Çerkes Behiye’nin mücadelesi 2020-03-01 09:07:26 DİYARBAKIR - Kürt özgürlük mücadelesinde 2 çocuğunu kaybeden, ailesinin diğer bireyleri ise tek tek tutuklanan Behiye Sevim, bir taraftan çocuklarının anısına sadık kalmaya çalışıyor diğer taraftan da seslendirdiği kilamla kadınlara 8 Mart çağrısı yapıyor.  Mardin’in Savur ilçesi Çınarönü (Cilîn) köyünde Çerkes bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Behiye Sevim (60), Mardin’e nereden göç ettiklerini bilmiyor. İmam olan dedesinin görev gereği yerleştiği köyde yaşayamaya başlayan Sevim ailesi, hayatının büyük bir kısmını bu köyde geçirir. Halasının oğlu Halid ile evlenen Behiye Sevim’in 15 çocuğu olur. Sevim, 3 çocuğunu kronik bir hastalıktan kaybeder. 12 çocuğu ile birlikte, yaşam mücadelesi veren Sevim, verdiği mücadeleyi “Şerefli bir yaşam için” sözü ile açıklıyor.   40 yıldır evli olan Sevim’in en büyük oğlu Yakup Sevim (30), 1993 yılında, koyunları otlatacağını söyleyerek evden ayrılır. Bir daha eve dönmeyen Yakup’un PKK’ye katılım yaptığını belirten Sevim'in oğlunun 1999 yılında bir çatışmada yaşamını yitirdiğini ve hala bir mezarının olmadığını dile getirdi. Oğlundan kalan fotoğraflar ise her ev baskınında tahrip edilir ya da el konulur. Anne Sevim, el konulan fotoğrafların ardından, boş iki çerçeveyi saklayarak anılarını yaşatmaya çalışıyor.     KÖYÜNÜ TERK ETMEK ZORUNDA BIRAKILDI   “Yakup’tan sonra, asker her gün evimize gelip, köyü terk etmemizi istiyordu. ‘Oğlunuz terörist, gidin buradan’ diyorlardı. Kabul etmedik. Eşimi gözaltına aldılar. Eşim bırakıldıktan sonra kaçmak zorunda kaldı” diyen Sevim, “Benim için mücadele o yıllarda başladı. Hem bu halk için, hem de çocuklarımı yaşatabilmek için hayatta kalmam gerekiyordu” diyerek, verdiği mücadeleyi anlattı.   KATIR SIRTINDA KÖY KÖY GEZDİ   Hamile olan ve 6 çocuğu ile hayatta kalmak için mücadele eden Sevim’in yaşadığı köyün yakınlarındaki dağlık alanda çatışmalar başlar. Askerlerin baskısı ile köyü terk etmek zorunda kalan Sevim, elinde kalan birkaç koyunu ve 2 katırı ile yola koyulur. Asker de boş durmaz, çevre köyleri tehdit eder ve Sevim ailesine kimsenin kapısını açmasına izin vermez. Bir oğlu sırtında, diğer çocukları ise katır sırtında koyunları ile birlikte köy köy gezen Sevim, amcasının evine sığınır. Asker bu defa amcasının olduğu köye gelir. Sevim çocukları ve 2 katırı ile birlikte yine yolara düşer. Koyunlarını ise köyde bırakmak zorunda kalır.   PESTİL, CEVİZ SATARAK ÇOCUKLARINA BAKTI   Diyarbakır’ın Bismil ilçesi Yukarı Darlı (Dalya Jori) Mahallesi’nde derme çatma bir eve yerleşen Sevim’in eşi de evine döner. Bu durumdan haberdar olan askerler, Halid Sevim’i gözaltına alır ve tutuklar.   Çocukları henüz çok küçük olan Sevim, geçimini sağlamak için tarlasına nohut eker, sattığı nohutlarla geçimini sağlamaya başlar. “Çocuklarımı sırtıma bağlar tarlaya giderdim. O yıl nohutlarım çok bereketliydi. Onları at arabasına yükleyip hepsini sattım. Dereotu sattım, ceviz, pestil sattım, çocuklarımı bu şekilde büyüttüm” diyen Sevim’in mücadele etmek artık yaşamının bir parçası haline gelir.   İKİ ÇOCUĞUNUN CENAZESİNİ ALAMADI   Çocuklarının da kendi izinden yürüdüğünü söyleyen Sevim, en büyük oğlu Yakup’u 1999 yılında Herekol’da kaybeder. Oğlunun cenazesini alamayan Sevim’in 18 yaşındaki kızı Kısmet de YPG’ye katılım yapar. 2014 yılında Kobanê’de yaşamını yitirir. 5 yıl Özgür Halk Dergisi’nde çalışan Kısmet Sevim, henüz çocuk yaşta, sayısız kez gözaltına alınıp, işkence görür. Son olarak askerler tarafından işkence gören Sevim, Bingöl dağlarına yarı baygın bir şekilde bırakılır. Anne Sevim, kızının Kürtlere yapılan haksızlığa daha fazla dayanamadığını ve Kuzey ve Doğu Suriye'de yürütülen mücadeleye katıldığını, onurlu bir şekilde yaşamını yitirdiğini, oğlu Yakup gibi onun da cenazesini alamadığını dile getirdi.   7 CEZAEVİ GEZMEK ZORUNDA KALDI   2 çocuğu yaşamını yitiren, 10 çocuğundan 2’si tutuklu olan Sevim, kendisi gibi eşi ve 2 çocuğu da tutuklanıp serbest bırakılır. Geri kalan Sevim ailesinin tüm bireyleri ise işkence ile tanışmış. Diğer çocukları ve eşi için Türkiye ve Kürdistan kentlerinde 7 cezaevi gezen Anne Sevim, gezdiği cezaevlerini tek tek sayıyor. Muş, Bitlis, Diyarbakır, Mardin, Rize, Trabzon, Tokat cezaevlerini gezen Sevim’in iki çocuğu hala tutuklu. Oğlu Ümit 11 yıldır, Nusaybin davasında ağırlaştırılmış müebbet ve 25 yıl ceza alan Özgür ise 4 yıldır tutuklu.   40 KEZ EVİ BASILDI   1993’ten bu yana evine yapılan asker ve polis baskınını hatırlamayan Sevim, bu sayının 40’a yakın olduğunu düşünüyor. Her baskında çocuklarına ait anılara yönelik saldırının olduğunu belirten Sevim, uzun bir süre yaşamını yitiren çocuklarının fotoğraflarını gizlemeye çalıştığını ancak her defasında fotoğraflara el konulduğunu, artık fotoğraflardan boş çerçevelerin kaldığını söylüyor.     ‘HAKLI OLAN BİZİZ’   İlerleyen yaşın getirdiği hastalıkları nedeniyle, “Yorulmuyor musun?” sorusunu yönelttiğimiz Sevim, “Yorulmuyorum. Neden yorulayım ki. Doğru yolda olduğumu biliyorum. Biz kimseye zulüm etmediğimiz için haklı olanız. Karşımızda öfkeli bir düşman var. Ancak biz haklıyız. Onlara de diyeceğimiz ellerini vicdanlarına götürsünler” dedi.   ‘KÜRTLERİN ÖZGÜRLÜK SORUNUNU BİZ ÇÖZECEĞİZ’   Hayatını anlatırken, yüzünden gülümsemesi eksik olmayan Sevim, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü haftasında kadınlara seslenerek konuşmasını kaybettiği çocukları için seslendirdiği kilamla sonlandırdı: “3 çocuk getirin, çocuk yaşta evlenin diyorlar, onlar buna karar veremez. Kadınlar olarak kendi kararlarımızı kendimiz vereceğiz. Kürtlerin özgürlük sorununu da biz çözeceğiz.”   MA / Arjin Dilek Öncel - Fethi Balaman