Şenoğlu: Halkın bir arada yaşama iradesini taçlandırma zamanıdır 2019-06-28 09:02:27 İSTANBUL - İktidarın 23 Haziran seçimlerinde büyük bir yenilgi aldığını belirten HDK Eş Sözcüsü Sedat Şenoğlu, “Seçim sonuçlarında alınan niceliksel fark, niteliksel değişimlerin göstergesi olacaktır. Halkın bir arada yaşama iradesini taçlandırma zamanıdır” dedi. AKP'nin olağanüstü itirazı sonrasında Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından yenilenen İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı seçimlerini CHP adayı Ekrem İmamoğlu, yüzde 9 farkla kazandı. 31 Mart'ta olduğu gibi 23 Haziran seçimlerinde de gözler Kürtler ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) seçmenine çevrildi. Yenilenen 23 Haziran seçim sonuçlarını değerlendiren Hakların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Sedat Şenoğlu, “23 Haziran’da halk büyük bir sağduyuyla ve demokratik bir sezgiyle faşizmin yerine demokrasiden yana taraf geliştirdi. Halk Türkiye’nin girmiş olduğu çıkmazdan İstanbul seçimi nezdinde demokratik çözümlerle meselelerin çözülmesini istedi. Seçim sonuçlarında alınan niceliksel fark niteliksel değişimlerin göstergesi olacaktır. Halkın bir arada yaşama iradesini taçlandırma zamanıdır” dedi.   ‘HALK BİRİKEN ÖFKESİNİ SANDIĞA TAŞIDI’   CHP adayı Ekrem İmamoğlu’nun AKP adayı Binali Yıldırım’a 800 binden fazla fark atmasının beklenmedik bir durum olduğunu ifade eden Şenoğlu, “Halk tabiri ile ‘perşembenin gelişi çarşambadan’ belliydi. 31 Mart 23 Haziran ara dönemde halk nezdinde pozitif anlamda birçok şeyin biriktiğini görüyoruz. Seçimde oluşan farkı tek bir faktörle açıklayamayız. Birçok faktör etkili oldu ama iktidarın yürüttüğü söylemler ayrıştırıcı söylemler özellikle bu söylemleri Kürt halkı üzerinden gerçekleştirmesi ve bu söylemlerini devam ettirmesi çok etkili oldu. Pontus ve Kostantinopolis ile ilgili ayrıştırıcı söylemler halkın zaten biriken öfkesini ve değişim arayışını güçlendirmiş oldu. Halk bunu da sandığa taşıyarak çok tarihsel ve niceliksel bir fark ortaya çıkardı” diye konuştu.   ‘NİCELİKSEL DEĞİŞİMLER NİTELİKSEL DEĞİŞİMLERİN GÖSTERGESİ OLACAK’   Seçimlerde çıkan niceliksel değişimin niteliksel değişimlerin de göstergesi olacağına dikkat çeken Şenoğlu, seçimlerde çıkan niceliksel ve niteliksel değişimlerin sadece İstanbul seçimleri olarak değerlendirilmeyeceğine vurgu yaptı. Yapılan seçimi Türkiye’nin seçimi olarak gördüklerini ifade eden Şenoğlu, “İktidar yetkilileri biz bunu sadece İstanbul seçimleri olarak görmüyoruz demişlerdi. Bizler de bu seçimin İstanbul seçimleri olmadığını söylüyorduk. Biz bunu Türkiye’nin seçimi olarak değerlendiriyorduk. Tek adam rejiminin onaylanıp bu seçimle beraber yapısallaştırmak istedikleri yorumları yapıyorlardı. Evet, bu seçimde tam öyle oldu ama onların söylediklerinin tam tersi oldu. Yani halk kesin bir şekilde büyük bir sağduyuyla ve demokratik bir sezgiyle faşizmin yerine demokrasiden yana taraf geliştirdi. Biz böyle okuyoruz. Halk Türkiye’nin girmiş olduğu çıkmazdan İstanbul seçimi nezdinde demokratik çözümlerle meselelerin çözülmesini istedi” diye belirti.   ‘HDP’NİN STRATEJİK HAMLESİ KARŞILIĞINI BULDU’   Seçimlerde HDP’nin izlediği stratejisinin belirleyici olduğunu sözlerine ekleyen Şenoğlu, şöyle devam etti: “Kürt Özgürlük Hareketi ve HDP’nin varlığı dışında Türkiye’nin bir demokrasi seçeneği yoktur. Eğer Türkiye demokratikleşecekse, Türkiye’de tek adam rejimi bertaraf edilecekse ve Türkiye’de toplumsal bir istikrar kurulacaksa demokrasiyle kurulabilir ve Kürt halkı bu demokrasi mücadelesinin kurucusunun öznesi olmalıdır. Tabi ki HDP nezdinde sol-sosyalist, emekçi ve kadınların birliğiyle olabilir. İstanbul seçimleri sonucunda çok net bir şekilde görüldü ki HDP’nin stratejik oy taktiği seçimler de karşılığını buldu. İktidar İmralı’dan gelen Öcalan’ın mektubuyla HDP’nin taktiğini manipüle etmeye çalıştı. İktidarın bu hamlesi de ters tepti. Tüm bu manipülasyonlarına rağmen özellikle Kürt halkı kendi demokrasi sağduyusunu kullanarak iktidarın bu hamlesini boşuna çıkardı.”   ‘HALKIN BİR ARADA YAŞAMA İRADESİNİ TAÇLANDIRMA ZAMANIDIR’   HDK olarak seçim sonuçlarından toplumsal bir ittifakın mayalandığını gördüklerini söyleyen Şenoğlu, toplumsal ittifakın yaygınlaşması durumunda Türkiye’nin önünün demokrasi, barış ve adalet bakımından açılacağına belirti. Şenoğlu, “Toplumsal ittifak; halkın iktidarlaşmasıdır. Biz halkın iktidarlaşmasını derken halkın sadece seçimlerde oy kullanması olarak değerlendirmiyoruz. Temelde halkın kendi geleceği ile ilgili kararlarını alma ve uygulama olarak değerlendiriyoruz. Bu da yerel demokrasi gereğidir. Bu seçimler kesinlikle yerel demokrasinin daha da güçlendirdiğini gördük. Artık toplumdan gelen taleplerin öncülüğünü yapmak gerek. Halkın tarihsel olarak geliştirdiği bir arada olmayı anlayışı esas alınarak ayrıştırıcı söylemlerden ve tutumlardan vazgeçilmelidir. Artık halkın bir arada yaşama iradesini taçlandırma zamanıdır. Bizim esas itibarı ile çalışmalarımız bu yöndeydi şimdi ise daha fazla çaba sarf edeceğiz” dedi.   GEZİYLE BAŞLAYAN TOPLUMSAL DAYANIŞMA   Toplumda bir değişim talebinin mevcut olduğunu, bu değişimin en çok toplumsal bir olay olarak Gezi’de somutlaştığını sözlerine ekleyen Şenoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “O zaman her siyasi görüşten milyonlarca insan büyük bir dayanışmayla isyan ettiler. Ama siyasi öncüler bu toplumsal dayanışmayı örgütleyemediler. Belki bu dinamiğin sözcülüğünü yaparak sesleri oldular ama bu dinamiği sürekli hale getirecek yapılar kuramadılar. O zamanlar kendiliğinden komünler kuruldu. Yani halk aslında Geziyle beraber şunu söyledi: ‘Biz toplumsal özgürlük istiyoruz’ demişti. İşte siyaset bunun örgütlülüğünü yapmalı. Zaten halkın kendi doğasında var olan birliktelik ve dayanışmayı kalıcı hale getirmelidir. Halkın sorunlarını halkın içinde çözülmesini istiyoruz. HDK yapılanması bu misyona sahip. Halkın bu talebine ne kadar yanıt olabildik diye kendimizi eleştiriyoruz. Gerçekten halkın sorunlarını çözme konusunda halkta umut yaratan yapılar kurabildik mi diye tartışıyoruz. 23 Haziran seçimleri bunu reel haline getirdi. Kesinlikle yüzümüzü toplumsal ittifaka dönmek zorundayız. Asıl olan budur. 23 Haziran seçimleri potansiyel bir enerji ortaya çıkardı. Bu enerjinin var olduğunu biliyorduk ve bu enerjiyi ortaya çıkarmak için gereken fedakarlıkları yapıyorduk. Bundan sonra da Türkiye’nin adalet ve demokrasi mücadelesine kendimizi daha fazla katacağız.”   ‘DEMOKRASİ İTTİFAKI CHP’YE BIRAKILMAYACAK KADAR ÖNEMLİ’   “Toplumun temel ihtiyacından doğan demokrasi ittifakı CHP’ye bırakılmayacak kadar önemlidir” diyen  Şenoğlu, “Bunu karalamak için demiyorum. Tarihsel bir deneyim var. CHP’nin kurumsal bir parti olarak bu sistem için oynadığı bir rol var. Haliyle bu rol söyleme de yansıyor. CHP bu rol gereği demokrasi ittifakın sürükleyici gücü olmaz. Demokrasi ittifakı Sayın Öcalan’ın avukatlarıyla görüşmelerinde belirlediği üçüncü yol üzerinden inşa edilebilir. Demokrasi ittifakı ancak bu üçüncü yol haritasına göre inşa edilebilir. Toplum üçüncü yol belirlemesiyle birlik ve beraberliği sağlanabilir. Üçüncü yol halihazırda olan bir CHP ile yürütülemez. Ancak CHP büyük bir değişim yaşarsa bu mümkün olabilir. CHP de toplumdan gelen bu büyük değişim ihtiyacına göre kendini değiştirmelidir. CHP kendini değiştirecek politik koşulları yaratabilmelidir” diye konuştu.   ‘İKTİDAR 23 HAZİRAN SEÇİMLERİNDE BÜYÜK BİR YENİLGİ ALMIŞTIR’   İktidarın her geçen gün yönetme özelliğini daha da kaybettiğini vurgulayan Şenoğlu, “Kendi iktidarını sürdürmenin yolunu devletin zor gücünü kullanarak sürdürmek isteyen bir iktidar var. AKP aslında 7 Haziran seçimlerinden beri iktidardan düşmüştür. 7 Haziran’dan sonra MHP ile ittifak yaparak iktidarda kalıyor. Mevcut iktidar çok kırılgan bir yapıya sahiptir. 23 Haziran seçimlerinde de büyük bir yenilgi almıştır. Ama bu iktidar aşılmış mıdır? Hayır aşılmamıştır. Mesele de bunu aşmaktır” ifadelerini kullandı.   ‘KAZANIMLARI KURUCU BİR YETENEĞE KAVUŞTURMAK LAZIM’   İstanbul seçimlerini halkların kardeşliğinin kazandığını belirten Şenoğlu, “Tarihsel ölçülerden bakacaksak HDP ve Kürtler kazanmıştır. Güncel olarak bakacak olursak İmamoğlu kazanmıştır. Geleceğe dönük olarak da bakacak olursak İmralı kazanmıştır. Bu kazanımı geleceği kurma bakımından kurucu bir yeteneğe kavuşturmak olmalıdır. Bu seçimin kaybedeni de toplumu ayrıştıran, toplumun sorunlarına çözüm üretemeyen iktidardır” diye konuştu.     MA / Naci Kaya - İrfan Tuncçelik