‘İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması için topyekün isyan’ 2020-02-02 12:40:14   DİYARBAKIR - İstanbul Sözleşmesi’nin hayati önem taşıdığına vurgu yapan kadınlar, yasaların uygulanması gerektiğini ve bunun topyekün bir isyanla mümkün olabileceğinin altını çizdi.    İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen "Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi", 121’inci Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi toplantısında aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 13 ülke tarafından imzalandı. 2014’te yürürlüğe giren sözleşme, iktidara yakın bazı sivil toplum kuruluşları tarafından “Aile bütünlüğünü tehlikeye atıyor” görüşüyle hedef haline getirildi.   Daha sonra sözleşme etrafında devam edecek tartışmaların fitili ateşlenirken, kadınlar İstanbul Sözleşmesi’nin hayati önem taşıdığına dikkat çekerek, kadınların kazanımı olan sözleşmeden asla geri adım atmayacaklarını söyledi.   ‘GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ’   Barış İçin Akademisyenler’den Aslı Takanay, Türkiye’nin altına imzasını attığı sözleşmenin maddelerine bir an önce uyması gerektiğini belirterek, sözleşmede kadınların yaşam hakkını koruyan maddelerin olduğuna dikkat çekti. Maddelerin uygulanması durumunda kadın cinayetlerinin yaşanmayacağını ifade eden Takanay, “Can güvenliği olmadığı için karakola giden, karakoldan eve gönderilen kadınlar öldürülüyor. Bu kazanımdan asla geri adım atmayacağız” dedi.    İstanbul Sözleşmesi’nin hayati önem taşıdığının altını çizen Takanay, kadın cinayetlerine uygulanan cezasızlık politikasının önüne geçilmesi gerektiğini söyledi.    Barış İçin Akademisyenler’den Prof. Dr. Zeynep Tül, artan baskılara rağmen kadınların sessiz kalmamasının önemine değinerek, kadınların topluma cesaret verdiğini ifade etti. Tül, “Kötülük ve korku, hemen sirayet edip yaygınlaşıyorsa ve salgın gibiyse aslında cesaret ve umutta öyle” diye belirtti.    ‘POLİTİK KARARLAR ALINMALI'   Kadın katliamlarının politik kararların alınmasıyla sonlandırılabileceğini dile getiren Tül, “Eğer hükümetler, devlet yapıları kadın cinayetlerini durdurma noktasında direnirse, yapılacak şey elbette cılız kalıyor. Elbette susmayacağız. Her zaman dile getireceğiz ama bunun çözebilmenin yolu, yasalardan ve yasaların uygulanmasından geçiyor. Cinayetler; kolluğun, halkın, çocuğun, kadının yanında olmasıyla, savcılıkların işlerini gerçekten ciddiye almasıyla son bulur” diye konuştu.   ‘TOPYEKÜN İSYAN’   Kadınları koruyan yasaların uygulanması gerektiğini vurgulayan Tül, “Buna karşı topyekün bir isyanla olabilecek bir şey. Kadınların mücadelesinden hep umutluyum. Siz kuşaklara bir şey bırakırsınız, kazanım elde edersiniz. Hükümetlerden umutlu değilim, ancak mücadelenin kendisinden umutluyum” ifadelerini kullandı.