Gezer’in ölümünü protestoya verilen ceza ‘uygun’ bulundu 2022-02-16 12:33:41   İSTANBUL - HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın da aralarında olduğu 14 kadına verilen disiplin cezasının iptal edilmesi için Kocaeli 3’üncü İnfaz Hakimliği’ne yapılan başvuru reddedildi.    Kocaeli Kandıra 1 No’lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde işkence gören ve tecavüze uğrayan Garibe Gezer’in yaşamını yitirmesini slogan atarak protesto eden Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, siyasetçi Edibe Şahin ve Gülser Yıldırım’la birlikte 14 kadına 1 aylık disiplin cezası verildi. Verilen disiplin cezasına karşı Gülser Yıldırım ve Edibe Şahin’in avukatı Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) ve Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı (TOHAV) üyesi Hatice Ezgi Güngördü, 7 Ocak’ta Kocaeli 3’üncü İnfaz Hakimliği’ne itiraz başvurusunda bulundu. Güngördü’nün usule ilişkin itirazını 10 Şubat’ta değerlendiren hakimlik, itirazı reddederek, bir aykırılığın olmadığına karar verdi.     'GERÇEĞİN ORTAYA ÇIKARILMASI İÇİN'   Avukatın itiraz başvurusunun ardından Gülser Yıldırım ve Edibe Şahin, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile ifade verdi. Kürtçe ifade veren Yıldırım, Gezer’in kendisine uygulanan tecrit nedeniyle yaşamını yitirdiğini ifade etti. Gezer’in yaşamını yitirmesi olayının aydınlatılması ve gerçeğin ortaya çıkarılması için slogan attığını belirten Yıldırım, “Sloganın kendisi bile olayı açığa çıkarmaya yöneliktir. Cezaevi yaşanan acı olayı araştırması gerekirken, bizler hakkında soruşturma başlatmıştır” diyerek, tepkisini dile getirdi.   'İMRALI’DAN ÜLKEYE YAYILIDI'   İfadesinde, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik uygulanan tecride de değinen Yıldırım, bunun bir konsepte dönüştüğünü kaydetti. Bu konseptin tüm cezaevlerine yayıldığına dikkat çeken Yıldırım, “Bu tecrit tüm tutuklulara yönelik uygulanıyor. Hukuk dışı bir uygulamadır” dedi. Yıldırım, Öcalan’a uygulanan tecridin, artık tüm Türkiye’de de uygulandığına işaret etti. Yıldırım, “İmralı’daki cezaevinde değil, artık ülke üzerinde bir tecride dönüşmüştür. En insani taleplerimiz bile karşılanmıyor” diye konuştu.   'ÖLÜME SEBEP OLANLAR ARAŞTIRILSIN'   İfadesinde, Vedat Erkmen’in yaşamını yitirmesine de dikkat çeken Yıldırım, “Bu ölümlerin sebepleri ortaya çıkarılmalı ve sorumlu olanlar cezalandırılmalıdır” dedi. Yaşanan ölümler nedeniyle eylem yaptığını dile getiren Yıldırım, “Bu benim anayasal hakkımdır” diye kaydetti. Verilen disiplin cezasının iptalini isteyen Yıldırım, “Bir kadın olarak bu cezaya karşıyım. Ölümlere tepki gösterenler cezalandırılıyor. Asıl sorun budur. İnsani tepki gösterenlere değil, bu olaya sebep olanların araştırılmasını istiyorum” diye talepte bulundu.    Siyasetçi Edibe Şahin de aynı kapsamda savunma yaptı.   'YARGILAMA İHLAL TEŞKİL EDİYOR'   Avukat Güngördü de, müvekkillerinin mahkeme salonunda savunma yapmak istediklerini ancak bu taleplerinin kabul edilmediğini dile getirdi. Bu durumun Yargıtay’ın 16’ncı Dairesi’nin verdiği kararlara aykırı olduğunu belirten Güngördü, bu nedenle yargılamanın adil yargılama hakkı kapsamında ihlal teşkil ettiğinin altını çizdi.   AİHM’E DE AYKIRI   Esasa dair görüşlerini paylaşan Güngördü, cezaevinin keyfi uygulamaları nedeniyle Gezer’in yaşamını yitirdiğini, müvekkillerinin buna dikkat çekmek üzere slogan atma eylemi düzenlediklerini kaydetti. Bu eylemi cezalandırmanın anayasal ve insani hiçbir zemininin olmadığını ifade eden Güngördü, “Sizin burada vereceğiniz karar cezaevi işkencesini meşru görüp görmeyeceğiniz yönünde olacaktır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları açıktır. Bu disiplin cezası haberleşme hürriyetine aykırıdır. Bu yüzden disiplin cezasının kaldırılmasını istiyoruz” diye kaydetti.   Güngördü’nün müvekkillerinin duruşma salonuna getirilip savunmalarının alınmamasının “aykırılık” taşıdığına dair itirazını değerlendiren Kocaeli 3’üncü İnfaz Hakimliği, SEGBİS ile yapılan duruşmanın, duruşma salonundakinden bir farkı bulunmadığını belirterek talebi reddetti.   'CEZAEVİ İŞLEYİŞİ BOZULABİLİR'   Esas yönündeki itiraza da yanıt veren hakimlik, Gezer’in “intihar ettiğini” ileri sürdü. Hakimlik tutukluların “terör suçlarından” cezaevinde bulunduğunu, söz konusu tutukluların slogan atmalarının ise cezaevinin işleyişini bozduğunu belirtti. Hakimlik, “Kalabalık bir grubun attığı sloganlar, diğer mahpusları yüksek ses nedeniyle rahatsız edebilecektir. Sloganlarla bir grubun protesto eylemi gerçekleştirmesinin Ceza İnfaz Kurumlarını sürekli bir şekilde protestoların yapıldığı yerler haline getirebileceği, cezaevinde hükümlülerin serbestçe slogan atmaları beklenmeyecektir” dedi.   Siyasetçi ve tutukluların savunmalarında PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecride dikkat çekmesine hakimlik, “Bu, göz önünde alındığında söz konusu eylemin terör örgütüne bağlılığı canlı tutmaya katkıda bulanabilecek toplu ve sistematik eylem niteliğinde olduğu kabul edilmelidir” şeklinde değerlendirdi.     HAKİMLİK:VERİLEN CEZA UYGUN    Hakimlik, “Sonuç olarak şikayet edenlerin Ceza İnfaz Kurumunda bulunmanın gerektirdiği sorumluğa uygun davranmaması nedeniyle verilen cezanın zorunlu bir ihtiyacı karşıladığı, başvurulan yöntemden beklenen fayda ile Ceza İnfaz Kurumundaki disiplinin sağlanması arasındaki dengenin sağlandığı, sloganların örgütlü olarak atıldığı, bu nedenle düzeni ve disiplini bozucu nitelikte olduğu, bu nedenle verilen disiplin cezasının uygun olduğunu anlaşılmakla şikayetlerin reddine” şeklinde karar verdi.   Avukat Güngördü, hakimliğin kararının hukukla bağdaşmadığını belirterek, verilen 1 aylık disiplin cezasının iptal edilmesi için Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvuracaklarını belirtti.   NE OLMUŞTU?   Kocaeli Kandıra 1 No’lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde Garibe Gezer’in yaşamını yitirmesinin ardından "Katil devlet hesap verecek”, “Baskılar bizi yıldıramaz”, “jin-jiyan-azadi” sloganlarını attıkları gerekçesiyle siyasetçi kadınlar Figen Yüksekdağ, Edibe Şahin ve Gülser Yıldırım’la birlikte 14 tutuklu hakkında disiplin soruşturması başlatılmıştı. Söz konusu soruşturmaya ilişkin ifadeleri alınmak istenen kadınlar, Kürtçe beyanlarda bulunmak istedi, fakat cezaevi idaresi Kürtçe olarak verilmek istenen beyanları kabul etmedi. İdare Kürtçe beyanı, “örgüt propagandası” olarak değerlendirerek, savunmaları almadı. İdare ayrıca kadınların Kürtçe'deki ısrarını “Türkçe bildiği halde Kürtçe ile savunma yapmak istedi” diyerek, bunun da suçu işlediklerinin ispatı olduğunu belirtti. İdare, kadınların Gezer’in ölümüne tepki göstermesini “örgütsel dayanışma” olduğunu öne sürerek, cezanın üst sınırdan verilmesini istedi. Bunun üzerine Cezaevi Disiplin Kurulu tarafından 14 kadına 1 aylık “Haberleşme veya iletişim araçlarından yoksun bırakma” cezası verildi.