Milletvekili Gülüm: Kadınların yeni bir yaşam kurma iddiası var

  • kadın
  • 09:30 25 Mayıs 2022
  • |
img
İSTANBUL - Savaşın olduğu her yerde kadın bedeninin araçsallaştırıldığını hatırlatan milletvekili Züleyha Gülüm, “Kadınların herkesin kendi diliyle yaşayabileceği yeni, demokratik bir yaşamı kurma iddiası var” dedi. 
 
Türkiye’nin Federe Kürdistan Bölgesi’ndeki Zap, Avaşin ve Metina’ya dönük 17 Nisan’da başlattığı saldırılar bir ayını geride bıraktı. Saldırılara kadınlar, gençler ve toplumun tüm muhalif dinamikleri tepki gösterdi. Türkiye halklarının barış içinde yaşam tahayyülü yerine şiddetin geliştirilmesi, Kürt sorununda demokratik çözümünün esas alınmaması, savaşın ekonomik kriz başta olmak üzere var olan krizleri daha da derinleştirdiği tepkilerin odağını oluşturdu. 
 
Savaştan en çok etkilenen kesim olan kadınlar, 2009 yılında erkek egemen sistem ve savaşa karşı mücadele yürütmek için Barış İçin Kadını Girişimi’ni (BİG) kurdu. Savaş siyasetinin yeniden devreye konulduğu bu süreci BİG üyesi olan Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, değerlendirmelerde bulundu.
 
Ekonomik krizin giderek derinleştiğini ve kapitalist sistemin büyük bir kriz yaşadığını ifade eden Gülüm, Türkiye de de AKP’nin sermayeyi destekleyen politikaları sonucu emekçileri, kadınları daha da yoksullaştırdığını söyledi. AKP’nin bir sistem krizi yaşadığını ifade eden Gülüm, girdiği sistem krizini aşmak için de savaş politikalarına sarıldığını belirtti. Savaşların taciz, tecavüz ve militarizmi beslediğini ifade eden Gülüm, kadınların savaş süreçlerinde daha da yoksullaştığını vurguladı. 
 
'SAVAŞ FAŞİZMİ YÜKSELTİYOR'
 
AKP hükümetinin yürüttüğü savaşın faşizmi yükselttiğini belirten Gülüm, faşizmin getirdiği ırkçılıkla birlikte daha fazla hak gaspı yaşandığını savaşın faşizm, ırkçılık ve şiddeti yükselttiğini vurguladı. 
 
Kadınların her zaman erkek egemen savaş politikalarına karşı durduğunu söyleyen Gülüm, “Daha önce de yaşanan savaş süreçlerinde kadınlar ülkenin her yerinden eylem ve etkinlikler düzenleyerek önemli bir rol üstlenmiştir. Kadınlar bir araya gelerek savaşa karşı, Barış İçin Kadın Girişimi (BİG) platformunu kurdu. Başta Kürt meselesi olmak üzere silahların susması ve ülkede kalıcı bir barışın sağlanmasını talep etti. O süreçte AKP iktidarının bir barış ve müzakere süreci vardı. Kürt sorununda ‘demokratik çözüm’ yönteminin olabilirliği tartışılıyordu. Kadınlar da öncülük ediyordur, bu çok kıymetliydi. Ama iktidar barış ikliminin kendisine yaramadığını gördü ve yeniden Kürt sorununda çözümsüzlüğü dayattı. Kürt sorununu çözmek yerine daha fazla milliyetçiliği yücelten politik bir hatta girdi. Şu anda gerçekleşen işgal ve operasyonlar da bu hedefle gerçekleşiyor” dedi. 
 
'AMAÇ KÜRT KAZANIMLARINI YOK ETMEK' 
 
İktidarın Kürt sorununa yaklaşımının “yok etmek” üzerine olduğunu vurgulayan Gülüm, AKP’nin Kürtlerin nerde bir kazanımı varsa oraya saldırarak yok etmeyi amaçladığını söyledi. Kürtçe müzik ve tiyatronun yasaklanmasının savaş politikalarından bağımsız olmadığına vurgu yapan Gülüm, Kürt düşmanlığının geldiği boyuta işaret etti.
 
 “Kürt sorunda çözümsüzlüğü dayatan iktidar halklara savaşı dayatıyor” diyen Gülüm, kadınların Kürt sorununda çözümün demokratik hakların tanınması ile olacağını belirtti. Savaşın yaşanan hiçbir sorunu çözmeyeceğini kaydeden Gülüm, “Sorunların çözümü barıştır, bu nedenle kadınlar ısrarla barış diyor” ifadesinde bulundu.  
 
'KADINLAR YENİ YAŞAMDA ISRARLI' 
 
Savaşın olduğu her yerde kadın bedeninin araçsallaştırıldığını belirten Gülüm, “Belki savaş çığırtkanlığının yükseldiği ve mültecilere yönelik ırkçı dalganın yayıldığı bu günlerde barış sözünü çok daha fazla kurmaya ihtiyaç var. Bir arada eşit koşullarda ortak bir yaşamı kurmaya ihtiyaç var. Aslında halklar eşit koşullarda bir arada yaşayabilir. Bu herkes açısından yararlı bir çözüm. Kadınların herkesin kendi diliyle, kültürüyle yaşayabileceği yeni demokratik bir yaşamı kurma iddiası var. Bunun için de biz kadınlar barış sürecinde ısrarlı ve kararlı olmaya devam edeceğiz” dedi.    
 
'KRİZLERİN ÜSTÜNÜ ÖRTME ÇABASI' 
 
İktidarın Türkiye'deki ekonomik kriz ve yoksulluğun üstünü örtmek için savaş politikalarını gündeme taşıdığını söyleyen Gülüm, “Buradan bölücülüğü ve ırkçılığı yükselterek bölünme hattını daha da derinleştirerek bir gerilim hattı üzerinden ‘kendi iktidarımı koruyabilir miyim’ diye bakıyor. Yani savaşı bir koltuk koruma meselesinin aracı haline getirmiş durumda. İçerde ise bunu politik hamlelerle izliyor. Gezi Davası kararı ve Canan Kaftancıoğlu kararının yanı sıra partimize yönelik kapatma davası gibi olaylar yürütülen savaşın içe yansımalarından bir kaçı. AKP kaybettikçe kendine bir çıkış yolu arıyor. Bu çıkışın yolu da işgal ve operasyonlar oluyor. Bu savaş politikalarına karşı biz kadınlar yan yana duruyoruz, ‘kadın dayanışması’ diyoruz ve bu politikalara dur demenin yolu örgütlülükten geçiyor” şeklinde konuştu. 
 
Savaşın giderek tırmandığı bir süreçte kadınların yeniden bir örgütlenmeye ihtiyacı olduğunu vurgulayan Gülüm, “Böyle bir süreçte biz kadınların, bu savaş politikalarına karşı ‘hayır’ demeye ve yeniden örgütlenmeye ihtiyacı var. Dolayısıyla bir bütün olarak ırkçılığa, milliyetçi dalgaya ve savaş politikalarına kadın cephesinden bir itirazı yeniden yükselten bir platforma ihtiyaç olacak” dedi. 
 
MA/ Esra Solin Dal