Yayladaki kadının görünmeyen emeği beyaz perdede

img
MERSİN - Şavakları konu alan “Obanın Kadınları” belgeseliyle kadının görünmeyen emeğini işleyen Kader Çetintaş, “Belgesel benim için bir direnme alanı” dedi. 
 
Yaylalarda çalışan kadınların görünmeyen emeğini konu alan “Obanın Kadınları” adlı belgesel, izleyiciyle buluşmaya hazırlanıyor. Yönetmen Kader Çetintaş belgeselde, Dersim’in tek göçebe aşireti olan Şavakları anlatıyor. Kendisi de bu aşiretten olan Kader Çetintaş, belgeselinde aşirette yer alan kadınların görünmeyen emeğini ele alıyor. Çetintaş, cep telefonuyla çekimlerini yaptığı belgeselde annesi, teyzesi ve komşularıyla röportajlar yapıyor. 
 
Çetintaş, 7 Ekim’de saat 19.30’da Yenişehir Belediyesi Akademi binasında yapılacak olan belgeselin galasına tüm Mersin halkını davet etti. 
 
KADIN EMEĞİNİ ANLATIYOR 
 
Mersin Üniversitesi Radyo Televizyon ve Sinema mezunu olan Çetintaş, yüksek lisansını belgesel üzerine yaptığını birçok belgeselini Mersin ve Dersim’de çektiğini söyledi. Çetintaş, “Üniversitede hocam ‘kişi önce kendi ve en yakınındakinin derdini göremiyorsa belgesel yapmasa daha iyi’ derdi. Bende en yakınımdaki derde odaklandım. Ailem Şavaklı konargöçer, kışın köyde yazın Munzur yaylalarında 4 ay geçiriyorlar. Çadırda yaşar, geçimimizi hayvancılık ve peynir satarak sağlarız. Ben de annem ve etrafımdaki kadınların yaylada yaşadıkları zorlukları ifade etmem gerektiğini hissettiğim için bu belgeseli çekmeye karar verdim” dedi. 
 
Çekim yaparken kadınların günlük iş yoğunluğu nedeniyle zorlandığını aktaran Çetintaş, “Belgesel tamamen kırsaldaki kadının görünmeyen emeği üzerinden bir derdi ifade ediyor. Bu işler yapılıyor ama kimse tarafından görünmüyor. O görünmeyeni gösterme ve bunu duyurma çabası içindeyim. Çekimlerde kadınlar o kadar yoğunlardı ki; bazen ellerinde ekmekle çalışıyorlardı, oturmaya dinlenmeye zamanları yok. Kadınların hepsini iş yaparken çekmek konuşturmak zorunda kaldım çünkü boş vakitleri yoktu” ifadelerini kullandı. 
 
BELGESELİ TELEFONLA ÇEKTİ 
 
Çetintaş, belgeseli çekmek için teknik ekipman noktasında yaşadığı zorluklara değinerek, “Kameram yoktu, çekimleri telefonla yaptım. Röportaj yaptığım kişilerden biri annem, diğeri teyzem ve komşum. Gerçek emekçinin kim olduğu görülecek bu belgeselde. Şehirdeki kadın köydeki kadına göre biraz daha rahat bu konuda. Şehirdeki kadının mücadele edebilme alanı var, eylemlere gidebiliyoruz. Belgeselde de emek veren mücadele eden kadını görecekler” şeklinde konuştu.
 
DOĞA VE KADIN İLİŞKİSİ  
 
Doğa ve kadın ilişkisini yansıtmaya çalıştığını belirten Çetintaş, şunları söyledi: “Oradaki kadınların verdiği emeği hissederek çektim, izleyicide nasıl bir his uyandıracak onu merak ediyorum. Bu belgeselde sokakta haykıramadıklarımı anlatmaya çalıştım. Bir çeşit direnme alanı, orada görünmeyen emeği mücadeleyi gösterebilme çabası. Yayladaki kadınların da mesajı var; onlar da şehirdeki kadınların çok ezildiklerini düşünüyorlar, biz burada eziliyor onlarda orada, ama yalnız değiliz her alanda birlikteyiz. Ya ses çıkaracağız ya da kaybolacağız. Kadınlar olarak direnmeye devam. Ulaşabildiğimiz kadar kadınlara ulaşmak istiyoruz.”
 
MA / Mukadder Akyol