Mor Çatı: Sığınaktaki kadınlar suç işlemiş gibi cezalandırılıyor 2020-03-05 09:32:37 İSTANBUL – Sığınmaevlerinde bulunan kadınların yaşadığı sorunları anlatan Mor Çatı gönüllüsü Ayşegül Özadak, kadınların sığınaklarda suç işlemiş gibi cezalandırıldığını söyledi. Özadak, sorunlardan kaynaklı kadınların sığınaklara başvurmaktan çekindiklerini belirtti. Türkiye’de kadınların maruz kaldığı şiddet karşısında kendini koruyabileceği ve güvende hissedebileceği sığınma evlerinin mevcut sayısı ya yetersiz ya da var olanlarda sorunlar yaşanıyor. Ülkede şiddet gören kadınların başvurabileceği toplam 145 kadın sığınma evi bulunurken, 15 milyon insanın yaşadığı İstanbul’da ise sadece 5 sığınma evi bulunuyor. Belediyeler Kanunu’na göre nüfusu 100 binin üzerinde olan belediyelerin sığınma evi açması zorunlu. Sığınma evlerinin eksikliği bir yana var olanlar da kadınları korumaya yetmiyor.     Sığınma evlerinde yaşayan kadınlar, getirilen kısıtlamalar, engel ve baskılardan kaynaklı buralarda çok kalmak istemezken, kadın örgütleri ise, bu durumu sanki suç işlemişler gibi açık cezaevi ile cezalandırıldıkları tanımını yapıyor. Mevcut sığınma evleri, kadınların yaşadığı sorunlar ve talepleri hakkında Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı gönüllüsü Ayşegül Özadak ile konuştuk.   ‘KADINLAR ŞİDDETE MAHKUM EDİLİYOR’   Her kadının sığınaklara yaptığı başvurunun sorgulanmadan alınması gerektiğini belirten Özadak, “Maalesef başvuran kadınların ‘Sen evine geri dön o da şiddet mi? Senin kocandır yapar, sen evli bile değilsin’ gibi bahanelerle başvuruları kabul edilmeyip evlerine geri gönderiliyorlar” dedi. Ayrıca kadınların başvurdukları yerlerde dikkate de alınmadığını kaydeden Özadak, bunlardan dolayı kadınların çoğu kez başvurmaktan çekindiklerini söyledi.  Darp raporunu götüren kadınların ise karakollarda “bu da şiddet mi?” denilerek başvurularının alınmadığını aktaran Özadak, bu yaklaşımların kadınları şiddete mahkûm ettiğini vurguladı.    ‘SIĞINAK DEĞİL, HAPİSHANE GİBİ’   Mevcut sığınaklarda kadınların şiddet mağduru oldukları için değil keyfi olarak gelmişler gibi bir algı olduğunu da ifade eden Özadak, “Sanki kadınlar tatile, misafirliğe geliyor. Bir süre sonra tatilini yapıp oradan gidecekmiş gibi algı var. Ya da kadınlar sanki bir ceza işlemiş gibi hapishaneye kapatılıyor. Cep telefonları ellerinden alınıyor. Gece dışarı çıkmaları engelleniyor. İşe gitmeleri kısıtlanıyor” diye belirtti.     ‘ŞİDDETE RAZI OLACAK HALE GELİNİYOR’   Sığınma evlerinin ordu düzeni gibi bir sistemle yürütüldüğünü ifade eden Özadak, “Yemek-yeme giriş çıkış saatlerinin sabit olduğu gibi birçok sorun yaşanıyor. Örneğin bebeği olan ya da hamile olan kadınlar beslenme saatleri oradaki sistemle orantılı olamayabiliyor. Ancak ne yazık ki onlara da aynı uygulama yapılıyor. Yemek saatleri dışında kadınlara yemek verilmiyor. Belirlenen saatlere göre ancak kadınlar giriş çıkış yapabiliyor. Durum böyle olunca kadınlar da ‘Şiddete razı geliriz, sığınaklara gitmeyiz’ diyorlar” ifadelerini kullandı.    ‘SADECE BARINMA YERLERİ DEĞİLDİR’   Sığınaklarda yaşayan her kadının bireysel ihtiyacının karşılanması gerektiğini yineleyen Özadak, “Sığınma evleri sadece barınma yerleri değildir. Aynı zamanda kadınların bütün sosyal desteklerden faydalanabilecekleri bir yer. Sığınma evlerinin şiddeti önleyici şekilde çalışma yürütmesi gerekir. Ancak ne yazık ki bu şekilde çalışmıyorlar. Kadınlar sığınma evlerinde hapis hayatı yaşıyorlar. Bu durumu şikayet edebilecekleri bir mekanizma bile yok. Dolayısıyla şiddet ortamına geri dönmek zorunda kalıyorlar. Keşke her sığınak feminist yöntemlerle yürütülse. Kadın örgütlerinin ortaklaştığı yerler olsa” diye konuştu.     ‘VAR OLANLAR İYİLEŞTİRİLMELİ, SAYI ARTMALI’   Özadak, mevcut sığınaklarda yaşayan kadınların sosyal desteklerinin artmasını, keyfi kararların değil, haklarının uygulanması talebi olduğunu ekledi. Sığınma evlerinin yetersizliğine de dikkat çeken Özadak, kadın örgütlerinin ortaklaştığı noktanın sığınma evlerinin artması olduğunu söyledi.   ‘GENÇ KADINLAR BASKI VE ŞİDDETE KARŞI ÇIKIYOR’   Özadak, 2019 yılında sığınaklara en çok genç kadınların başvurduğunu ifade ederek, şunları söyledi: “Genç kadınlar aile içinde yaşadıkları şiddete karşı gelip sığınaklara başvuru yapıyor. Daha önce aile içinde şiddet gören kadınlar evlenirken, bir erkeğe sığınırken, artık kendi haklarını bilip sığınaklara başvuruyor. Genç kadınların çoğu aile içinde yaşadıkları şiddet, zorla evlendirme ve eğitim haklarının ellerinden alınmasına karşı buralara başvuruyor.”    Özadak, son olarak tüm kadınların 8 Mart Günü hakları için alanlara akması çağrısında bulundu.