Piroğlu: İktidar engellileri ‘virüs yayanlar’ olarak topluma sunuyor 2020-07-17 09:51:47 İSTANBUL - İktidarın, hızlı treni yasakladığı engellileri "virüs yayanlar" olarak topluma sunduğunu belirten HDP Milletvekili Musa Piroğlu, “Bugüne kadar mücadeleyle haklarımızı aldık. Koruyacaksak da mücadeleyle koruyacağız” dedi.   Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın pandemi tedbirleri kapsamında engelli yolcuların yüksek hızlı tren ve anahat tren seferlerinde kullandıkları ücretsiz seyahat haklarına kısıtlama getirmesi tepkiyle karşılandı. Bakanlık, "engelilerin trenlere binerken ve inerken yardım almaları, bu esnada da yardımcı personelle temas kurmaları ve ortak kullanılan yüzeylere çok fazla temas etmelerini” kararına gerekçe gösterirken, karara tepki gösteren Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu, bunun engellilere dönük bir ayrımcılık olduğunu ifade etti.   KAZANILMIŞ HAK    Engellilerin yasal ve yönetmenliklerle kazanılmış haklarından ücretsiz ulaşım hakkının olduğunu belirten Piroğlu, engelli bireylerin engelli kartı aldığında ülke çapında bütün kamu ulaşımından ücretsiz yararlanma hakkına sahip olduğunu söyledi. Kırsal alanlarda bunun için ödenek verildiğini dile getiren Piroğlu, “Bu aynı zamanda şehirlerarası ve uçaklarda indirimli bilet alma hakkını da içeriyor. Şehirlerarası yolculukta bir kontenjanları var. Bu kontenjan dolmadığı sürece engelliler bu kartı gösterip indirimli biletlerini alabiliyor. Ama devlet demiryolları kamu kurumu olduğu için engelliler o kontenjan dahilinde ücretsiz yararlanıyorlar. Yüksek hızlı tren ulaşıma başladığı tarihten itibaren engelliler ücretsiz yararlanıyor. Kontenjan dolu değilse gidip biletleri alıyorlar, istedikleri yere ve saatte gidiyorlar. Bu hak kazanılmış bir hak” diye belirtti.     KORKUNÇ BİR AYRIMCILIK   Yüksek hızlı tren işletmesi yönetiminin salgının normalleşmeye başlamasıyla birlikte başlayan seferlerine ilişkin bir genelge yayınladığının altını çizen Piroğlu, bu genelge ile engellilerin trene binme hakkının askıya aldığını vurguladı. Engellilerin “hastalanma ve hastalık taşıma potansiyelinin” bahane edildiğini ifade eden Piroğlu, “Mesela ‘Engelliler araçlara bindiklerinde yardım almak zorundalar. Görme engelliler bindikleri ulaşım araçlarındaki yerlere dokunuyorlar. Bu şekilde hem virüs taşıma hem de bırakma riski vardır’ denildi. Bu uygulama böyle kavramlarla dile getirildiğinde korkunç bir ayrımcılık, ötekileştirme ve düşmanlaştırma ortaya çıkıyor. Çünkü topluma engellileri ‘virüs yayanlar’ olarak sundular. Biz bunu 65 yas üstü insanlar için de görmüştük. Bunun faturasını ne olduğunu sokaklarda onlara yönelik saldırılarla görmüştük. Şimdi de aynı şeyi engelliler için yapıyorlar” diye belirtti.   ‘TUTARSIZLIK SÖZ KONUSU’   Hızlı trenden daha kalabalık olan şehir içi ulaşımın, metroların, marmarayın, metrobüslerin, belediye otobüslerinin hatta uçakların bile engellilere serbest olduğunu hatırlatan Piroğlu, burada bir tutarsızlığın olduğunu vurguladı. Buna ilişkin Piroğlu, ilk olarak Ankara’dan İstanbul’a gelmek için hızlı tren garına gittiğini dile getirerek, “Burada bir bilet satın aldım. Hatta bilgilerimi alan kişi yardımcı oldu. Bileti alırken özellikle vurguladım engelli vagonuna bileti alacağım diye. ‘Tamam, bir sıkıntı yok’ dedi. Tren doluydu ancak engelli kontenjanı boştu paramı verdim ve bileti aldım. Sonra da engelli kimlik kartımı gösterip ‘iki gün sonra geri döneceğim. Ama bunu engelli kartımla ödemek istiyorum’ dedim. Bunu veremeyeceğini söyledi. Buna ilişkin kimle görüşme yapabilirim dediğimde ise beni oradaki şefe yönlendirdi. Gittim şefle konuştum. Ücretsiz biletin yasak olduğunu söyledi. Para ile aldığımı söylediğimde ise onda bir sıkıntının olmadığını ve alabileceğimi sadece ücretsiz biletlerin yasaklandığını belirtti. Konuya ilişkin Meclis’te soru önergesi verdim” diye konuştu.   MESELE SAĞLIK MESELESİ DEĞİL   Meselenin engellilerin sağlığı meselesi olmadığını ifade eden Piroğlu, buradaki meselenin hızlı tren işletmesinin özelleştirilmek istenmesi olduğunun altını çizdi. Bunu yaparken de bütün kamu yükünün de kaldırılmak istendiğine vurgu yapan Piroğlu, şöyle devam etti: “Engelliler bu devlet için hep yük olarak görüldü. Sosyal devlet anlayışı gereği bu yükü devlet karşılıyordu. Ama şimdi aradan devlet çıkıyor. Özel sektör de bu yükü karşılamak istemiyor. Aslında salgın engellilerin ücretsiz ulaşım hakkını kaldırılmanın bahanesi olarak kullanılıyor. Bu durum kalıcılaşırsa başka yerlerde de aynı sorun kendini gösterecektir. Engellilerin bütün haklarını tıpkı işçilerin ve kadınları haklarını ortadan kaldırmak istedikleri gibi kaldıracaklar. Bu vahşi bir saldırı başka bir anlamı yok. Bu iktidar sürekli engellileri çok düşündüğü söylüyor. Arkasından da bunu yapıyor. Engellileri düşmanlaştırıyor, insanların gözlerinde ötekileştiriyor ve bunun üstünden kendi varlığını açıklamaya çalışıyor.”   ‘MÜCADELEYLE KORUYACAĞIZ’   Engellilerin bu duruma karşı kampanya başlattığının altını çizen Piroğlu, Cumartesi günü (18 Temmuz) Ankara hızlı tren garı önünde saat 13.00’te bir basın açıklaması yapacaklarını belirtti. İstanbul’da da buna yönelik çalışmaların olduğunu belirten Piroğlu, “Bunun arkasını bırakmayacağız. Biz ısrarla halk eksenli demokrasi yürüyüşleri ve bulaşmaları ile iktidarın bize yönelik saldırısını aslında tüm topluma yönelik olduğunu, siyasal saldırının altında ciddi sınıfsal ve ekonomik saldırının da cereyan ettiğini söylüyoruz. İktidar kamusal olarak kazanılan ne kadar hak varsa yok etmek istiyor. Engelliler de bu saldırı politikasında paylarına düşeni alıyorlar. Bu özelleştirme ve ötekileştirme siyaseti önümüzdeki süreçte daha sert, vahşi bir hal alacak. Ya hep birlikte buna karşı mücadele edip karşı duracağız, ya da bunun önünde savrulup gideceğiz. Bugüne kadar alınan hakları rica ve minnetle almadık mücadeleyle aldık. Koruyacaksak da mücadeleyle koruyacağız” şeklinde konuştu.   MA / Ferhat Çelik - Mehmet Aslan