HDP Kadın Meclisi: Dayanışma ağlarıyla mücadeleyi sokakta yürüteceğiz 2020-04-27 13:46:51 ANKARA - HDP Kadın Meclisi, salgınla mücadele kapsamında, “Kadın dayanışma ağlarımızı kurup; şiddet, yoksulluk karşıtı, işçi kadınların hakları eksenli mücadeleyi sokakta sürdüreceğiz” açıklaması yaptı.   Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi, koronavirüs (Kovid-19) salgını ile mücadele kapsamında Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ve Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran’ın katılımıyla 7 bölgede gerçekleştirdikleri toplantıların sonuç bildirgesini açıkladı. Bildirgede, salgının işçi, emekçi, kadın düşmanı politikaları daha net görünür kıldığına vurgu yapılarak, kapitalist sistem eleştirisi yapıldı. Bildirgede, “Bugün tüm dünyada ciddi bir sağlık sorunu olan ve tüm insanlığı tehdit eden korona pandemisine, insanı yok sayarak sermayeyi esas alan ekonomi politikaları ve kapitalizmin yarattığı ekolojik tahribat neden olmaktadır” denildi.   SALGIN VE YOKSULLUK   İktidarın salgınla mücadele adı altında sermayeyi ayakta tutma çabası içinde olduğuna değinilen bildirgede, iktidar tarafından açıklanan ekonomi paketlerinde ise işsizlere, yoksullara ve kadınlara dair herhangi bir önlemin olmadığı ifade edildi. Bildirgede, “Emekçiler, bir yandan salgınla boğuşurken öte yandan açlık ve yoksullukla boğuşmak zorunda bırakılmıştır” diye belirtildi.   1 MAYIS’TA OMUZ OMUZA   Bu süreçte kadın emeğinin sömürüldüğünün altı çizilen sonuç bildirgesinde, “Sermayenin yaşaması için işçileri ölüme terk etmekten, kadınları yoksulluğa mahkum etmekten, ev içi kadın emek sömürüsünü arttırmaktan çekinmeyenlere karşı 2020 1 Mayıs’ında yine yan yana, omuz omuza olacağız. Ve biz HDP Kadın Meclisi olarak, 1 Mayıs’ta, ‘Emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz, özgürlüğümüz için Yaşasın Kadın Dayanışması, Yaşasın 1 Mayıs’ diye haykıracağız” ifadeleri kullanıldı.   ERKEKLER ÖNLEM ALINMADAN SALINDI   İktidara karşı çıkanların kriminalize edilerek susturulmaya çalışıldığı belirtilen bildirgede, şunlar kaydedildi: “Cezaevlerinde halen aralarında kronik hastalıkları da olan binlerce kadın tutsak, salgına karşı korumasız bırakılırken; kadın katilleri, tacizcileri infaz yasasıyla serbest bırakıldı. Üstelik, kadına yönelik suç işleyen binlerce erkek hiçbir önlem alınmadan cezaevlerinden salındı. Kadınların yaşamına yönelik büyük bir tehdit oluşturan bu düzenlemenin sonuçlarını çok kısa sürede yaşayarak gördük. Bu erkekler kadın ve çocukları öldürmeye, şiddet uygulamaya devam etti. Yetmedi bu yasaya çocuk istismarcılarını serbest bırakmayı eklemek istediler. İstismar yasasını kadınların muhalefeti sonucu şimdilik geri çekmek zorunda kaldılar.”   'TOPYEKÜN ORTADAN KALDIRMA'   Bildirinin devamında şu ifadelere yer verildi: "Bir yandan işçiler, emekçiler, yoksullar salgının ve yoksulluğun pençesine terk edilirken, diğer yandan başta kadınlar ve Kürtler olmak üzere, tüm muhaliflere karşı bir saldırı ve tasfiye zemini oluşturulmaya çalışılmaktadır. Üst üste çıkarılan torba yasalarla, infaz düzenlemesi ile çetelere, kadın katillerine, yandaşlara, özel aflarla bu faşizan politikalara yasal zemin oluşturulmaktadır. İmralı Cezaevi’nde uygulanan ağırlaştırılmış tecrit, siyasi tutsakları cezaevlerinde ölüme terk etme, Maxmur’la başlayan saldırılar, Rojava’da devam ettirilen işgal saldırıları Kürtlerin, halkların ve kadınların kazanımlarını topyekun ortadan kaldırma stratejisinin bir parçasıdır. Bir kez daha görüyoruz ki, tüm dünya koronavirüs ile savaşırken AKP rejimi Kürtlere, kadınlara, işçilere, emekçilere savaş açmıştır."   ‘MÜCADELEYİ SOKAKTA YÜRÜTECEĞİZ’   Kadınların salgın döneminde daha da yoksullaştığına dikkat çekilen bildirgede, Kadın Meclisi’nin bu süreçte örgütlülüğünü ve saldırılara karşı dayanışmayı büyütme kararlığı içinde olacağı vurgulandı. Bildirgede, pandemi döneminde gerekli tedbirleri alarak, sokaklarda, mahallelerde, köylerde çalışma yürütüleceği belirtilerek, “Kadın dayanışma ağlarımızı kurup; şiddet, yoksulluk karşıtı, işçi kadınların hakları eksenli mücadeleyi sokakta sürdüreceğiz” diye belirtildi.    Sonuç bildirgesinde, Kadın Meclisi’nin aldığı kararlar ve salgına karşı önerileri şöyle sıralandı:    “* Sağlık, gıda, enerji gibi zorunlu çalışma sektörleri dışında çalışan tüm kadınların ücretli izne çıkarılması, işten atmaların yasaklanması;   * İşten çıkarılan, kayıt dışı, güvencesiz, ev eksenli çalışan kadınlar başta olmak üzere tüm işçilere, işsizlik ödeneği bağlanması;   * ALO 183 hattının acil şiddet hattına dönüştürülmesi;   * İstanbul Sözleşmesi, 6284 sayılı kanunun uygulanması;   * Salgın döneminde sığınak ve acil barınma ihtiyaçlarının karşılanabilmesi amacıyla sığınak olarak kullanılabilecek mekan ve alanların sayısı ve kapasitesinin artırılması, sığınaklarda gerekli sağlık tedbirlerinin alınması;   * Küresel salgın sona erene kadar, elektrik, su, doğalgaz, telefon, internet faturaları ve kira bedelinin devlet tarafından karşılanması, ücretsiz gıda yardımı yapılması;   * Cezaevlerinin bir an önce boşaltılması, cezaevlerinden tahliye olan ya da olacak kadına yönelik şiddet uygulayan, uygulayabilecek kişilere yönelik denetimi sağlayacak mekanizmaların oluşturularak, kadınların şiddet ve katliamlardan korunması;   * Suriye’ye yönelik işgal politikalarından, Güney Kürdistan’a yönelik saldırganlıktan vazgeçilmesi; için mücadele edeceğiz.”