiye’deki kadınlara etkileri ve AKP’nin kadın düşmanı politikalarını ifade etmeye çalıştık.”    DEMOKRATİK KADIN DEVRİMİ   Konferansta alınan kararlar ve önümüzdeki sürece dair ise Koçyiğit, şunları söyledi: “Kadın ittifakı  kararı alındı. Bu ittifakın nasıl olacağına dair tartışmayı süreç içerisine bıraktık. Konferansa gelen delegasyonla bir grup kuruldu ve yönteme dair tartışmalar yürütülecek. Her ülkeden en az bir kişinin katılacağı bir koordinasyon kurulması, bunun için de her ülkenin kendi komitelerini kurmasına dönük kararlaşma sağlandı. Önümüzde 6 aylık bir süreç var. Bu sürede bunun yöntemini, tarzını ve içeriğini konuşacağız. ‘İlk nereden başlamalıyız, orta vadede neler yapmalıyız, uzun vadede hedefimiz nedir’ anlamında bir tartışma yürütülecek. Yerel, ulusal ve bölgesel anlamda dinciliğe, cinsiyetçiliğe, militarizme ve savaşa karşı ortak bir mücadele hattını yürüteceğiz. Asıl amaç bölgede ve dünyada demokratik bir kadın devrimini gerçekleştirmek.”   TÜRKİYE’DEKİ ÇALIŞMALAR   Türkiye açısından bu çalışmaların nasıl yürütüleceğine dair de bilgi veren Koçyiğit, “Konferansa birebir katılamayan ama online katılan arkadaşlarımızla toplantı yapacağız. Hem sonuç bildirgesi hem de bizim birebir orada kurduğumuz temaslar üzerinden neler yapılabilir,  Türkiye ve Kürdistan’da nasıl örgütleyebilir, büyük bir güçle nasıl motive edebilir ve ortaklaşabiliriz üzerinden bir tartışma yürüteceğiz. Türkiye’de kadın hareketi ciddi bir mesafe almış durumda. Hem Kürt kadın hareketi hem de Türkiye’deki feminist hareketinin ciddi bir birikimi var. İnanıyorum ki, çok iyi tartışmalar olacak”  dedi.    KADIN SİSTEMİNİN İNŞASI   İttifakın kadınların, “birlikte ne yapabiliriz” meselesinin ilk adımı olduğuna dikkat çeken Koçyiğit, ayrıca kadın sisteminin kurulmasının bir adımı olduğunu belirtti. Koçyiğit, devamında konferanstaki kararlaşmayla ilgili şunları söyledi: “Eylemsel, pratik, teorik anlamda birbirimizi besleyeceğimiz çok şey olduğunu düşünüyoruz. Örneğin; Rojava Devrimi bir model olarak konferansta sunuldu. Rojava’da, kadınlar anayasa yapım süreçlerine bire bir katılıyor. Kadınların anayasasını yaptığı, eşit temsiliyet hakkına sahip oldukları bir özgür alan var. Rojava'daki deneyimler ufuk açıcıydı. Kadınlar, o toplumsal sözleşmeyi yazarlarsa o zaman bu bir kadın anayasası olacaktır, bir kadın sistemini inşa eden anayasa olacaktır. Kadın sistemimizi her yerde inşa etmeye ihtiyacımız var. Bu ittifakın kendisi bu kadın sistemine bir adım olarak görülebilir.”    Koçyiğit, son olarak da tüm kadınları alınan kararları sahiplenmeye çağırdı.    MA / Diren Yurtsever