Kızının cenazesini alacağı günü bekliyor 2018-07-23 09:14:10   ŞIRNAK - Binbir emekle büyüttüğü 8 çocuğundan ikisini yasak sırasında kaybeder Hüsna Arslan. Çocuklarından Sait toprağa girer, Hacer ise bilinmezliğe. Arslan, Cizre bodrumlarında yaşamını yitiren Hacer’in cenazesini hala alacağı günü bekliyor.    “Sırtına aldığın yükü kendi sırtımda taşıyacağım. Bastonla yürümek zorunda kalsam bile bu yükü taşıyacağım." Bu sözler, oğluna cenazesi başında söz veren Hüsna Arslan'a ait.   BİN BİR EMEKLE BÜYÜTTÜĞÜ ÇOCUKLARI   Arslan, yüzlerce Botanlı kadın gibi daha çocuk yaşta sırtlamış yaşamın ağır yükünü. Gabar'ın eteklerindeki bir köyde büyüyen Arslan, daha çocukluğuna doyamadan 13 yaşında evlendirilmiş.   Arslan’ın çocuk yüreği baskın gelecek ki, ilk çocuğuna hamileyken dayanamaz çıkar sokakta arkadaşlarıyla oynarmış. Oğlu Sait'e hamileyken Cizre'ye gelen Arslan, doğumundan sonra mevsimlik tarım işçisi olarak çapa yapmaya ve pamuk toplamaya gitmiş. 8 çocuğunu, binbir emekle büyütmüş, gün gelip de ikisini devlet alıncaya kadar. Biri toprağa, girer diğeriyse bilinmezliğe...   Arslan, Cizre'deki sokağa çıkma yasağı döneminde kardeşi Selim ile birlikte Sait ve Hacer adlarındaki 2 evladını kaybeder. Selim'in henüz yasını tutarken, çocukları Hacer ve Sait’in bir binanın bodrum katında yaralandığını öğrenir.    ‘ÖLDÜĞÜNÜ KABULLENEMEDİM’   Kardeşi Selim'in cenazesini teşhis etmek için cenazelerin o sıra kaldırıldığı Habur Sınır Kapısı’na gittiğinde yaşadıklarını da Arslan, şu sözlerle anlatıyor: "Gittiğimde Selim’i teşhis ettim. Ama her cenazeye baktığımda bayılıyordum. Tanıdığım halde öldüğünü kabul edemiyordum. 'Hayır, bu değil' diyordum. Verilen kan örneğinin ardından bir hafta sonra kardeşimin cenazesini aldık. Yasını doğru dürüst tutamadım."   ‘OĞLUMU DİŞLERİNDEN TANIDIM’   2 çocuğunu da bodrumlarda kaybeden Arslan, yasağın kalkmasının ardından kızının cenazesinin teşhisi için Urfa'ya gider. Arslan, kızı sandığı cenazenin oğlu olduğunu görür. Arslan, o anları ise şöyle anlatıyor: "Tabutun olduğu yere kadar sürünerek gidebildim. Açtığımda Sait olduğunu gördüm. Dişlerinden tanıdım. Bayılmıştım. Tanıdığım halde Sait’in cenazesi olmadığını söylüyordum. Kabullenemiyordum. Ve o an Sait’in cenazesi başında ona bir söz verdim. Ona, 'Sırtına aldığın yükü kendi sırtımda taşıyacağım. Bastonla yürümek zorunda kalsam bile bu yükü taşıyacağım' sözünü verdim."   ‘KIZIMIN CENAZESİNİ BEKLİYORUM’   Oğlunu toprağa verdikten sonra kızı Hacer'in cenazesini bulmak için kan örneği verir. Ancak kızının cenazesini bulamayan Arslan, "Halen kızımın cenazesini bekliyorum. Sağ olmadığını kesin biliyorum. Belki TOKİ’lerin altında kalmıştır bilemiyorum" diyor.   Çocuklarının halen rüyalarına girdiğini, bazen çığlık atarak uykusundan kalktığını da anlatan Arslan, "Son 3 yıl çektiğim acı, ömrümün tamamında çektiğim acı ve yükün toplamından daha fazla" sözleriyle özetliyor bu yaşadıklarını.   Yasak boyunca 40 gün yemek yemeyen ve banyo yapmayan Arslan, bu sürede 30 kilo vermiş. Halen birçok hastalığından dolayı tedavi gören Arslan, oğlu Sait'e verdiği sözü tutmak için Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Cizre ilçe eşbaşkanlığı yapıyor.   MA / Zuhal Atlan