Kurdistan’da özel savaş: Kürt kadının örgütlülüğü korkutuyor

  • kadın
  • 09:09 23 Kasım 2022
  • |
img
WAN - Kurdistan’da kadına yönelik şiddet faillerine üniformalıların da eklendiğini belirten kadınlar, “Kürt kadının örgütlü olması, birlikte hareket etmesi onları ürkütüyor, bu yüzden örgütlülüğü engellemeye çalışıyorlar. Güçlenerek, başaracağız” dedi. 
 
Tüm dünyada eşitlik ve özgürlük mücadelesi veren kadınlara karşı devrede olan erkek-devlet şiddeti, Kurdistan coğrafyasında özel savaş politikasıyla şekilleniyor. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ABD tarafından geliştirilen bu politika, ulus devletler tarafından karşısındaki halkların özgürlük mücadelelerine karşı çağa göre uyarlanıp yürütülen bir savaş tarzı olup, toplum, psikolojik, ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel olarak hedefleniyor. Sonuca ulaşmak için her yol mubah görülürken, amaç toplum ve toplumla ilgili alanlar çeşitli yöntem ve politikalarla pasifize edilerek, iradesi teslim alınmış bir birey ve toplum yaratmak.  
 
Ulus-devletçi erkek iktidarlar için toplum kırımının önkoşulu da kadınlar oluyor. Özellikle kadın ve gençler üzerinden toplumun ahlaki değerlerini hedef alan sistemin eliyle her yıl onlarca kadın, asker, polis, korucu, bekçi, gardiyan ve benzeri devlet görevlisi tarafından “aşk, sevgi, evlilik” vaatleriyle cinsel saldırıya, fuhuşa ve uyuşturucuya sürükleniyor. Kurdistan’da görevlendirilen üniformalılara sağlanan her türlü sınırsız yetki ve cezasızlık ise, tabloyu her yıl ağırlaştırıyor. Kurdistan’da ortaya çıkan kimi olayların failleri asker, polis ve korucu oldukları sabitken, cezasızlık zırhı ile korunan devlet kaynaklı cinsel saldırı faillerine son yıllarda paramiliter yapılara mensup kişilerde eklendi. Son bir yılda failleri asker, polis, korucu ve paramiliter yapıların olduğu taciz, tecavüz ve cinsel saldırıların bazıları şöyle:
 
14 Mayıs 2022: Şirnêx’in Silopiya (Silopi) ilçesinde, Sakine Kültür Özel Harekat Ocakları Şırnak İl Başkanı İbrahim Barkın tarafından işkenceyle katledildi. Olaydan bir gün sonra gözaltına alınan fail, çıkarıldığı mahkemede tutuklanarak cezaevine gönderildi. Barkın’ın Jandarma Genel Komutanlığı Güvenlik Korucuları İşlem Şube Müdürü, Osmanlı Ocakları Şırnak İl Başkanı ve İl Sivil Toplumla İlişkiler Müdürü gibi birçok isimle fotoğrafları daha sonra ortaya çıktı.
 
Gizlilik kararı bulunan dosyanın iddianamesi aradan 6 aya rağmen hala hazırlanmadı.
 
16 Mayıs 2022: Xarpêt’ın Dep (Karakoçan) ilçesinde haber alınamayan 50 yaşındaki Remziye Apaydın’ın bir ay önce tanıştığı korucubaşı Nihat Cav tarafından katledilerek, tarlaya gömüldüğü ortaya çıktı. Cav’ın, Apaydın’ı katletmeden önce üzerine tapulu daireyi sattırıp, kendisine ait takı ve bir miktar altını da bozdurarak paraları aldığı belirlendi.  
 
8 Haziran 2022: Amed’in Hênê (Hani) ilçesinde, boşanmak istediği bekçi Özcan Yıldız tarafından ateşli silahla ağır yaralanan Rozerin Yıldız, 5 aydır hastanede yaşamı mücadelesi verirken, Yıldız tutuklanarak cezaevine gönderildi. Dosyaya getirilen gizlilik kararının gerekçesi hala avukatlara iletilmiş değil. 
 
17 Haziran 2022: Amed’de MHP’nin kapatılan teşkilatının il başkanı Cihan Kayaalp, çocuğa tecavüz suçundan gözaltına alınarak tutuklandı. Hakkında 49 yıl 9 ay istenen Kayaalp, ilk duruşmada beraat etti. Kayaalp’ı beraat ettiren hakimin, Êlih’te tecavüze uğradıktan sonra intihara sürüklenen İpek Er’in faili uzman çavuş Musa Orhan’ı serbest bırakan hakim olduğu ortaya çıktı.
 
26 Temmuz 2022: Mêrdîn’de yaşanan ve kamuoyunun “N.Ç. Davası” olarak bildiği 13 yaşındaki bir çocuğun onlarca kamu görevlisi (asker, memur, korucu, muhtar gibi birçok kişi) tarafından tecavüze maruz kaldığı olayın faillerinden Şeyhdavut D., Derik Kaymakamlığı’nın etkinliğinde “kanaat önderi” sıfatıyla yer aldı.
 
10 Ağustos 2022: Yetkililerin “kanat önderi” olarak ağırladığı N.Ç.’nin tecavüz faili Şeyhdavut D.’nin oğlu H.D. ve kuzeni H.D.’nin Mêrdîn’in Dêrik (Derik) ilçesinde 2013 yılında bir kadına tecavüz ettiği ve oluşan gebeliğe rağmen savcılığın “delil yok” diyerek takipsizlik kararı verdiği ortaya çıktı. 
 
18 Ağustos 2022: Şirnêx’in Qilaban (Uludere) ilçesinde kaybolan 17 yaşındaki Firdevs Babat’ın cenazesi, bir gün sonra ilçenin 15 kilometre ötesinde Hezil Çayı'nda çıplak olarak bulundu. Savcılık sorgusunda suçunu itiraf eden Ahmet Babat tutuklanırken, cinayetin Babat’ın korucu olan ağabeyi Ramazan Babat'ın silahıyla işlendiği ortaya çıktı. 
 
24 Ağustos: Firdevs Babat’ın katledildiği silahın sahibi korucu Ramazan Babat’ın, Mayıs ayında bir çocuğu alıkoyarak tecavüz ve işkence ettiği ortaya çıktı. Gözaltına alınan korucu, tutuklanarak, cezaevine gönderildi. 
 
3 Kasım 2022: Şirnex’in Cizîr (Cizre) ilçesinde 8 Nisan 2021 tarihinde İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde Asayiş Amiri’nin korumalığını yapan polis Enes Aydemir tarafından tecavüze uğrayan S.S. isimli kadın, yargılanmayan ve hala görevinin başında olan polisin tehditlerinin devam ettiğini belirterek, sesinin duyulmasını istedi.
 
12 Kasım 2022: Amed’de Meryem Sevim’i katlettikten sonra kayıplara karışan Musa Sevim hala yakalanmış değil. Savcılık dosyaya gizlilik kararı getirirken, aile avukatı failin emniyet tarafından kullanılan bir itirafçı olduğu bilgisi edindi. 
 
Kurdistan’da özel savaş politikalarına karşı mücadele veren kadınlar ise baskı, gözaltı ve tutuklamalarla yargı kıskacına alınmaya çalışılıyor. 
 
Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA) aktivisleri Zeynep Kaya ve Yıldız Çetin ile Star Kadın Derneği üyesi Sevgi Özdinç, Kürt kadın ve gençlerini hedef alan politikalara dair konuştu. 
 
KİMLİKSİZLEŞTİRME POLİTİKASI 
 
Kurdistan’da kadın şahsında “kimliksizleştirme” politikasının yürütüldüğünü belirten Kaya, Kürt kadınlara yönelik planlı bir yönelimin olduğunu vurguladı. Genç kadınlar üzerinden fuhuş, erkekler üzerinden de uyuşturucunun yaygınlaştırılmak istendiğini dile getiren Kaya, özellikle genç kesimin hedef alındığının altını çizdi. Kaya, “Kadınlar ve gençler, özgürlük ve eşitlik mücadelesinin lokomotifi görevini yürütüyorlar. Bu nedenle kimlik ve demokrasi mücadelesinde iktidarların hedefinde öncelikle bu kesim yer alıyor” dedi. 
 
 Tüm saldırılar karşısında örgütlü mücadeleden geri adım atmayacaklarını söyleyen Kaya, mücadeleyi büyütme çağrısı yaptı.
 
 CEZASIZLIK CESARETLENDİRİYOR
 
Kurdistan’da üniformalıların kadın ve çocuklara karşı işlediği suçların cezasız bırakıldığına dikkat çeken TJA aktivisti Yıldız Çetin, “Özellikle Colemerg, Êlih, Amed, Şirnex ve Wan gibi kentlerde kadınlar üzerinden bir ‘düşürme’ politikası uygulanıyor. Yani özel savaş politikası uygulanıyor. 2 yıl önce Êlih’te uzman çavuş Musa Orhan tarafından tecavüze uğrayan ve intihara sürüklenen İpek Er’in davasında fail serbest bırakıldı. Bu durum birçok üniformalıyı cesaretlendirdi” diyerek İpek Er’den sonra birçok kadının benzer saldırılarla karşı karşıya kaldığını hatırlattı.
 
 KADIN MÜCADELESİ KORKUTUYOR
 
Her yeni güne taciz, tecavüz ve katliam haberleriyle uyandıklarını belirten Çetin, “Kürt kadının başarısı iktidarı tedirgin ediyor. Bu tedirginlikle hayata geçirdikleri özel savaş politikaları ile üniformalılar cezasız bırakılıyor. Kadınların örgütlü olması, kadınların birlikte hareket etmesi onları ürkütüyor, bu yüzden örgütlülüğü engellemeye çalışıyorlar” diye belirtti.
 
Kadınların örgütlü mücadelesinin bu uygulamaları boşa çıkaracağını dile getiren Çetin, şöyle dedi: “Hiçbir baskı politikasına boyun eğmeyeceğiz. Bunun üstesinden geleceğiz, gücümüz onları ürkütüyor, biz güçlü oldukça bunu başaracağız. Herkesin de bildiği gibi kadınlara yönelik itibarsızlaştırma politikaları yürütülüyor ama sonuç alamayacaklar. Her şiddetin, istismarın cinayetin takipçisi olacağız. Sonuç alıncaya kadar mücadeleyi büyütmeye devam edeceğiz.” 
 
ÜNİFORMALI ŞİDDETİ 
 
Star Kadın Derneği üyesi Sevgi Özdinç de, 2022 yılında derneğe yapılan başvurulara değinerek, toplumda var olan şiddete bir de üniformalı şiddetinin eklendiğini söyledi. Özdinç, “Kurdistan’da kadına yönelik erkek şiddetini konuşurken, üniformalı şiddetten de söz etmek gerekiyor. Bir otorite aktörü olarak da var olan üniformalı şiddeti, özel savaş politikası atında değerlendiriyoruz” ifadelerini kullandı. 
 
 'EŞİTSİZLİK SORUNU DERİNLEŞTİRİYOR’
 
Kadın sorununu konuşurken bölgesel dinamikleri ve bu dinamikleri etkileyen dirençleri de tartışmak gerektiğini belirten Özdinç, şöyle devam etti: “Bölgede kadın sorununu konuşurken sosyokültürel eşitsizlikleri öncelikle tanımlamalıyız. Bunlar eğitime erişim, sivil toplum örgütlerine erişim ve engellenen diğer yerel faktörlerdir. Kadın sorunu, devletin politik yaklaşımından dolayı daha da derinleşiyor. Patriarkal devletin kadınlar üzerindeki sindirici tutumu, kadının kimlik inşasında en büyük engel olarak karşımıza çıkıyor. Kadınlar hukuki olarak yalnız ve desteksiz bırakıldı. Ancak dernek olarak kadın yönelik politikaları görünür kılmaya, bunları konuşabilmek ve bölgede yaşayan kadınların sesi olmaya devam edeceğiz. Demokratik, eşit kadın hakları için çalışıyoruz.”