Koçyiğit: Serhildanları açığa çıkartmak tarihi sorumluluğumuzÖztürk: Onurlu barışı başaracağız 2019-11-30 13:30:54   ANKARA – DBP Kongresi’nde konuşan HDK Eşsözcüsü Gülistan Koçyiğit, kitleselleşen serhildanları bugün tekrar açığa çıkarmanın tarihi sorumlulukları olduğunu söyledi. DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk ise, “Demokrasinin alt yapısını oluşturacağız. Demokrasiyi de, onurlu bir barışı da başaracağız” dedi.   Demokratik Bölgeler Partisi’nin 5’inci Olağan Kongresi, Dünya Ticaret Merkezi Konferans Salonu’nda konukların konuşmalarıyla devam ediyor.    Kongrede konuşan Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, sözlerine “Sebahat Tuncel, bir olağan kongrede daha bize cezaevinden seslendi. Bu neyin göstergesi. Türkiye’deki siyasetin nasıl dönüştürüldüğünü, demokratik siyasetin nasıl tasfiye edildiğini apaçık göstergesi. 7 Haziran 2015’den beri tüm kazanımlarımıza dönük ciddi bir saldırı var. Bu saldırılara karşı toplumun bağrında ciddi bir direniş olduğunu söylemek isterim” diyerek başladı.   ‘KÜRDİSTAN’I BİR LABARATUAR OLARAK KULLANIYORLAR’   Bugün toplumun aslında bambaşka bir hissiyatla davrandığını ve iradesini ortaya koymanın yol ve yöntemlerini aradığını söyleyen Koçyiğit, “Yakın tarihimizdeki 31 Mart ve 23 Haziran seçimleri tam da yatağını, gününü bekleyen öfkenin dışavurumuydu. Bize düşen bu milyonları buluşturmak, örgütlemek olmalıdır. Mevcut iktidar kendi varlığını Kürtlerin yokluğuna, demokratik siyasetin tasfiyesine ve bertaraf edilmesine bağlamış durumda. Kayyım atamaları rejimin dönüşen temel taşlarını oluşturuyor. Kürdistan’ı bir laboratuvar olarak kullanıyorlar ama bir yol ayrımında olduğumuzu da görmek zorundayız. İradenin yok sayılmasına sessiz kalanlar, yarın Türkiye’de yaşanacaklara karşı söyleyecek söz bulamayacaklardır” diye konuştu.   HDK Eş Sözcüsü, AKP’nin Kürtleri kriminalize ederek kendi mücadeleleri ile sınırlandırmak istediğine de dikkat çekti. Koçyiğit,  bu konuda şunları ifade etti:    “Kürtlerin bugün yaşadıkları tüm coğrafyalarda demokratik toplumun kurulmasında öncü halk olmalarını AKP-MHP rejimi kabul etmiyor. Kendi tekçi siyasetini sistemleştirmek, kalıcılaştırılmak istiyor. Bunun için Rojava’ya, Efrin’e, Şengal’e saldırıyor. Evet dört parça Kürdistan’daki Kürtlerin siyasi statüsünün kendisini yok edeceğini düşünüyor. Bu anlamda teyakkuza geçmiş durumda. Bizi var eden toplumsallığımızdı. Bizi bugünlere getiren halklarla kitleselleşen, serhildanlarımızdı. Bugün tekrar bunları açığa çıkarmanın tarihi sorumluluğumuz olduğunu göstermek gerekiyor.”   ‘DBP’YE TARİHİ BİR ROL DÜŞÜYOR’   Yine “İdeolojik duruşumuzun yeniden tesis edilmesi ve perçinleşmesi gerekiyor” diyen Koçyiğit, konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Bugün saldırı toplumsallığa dönük ise, toplumu korumak zorundayız. Bugün saldırı emeğe ise, emeği korumak zorundayız. Bugün saldırı kadın özgürlük çizgimize ise, bunu daha kalıcı hale getirmek zorundayız. Sine-i millet diyenlere zaten milletin sinesinde olduğumuzu ve milletin verdiği yetkileri ancak milletin alabileceğini söylemek isterim. Bu konuda da DBP’ye tarihi bir rol düşüyor. Hem Kürt Ulusal Birliği için hem Türkiye’deki demokrasi için daha fazla bizi yan yana getirmesi, buluşturması için kongre zeminlerini güçlendirilmesi gerektiği ve bu çökmüş, çürümüş AKP iktidarını tarihin çöp sepetine göndereceğimize olan inancımızı yinelemek isterim.”    ÖZTÜRK: ONURLU BARIŞI BAŞARACAĞIZ   Koçyiğit’in ardından konuşmasını yapmak üzere Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Berdan Öztürk kürsüye çıktı.    Kürtlere dönük baskıların devam ettiğini belirten Öztürk,  ideolojik bir savaşın yürütüldüğünü ifade etti. Öztürk, “Baskıcılar her zaman özgürlükten bahsediyorlar ama bildiğimiz demokrasi halkın için olan demokrasidir. Bir grup için siyaset gerçekleşirse sadece, onun adı demokrasi olmaz. Onun adı diktatörlük, faşizm olur. Emperyal güçler bu söylemleri ile gelmişlerdi ama Ortadoğu’yu kan gölüne dönüştürdüler.  Bunu bugün Rojava’da görüyoruz. Emperyal güçler kendi çıkarları için Rojava’da duruyor. Başta Kürt halkı ve Rojava halkları sadece kendi hakları için değil, tüm dünya halkları için büyük bedeller ödediler ve IŞİD’i gerilettiler. Dünya halkları bunu Rojava ve Kürtlere borçludur” diye konuştu.   Konuşmasının devamında emperyal güçlerin yüzyıllardır izledikleri bu politikalarını a bugün de sürdürdüklerini söyleyen Öztürk, “Partiler ve liderler değişiyor ama fikir aynı. Peki bunun alternatifi nedir? Alternatifi bugün Sayın Öcalan’ın da bu faşist zihniyete karşı demokratik yol ve yöntemleri bize gösteriyor ve bize de büyük sorumlular veriyor. Bugüne kadar bir yol oluşturamadığımız için bir özeleştiri vermememiz lazım. Eğer bir altyapı oluşturmadıysak bu konuda özeleştirimizi veriyoruz. DBP’nin elinde bugün de halkların yürüttüğü mücadele var. Halkın söyledikleri neyse ona göre yürüyecektir. Demokrasinin alt yapısını oluşturacağız. Demokrasiyi de, onurlu bir barışı da başaracağız. Sayın Öcalan da ulusal birliğin önemini sürekli tekrarlıyor. Bugün AKP-MHP faşist iktidarı aramızdaki birliği bozmak istiyor. Biz Kobani’de neyi gösterdik? Biz bir düşünce ve ideolojiye sahibiz. Bu birlikteliği dört parça Kürdistan’da oluşturmamız gerekiyor. Bu halkın isteğidir. Eğer bunu yapmazsak, tarih karşısında suçlu oluruz” diye konuştu.