HDK Eş Sözcüsü Şenoğlu: Savaşın derinleşmemesi için Öcalan bizi uyarıyor 2019-06-02 09:01:10   İSTANBUL - Kürt sorunu çözülmediği sürece Türkiye’de hiçbir sorunun çözülemeyeceğini söyleyen HDK Eş Sözcüsü Sedat Şenoğlu, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın sunduğu çözüm önerileri için “Öcalan, ‘Çözüm derinleşmezse savaş derinleşir’ diye bizleri uyarıyor” dedi.    Uygulanan tecrit politikası dolayısıyla 8 yıl boyunca avukatları ile görüşemeyen PKK Lideri Abdullah Öcalan, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in öncülüğünde başlatılan açlık grevi ve ölüm orucu direnişlerinin hükümet üzerinde yarattığı baskı sonucunda Mayıs ayı içerisinde avukatlarıyla iki kez görüşebildi. 2 Mayıs’ta gerçekleşen ilk görüşmeden sonra Asrın Hukuk Bürosu avukatları, Öcalan ve İmralı’daki diğer 3 ismin Kürt sorununun çözüme kavuşturulması konusundaki önerilerini taşıyan mektubunu kamuoyuyla paylaştı.    Bu ziyaretin ardından ikinci bir görüşme ise, 22 Mayıs’ta gerçekleşti. Öcalan’ın bu görüşme sonrası paylaşılan mesajında, amaca ulaşıldığını vurgulayarak açlık grevi ve ölüm orucu eylemlerinin sonlandırılması çağrısında bulunmasıyla eylemler son buldu. Mesajında, önceki görüşmede üzerinde durduğu “demokratik siyaset, demokratik müzakere ve onurlu barış” konusundaki poziyonunu ve ısrarını sürdüren  Öcalan, bu konuda tüm siyasi partilere, demokratik siyaset güçlerine ve devlete sorumluluk alıp, adım atma çağrısında bulundu.    Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Sedat Şenoğlu, 8 yıl aradan sonra yapılabilinen bu görüşmeleri ve Öcalan’ın verdiği mesajları MA’ya değerlendirdi.   ‘HER ŞEY DAHA DA ZORLAŞACAKTI’   Avukatlarının 8 yıl sonra Öcalan’la yaptığı görüşmenin halklar açısından çok önemli olduğunu belirterek sözlerine başlayan Şenoğlu, bu görüşmelerin mutlaka devamının gelmesi gerektiğini dile getirdi. Devletin geçen 8 yıl boyunca kendi yasalarına ve hukukuna aykırı olarak hareket ettiğini söyleyen Şenoğlu, “Her şeye rağmen 8 yıl sonra yapılan bu görüşmeleri değerli buluyorum. Cezaevlerinde Leyla Güven öncülüğünde başlayan ciddi bir açlık grevi direnişi yaşadık. Keza grevlerin bitirilmesi için annelerimizin fedakârca bir mücadelesi oldu. Bu grevler boyunca şehadetler de oldu. Fakat bu süreç böyle sonuçlanmasaydı belki de peş peşe cezaevlerinden ölümlerin çıkacağı, her şeyin daha da zorlayacağı bir durum oluşacaktı. Bu grevlerin sonuç vermesi, Sayın Öcalan’la görüşmenin olması ve grevlerin bitirilmesi çok önemlidir” diye konuştu   ‘TECRİT HALA KALKMIŞ DEĞİL’   HDK Eş Sözcüsü, gerçekleşen bu görüşmelerle Öcalan üzerindeki tecridin bir kez daha teşhir olduğunu da belirtti. İmralı’da uygulanan tecridin sadece Öcalan’a yönelik olmadığı, tüm toplumun tecrit altına alındığı gerçeğinin yeniden açığa çıktığını vurgulayan Şenoğlu, “Ancak tecrit daha ortadan kalmış değil. Bizim, açlık grevcilerinin talep ettiği şey sayın Öcalan üzerindeki tecridin tamamen ortadan kaldırılmasıdır. Öcalan’ın kendi çözüm önerilerini halka, kamuoyuna gönderebilmesidir. Türkiye’nin demokratikleşmesi ve barış ortamının yeniden oluşması için Öcalan’ın kendi rolünü oynamasıdır. Toplumda gösterilen direniş sonucu İmralı’nın kapısı açılmış oldu. Bu tabi ki önemli bir gelişmedir. Ama Öcalan’ın kendisi de açıkladığı gibi bu bir müzakere ya da çözüm süreci değildir” ifaelerini kullandı.   ‘TOPLUM SÜRECİN TAKİPÇİSİ OLMALI'   Öcalan’ın mesajında ‘derin toplumsal bir uzlaşıya ihtiyaç olduğu’ yönündeki vurgusu üzerinde duran Şenoğlu, bu konuda şunları belirtti: “2013-2015 demokratik ve çözüm süreci döneminde ciddi muhataplıklar oluşmuştu. O zaman 10 maddelik Demokratik Çözüm Manifestosu yayınlanmıştı. Bu manifesto bir bakıma yeni bir anayasanın temel ilkeleriydi. Fakat devlet masayı tekmeledi ve savaş süreci yeniden başlattı. Öcalan’ın burada ‘derinleşme’ dediği şey, sorunun toplumsallaşmasıdır. Sorunun toplumun gündemine yeniden sokulmasıdır. Yani Öcalan ‘toplum sürecin takipçisi olmalı, süreci devlete bırakmamalıdır’ diyor. Türkiye’de toplumsal uzlaşma ve barış ancak toplum sahip çıkarsa anlaşılır hale gelir. Öcalan’ın 2013’teki çözüm süreci manifestosuna atıf yapması ve arkasında durduğunu ifade etmesi de kendi misyonunun ne kadar net olduğunu gösteriyor. Öcalan, çözümün ancak demokratik müzakereden geçtiğini, toplumsal barış koşullarının inşa edilmesinden geçtiğini uzun yıllardır söylüyor. Halklar eğer kendi demokratik özgürlüklerine kavuşacaksa, bunun savaş siyasetiyle değil, ancak demokratik siyasetle mümkün olabileceğini vurguluyor sayın Öcalan. Yani Öcalan, ‘çözüm derinleşmezse savaş derinleşir’ diye bizleri uyarıyor.”   ‘SORUN BU İKTİDARIN AŞILMASIYLA ÇÖZÜLECEK’   Yapılan görüşmeyle birlikte Kürt sorununun çözümünde tek muhatabın Öcalan olduğunun bir kez daha ortaya çıktığını söyleyen Şenoğlu, iktidarın ise demokratik çözümden uzak olduğunu dile getirdi. Açlık grevi eylemcilerinin çözümsüzlüğü derinleştiren iktidara ‘dur’ dediğini kaydeden Şenoğlu, “Sayın Öcalan’la yapılan görüşme açlık grevlerinin iktidara yaptığı dayatma sonucu gerçekleşmiştir. Artık toplumsal muhalefet güçleri çözüm için rol üstlenmelidir. İktidarın Suriye hedefleri çöktü. Bu rejimi farklı bir şey yapmaya zorluyor. Ekonomik kriz gittikçe derinleşiyor. Bu rejimi sıkıştırıyor ve onu başka bir şeye zorluyor. Yine Avrupa Birliği ile olan ilişkiler bu iktidarı faklı bir şeye zorluyor. Ama bu iktidarın demokratik çözüm gücü yok. Haliyle bunlar aşılacaktır ve sorun bu iktidarın aşılmasıyla çözülecektir. Türkiye’nin özgürleşmesi için bu iktidar herhangi bir misyona ve çözüme sahip değildir” dedi.   ‘TOPLUM BARIŞA AÇ’   Kürt sorunu demokratik siyasetle çözülemediği sürece Türkiye’de hiçbir sorunun çözülemeyeceğinin altını çizen Şenoğlu, Öcalan’ın 7 maddelik mesajıyla toplumdaki sorunların çözümü için öneriler sunup, yine bu işin politik muhataplığını üstlendiğine dikkat çekti. Şenoğlu, toplumun bu çözüm önerilerini sahiplenmesi ve bunun arkasında durması gerektiğini belirterek, şunları ekledi: “Dikkat edin Öcalan mesajıyla devlete, iktidara çağrı yapmıyor. Bu çağrı tamamen toplumadır. Eğer toplum sorunların çözümü için rol üstlenirse 2015’teki gibi kolay kolay masa devrilemez. Devrildiğinde de toplum buna karşı direnir, kendi iradesine sahip çıkar. Ama nereden bakarsak bakalım bu zor bir süreç. Çünkü çok tarihsel önyargılar var. Devlet aklı kendini sürekli Kürt düşmanlığı üzerinden var ediyor.”    Barış için verilen mücadelenin zorlu bir süreçt olduğunu, tarihsel deneyimlerin de bunu gösterdiğini ifade eden Şenoğlu, “Ama Öcalan’ın topluma seslenebildiği süreçlerde bunların hızla kırılabildiğini görüyoruz. Yapılan son görüşmede bunu bir kez daha gördük. Toplum bir barış ortamına aç. Bunun için toplumsal demokratik güçlerinin, sol sosyalist devrimci güçlerinin, yurtsever güçlerin topluma çok güçlü bir şekilde bu barış politikasının çözümünü, onun ilkelerini taşıması gerekiyor. Bu kendiliğinden olmaz. Bizlere çok büyük görev düşüyor. Asıl mücadele şimdi başlıyor” dedi.   MA / Ferhat Çelik