Yılmaz: Devletler de artık terör örgütlerinin yöntem ve araçlarıyla savaşıyor 2020-01-08 10:05:20 ANKARA – ABD-İran arasında yaşanan gerilimi değerlendiren Hamburg Üniversitesi’nden Dr. Arzu Yılmaz, devletlerin de artık “terör örgütlerinin yöntem ve araçlarıyla” savaştığını belirterek, “Amaç girişilen savaşı kazanmak değil, dehşet ve korku yaratmak. ABD ve İran arasındaki çatışmanın da bu nitelikte uzun yıllar sürebileceğini öngörebiliriz” dedi.   ABD’nin İran Devrim Muhafızları’na bağlı Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ve Haşdi Şabi Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi el Mühendis’e yönelik gerçekleştirdiği suikast, Ortadoğu’daki gerilimi büyütüp, tansiyonu yükseltti. İran, işlenen bu suikastlar sonrası edilen intikam yeminleri doğrultusunda yanıtını Irak'taki ABD üslerine balistik füzelerle saldırı düzenleyerek gösterdi. Bu misillemeye yeni saldırıların eklenip, eklenmeyeceği, ABD’nin bu saldırı ve yenilerine nasıl yanıt vereceği konusunda farklı yorumlar yapılırken, üzerinde mutabık kalınan temel görüşlerden biri, bölgede bugüne dek vekaleten yürütülen savaşlarda artık ana aktörlerin yer alacağı.    Ortadoğu’da süren mevcut kriz ve ABD ile İran arasında baş gösteren gerilimi Hamburg Üniversitesi’nden Dr. Arzu Yılmaz, Mezopotamya Ajansı'na (MA) değerlendirdi.   ‘HESAPSIZ BİR HAMLE’    Yılmaz’a göre, ABD’nin Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’ye yönelik gerçekleştirdiği suikast “hesapsız” bir hamle.    Yılmaz nedenini  ise şöyle açıklıyor: “Zira sonuçları itibariyle Ortadoğu genelinde durum ABD aleyhine şekilleniyor. Daha da ötesinde, son bir yıldır hem yaptırımlar hem protestolar nedeniyle köşeye sıkışan ve zor bir duruma düşen İran rejimi, bu saldırıyla beraber kendisine karşı biriken öfkeyi ABD’ye yönlendirme fırsatı yakaladı. Herkesin söylediği, İran rejiminin arayıp da bulamayacağı bir fırsatı yakaladığı. Bunun en önemli etkisi de İran’daki reformistlerin elinin zayıflaması olacaktır, ki zaten ABD nükleer anlaşmadan çekildiğinden bu yana giderek güç kaybetmişlerdi. İran’ın bu ortamda hala ABD ile bir uzlaşma zemininde buluşması imkansız görünüyor.”    ‘ABD, İRAN’A GÖZDAĞI VERMEK İSTEDİ’   ABD açısından ise, bu durumun “hezimet” olduğunu ifade eden Yılmaz, ABD’nin Aramco’da petrol tesislerine yapılan saldırıya ve insansız hava aracının düşürülmesine de sessiz kaldığını hatırlattı. Yılmaz, “Bana kalırsa ABD’nin genel anlamda amacı bir gözdağı vermekti. Sanırım Kasım Süleymani gibi birini hedef alarak muktedir olduklarının sınırı konusunda bir işaret vermek istedi” diye belirtti.    Saldırının Irak’ta gerçekleşmesine dair ise Yılmaz, şu yorumlarda bulundu: “Irak özellikle bu yaptırımlar sürecinde İran için ekonomik anlamda adeta bir nefes borusu işlevi görüyordu. Bir de IŞİD sonrası Irak’ın anti-İran nosyonuyla yeniden inşası yönü var. Kısaca ABD, İran’a artık sana Irak’ta hayat yok demek istedi diyebiliriz.”   ‘AMAÇ DEHŞET VE KORKU YARATMAK’   Bu suikastla birlikte ABD-İran arasında yaşanabilecek olası bir savaşın ihtimal dahilinde olup olmadığını da değerlendiren Yılmaz, “Aslına bakarsanız böyle bir savaşın rasyonel bir tarafı yok. Yani mevcut koşullarda kazananı olmayan bir savaş olur bu. Tarafların zaten konvansiyonel bir savaşa girme niyeti taşıdığını da sanmıyorum. Ancak, devletler günümüzde farklı araçlarla savaşıyor. Yani karşı karşıya geldikleri sıcak bir çatışma yerine suikastler, siber saldırılar sözkonusu. Bu bağlamda devletlerin de artık terör örgütlerinin yöntem ve araçlarıyla savaştığını söyleyebiliriz. Amaç girişilen savaşı kazanmak değil, dehşet ve korku yaratmak. ABD ve İran arasındaki çatışmanın da bu nitelikte uzun yıllar sürebileceğini öngörebiliriz” dedi.   IRAK PARLAMANTOSU’NUN ALDIĞI KARAR!   Dr. Yılmaz, Irak Parlamentosu’nun ABD askerlerinin ülkeden çıkarılmasını öngören yasa tasarısını onaylaması üzerinde de durdu. Onaylanan tasarının henüz resmiyet kazanmadığına dikkat çekerek, “Bu karar IŞİD’e karşı Uluslararası Koalisyon Güçleri ile yapılan askeri işbirliği çerçevesinde alındı” diyen Yılmaz, şunları ekledi: “Ama daha şimdiden mesela Almanya güçlerini Irak’tan çekme kararı aldı. ABD’nin ne yapacağı belli değil ama alarm durumunda. Sonuçta bu kararla birlikte her şeyden uluslararası hukuka göre Irak’taki yabancı güçler için bir meşruiyet sorunu doğdu. İşgalci durumuna düştüler ve bu ortamda bu kararın alınmasının en önemli etkisi Irak’taki yabancı güçlerin saldırılara karşı açık hedef haline gelmesidir.”    ‘KARARDAN TÜRKİYE’DE ETKİLENİYOR’   Türkiye’nin de Uluslararası Koalisyonun bir parçası olarak bu karardan etkilendiğini ifade eden Yılmaz, “Türkiye’nin Irak’taki askeri mevcudiyeti zaten Bağdat yönetimi nezdinde tartışmalıydı. Mevzu sadece Koalisyon değil, aynı zamanda Kürdistan Bölgesel Yönetimi kontrolü altındaki bölgelerde mevcut Türkiye askeri üsleri ve sınır ötesi saldırılar boyutu da var” diye belirtti.   ‘İRAN’IN BASKISI ESKİSİNDEN DAHA FAZLA OLACAK’   Ortadoğu’da yaşanan bu son gelişmelerle Kürtlerin de durumunun zorlaştığını ileri süren Yılmaz, nedenini şöyle açıkladı: “Özellikle kurulan yeni hükümetin stratejisi bir denge politikası gütmekti ki bunun zemini artık kalmadı. Kürtlerin her şeyden önce ABD ile ilişkilerini yeniden gözden geçirmeleri kaçınılmaz görünüyor. Öte yandan İran’ın baskısı eskisinden daha da fazla olacaktır. Bu da Kürtleri bir taraf tutmaya zorlayabilir. Halihazırda görünen Kürt yönetiminin yapmaya çalıştığı ‘İran’ı karşısına almamak’ olarak özetlenebilir. Ama sanırım İran’ın ABD’ye nasıl bir cevap vereceğine bağlı olarak çatışma odağının netlik kazanmasıyla bu konuda bir fikir yürütmek daha kolay olur”    ‘TÜRKİYE BOMBANIN MENZİLİNE DAHA DA YAKLAŞMIŞ DURUMDA’   İran-ABD arasındaki gerilimin yanı sıra Libya’da yaşanan gelişmelere de değinen Yılmaz, Türkiye’nin Libya’ya asker gönderme kararına dair, “Ortadoğu’da pimi çekilmiş bir bomba her an yönü değişen rüzgarla bir oraya bir buraya savruluyor. Nerede patlayacağı belli değil. Bugün Suriye’den sonra Irak’la birlikte Türkiye bu bombanın menziline daha da yaklaşmış durumda. Bu koşullarda zaten oldukça tartışmalı olan Libya’ya askeri bir operasyon kahramanlık değil, aptallık olur herhalde” değerlendirmelerinde bulundu.    TÜRKİYE VE RUSYA’NIN LİBYA’YA KARŞIO KARŞIYA GELMESİ?   Libya meselesinde bir diğer önemli konunun Rusya ile Türkiye’nin karşı karşıya kalma durumu olduğunu vurgulayan Yılmaz, bunun yansımalarının ise Suriye’deki Kürt meselesinde somutlaşacağını vurguladı. Yılmaz, “Zira Türkiye açısından kabul edilemez gibi görünen bir takım koşullar çerçevesinde Rusya, Kürt Özerk Yönetimi ve Şam arasında bir anlaşma sağlamaya çalışıyor. Ama bu durum nedeniyle Türkiye Rusya’yı karşısına alır mı? Sanmam. Zira Türkiye, özellikle ABD ile son dönemde yaşadığı ciddi sorunlar orta yerde dururken, bir de Rusya ile çatışmayı göze alabilecek durumda değil” dedi.   MA / Berivan Altan