'Evlilik yoluyla af' düzenlemesine itiraz: Gündemleştirilmesi bile tehlikeli 2020-01-09 09:10:11 MERSİN - Hükümet çocuk istismarı faillerine "evlilik yoluyla af" getirecek düzenlemeyi yeniden Meclis'e getirme hazırlığında. Hukuka aykırı düzenlemenin gündemleştirilmesinin bile çok tehlikeli olduğunu belirten kadınlar, çocuk istismarını süreklileştirecek düzenlemeye karşı mücadele edeceklerini söyledi.    AKP Hükümeti'nin, Kasım 2016'da Meclise getirdiği bir tasarıda yer alan ve çocuklara yönelik cinsel istismar suçlarında mağdur ve failin evlenmesi halinde, cezanın ertelenmesini ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını öngören düzenlemenin yeniden Meclis'e getirilmesi gündemde.   Kamuoyunda tartışma yaratan erken yaşta evliliklere af getirilmesini öngören düzenlemenin amacı ve olası sonuçlarını kadın örgütleri temsilcileri, hukukçu, eğitimci ve psikologlar değerlendirdi.   AKPINAR: İSTİSMARIN ÖNÜNÜ AÇMA    Tüm dünyada çocukların devletlerin ve hükümetlerin koruması altında olup, bunun da çıkarılan yasalarla sağladığını ifade eden Günebakan Kadın Derneği Başkanı Zübeyde Akpınar, AKP hükümetinin ise, bunun tersine çıkardığı yasalarla çocuk istismarının önünü açacak, kadına yönelik şiddeti ve ölümleri arttıracak bir gayret içerisine girdiğini dile getirdi.   Akpınar, iktidarın 2005 yılında da benzer bir yasa çıkarmak istediğini fakat kadınların mücadelesiyle geri püskürtüldüğünü hatırlattı. AKP'lilerin kadın ve çocuklara yönelik cinsel istismar, taciz ve tecavüze 'Bir kereden bir şey olmaz' ve 'Kadın mıdır? Kız mıdır?' söylemleriyle yaklaştığına dikkat çeken Akpınar, "Siyasi iktidarın bu tür söylem ve yasalarla toplumda bu tür düşünceyi beslediğini biliyoruz. Siyasi iktidar söylemleriyle kadına bir mesaj veriyor. Topluma mesaj vererek, kadının yok sayılıp, görmezden gelinmesi isteniyor. Çıkarılmaya çalışılan bu yasa da öyledir. Bu söylem ve çıkarılmaya çalışılan yasalar çocuk istismarını meşrulaştırmaya dönüktür. Bu yasa çocukların ömürlerinin sonuna kadar tecavüze uğraması demektir. Çocukların hayatını karartmadır" diye belirtti. Çocukların sadece anne ve babalarının değil, devletin de sorumluluğunda olduğunun altını çizen Akpınar, "Devletlerin sorumluluğu da çocukları korumaktır. AKP iktidarı çocuk tanımını neye, hangi kritere göre ayarlıyor anlamış değiliz. Bu yasanın geçmemesi için her türlü mücadeleyi vereceğiz biz” dedi   AV. ÖZKAN: HUKUKA AYKIRI   Mersin Barosu'na kayıtlı Avukat Özge Özkan da, Çocuk Haklarını Koruma Sözleşmesi ve Çocuk Koruma Kanunu’nda var olan yasalarla çocukların zaten korunduğunu fakat getirilmesi planlanan yasalarla çocuk istismarının önünün açılmasının söz konusu olduğunu ifade etti.   “İstismara uğrayan çocuk bu yasayla bir kez daha istismara maruz kalacak" diyen Özkan, şunları ekledi: "İktidar çocuğun çocuğunu doğurmasını ve aile kurmasını önemsiyor. Çocuğun evlenmeye zorlanması başlı başına bir istismar. Getirilmek istenen hukuka aykırıdır. Hükümetin getirmeye çalıştığı yasalar İstanbul Sözleşmesi'ne, çocuk haklarına ve 6284 sayılı yasaya aykırıdır. Kadın mücadelesini yürütenlerin kadın örgütlerinin tek yapması gereken tepeden indirilmeye çalışılan yasaların şekillenmesini müdahale etmesi gerekir.”    EĞİTİMCİ YAŞAR: GÜNDEMLEŞTİRİLMESİ ÇOK TEHLİKELİ   Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Mersin Şube Sekreteri olan eğitimci Elif Yaşar ise, böylesi bir düzenlemenin tartışılıyor olmasının dahi çok acı verici bir durum olduğunu ifade etti. AKP hükümetinin 2015 yılından beri istismar yasasını sürekli gündeme getirdiğini kaydeden Yaşar, “2016 yılında bir yasa değişikliği ile çocuk istismarında suçlu olma durumu 18’den 15’e çekildi. Bu bile aslında bu zihniyetin ne kadar tehlikeli olduğunu gösteriyor" dedi.   Çocuğun çocuk olduğunu, okula gitmesi gerektiğini, oynaması gerektiğini bilen her insanın bu yasaya karşı durması gerektiğini söyleyen Yaşar, "İktidar bu yasalarla kız çocuklarını, kadınları eve hapsetmeyi, sadece ev içinde olmasını hedefliyor. Onları eve kapatmayı, sadece ev içinde görünür olmalarını hedefliyor. Çocukları buradan doğru ne gibi bir tehlike bekliyor? Okula gitmesi gereken, oyun oynaması gereken yaştaki bireylerin eve kapatılma tehlikesi, evlilik ile meşrulaştırılan ve süreklileştirilen bir şiddet sarmalına girmeleri gibi bir tehlike bekliyor. Yasanın gündemleştirilmesi bile çok tehlikeli" diye belirtti. Eğitim Sen olarak çocuk haklarından yana olmaya devam edeceklerini vurgulayan Yaşar, "Sağlıklı toplumlar sağlıklı çocukluklarla oluşur. Çocuklarımızın geleceği için de erken yaşta evliliğin, çocuk istismarının, tecavüzünün önlenmesi için mücadelenin önemli olduğunu biliyoruz. Yasaların bize sunduğu her alanda bu yasaya karşı durmaya devam edeceğiz" dedi.   PSİKOLOG SEZEN: ÇOCUK HAPSEDİLMİŞ OLUR   Uzman Psikolog Seçil Sezen ise, söz konusu yasa tasarısının eylem biçimi ile eylemi meşrulaştıracağını, davranışın ödüllendirilmesi anlamına geleceğini ve artmasına neden olacağını ifade etti. Sezen, çocuğun onu istismar eden kişi ile evlendirilmesinin başlı başına BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olup, suç olduğunu da vurguladı.   Bu yasa tasarıyla çocukların haklarının yok sayıldığını söyleyen Sezen, "Çocukların bebeklik çağından itibaren en temel ihtiyacı güvende hissetmektir. Onu bedensel ve ruhsal olarak örseleyen biriyle yaşamaya mecbur bırakılarak çocuğun bu hakkı da elinden alınacaktır. Bir devlet her çocuğunu korumak zorundadır. Bu tasarı çocuğu korumak değil, gözden çıkarmak anlamına gelir. O çocuğu maruz kaldığı şiddet ortamında yaşamak, büyümek zorunda bırakmaktadır. Taciz, tecavüz her çocuk, her birey için travmatiktir. Tacizcisi veya tecavüzcüsü ile evlendirilen bir çocuk, ömrü boyunca travma alanına hapsedilmiş demektir" dedi.   Çocuğun yaşının küçüklüğü, istismarcının yakınlık derecesi, istismarın şiddeti, süresi, tekrarlayıcı olması ile çocuğun ruhsal olarak olumsuz etkilenmesinin doğru orantılı olarak artacağını belirten Sezen, evliliğin çocuk ve istismarcının bir arada yaşamalarını zorunlu kılmasından ötürü bu durumun çocuk için istismarın sürekli hale gelmesi anlamına geleceği uyarılarında bulundu.   MA / Ergin Çağlar