Suruç Katliamı’nın tanığı Koşti: Müdahale olmasaydı bu kadar insan yaşamını yitirmezdi 2020-07-19 09:04:18   URFA - Kobanê’deki çocuklarla dayanışmak amacıyla Suruç’ta toplanan gençlere yönelik yapılan saldırı sırasında Amara Kültür Merkezi’nde olan dönemin DBP ilçe Eşbaşkanı Mehmet Koşti, “Müdahale olmasaydı belki de yaşamını yitirenlerin sayısı 33 olmazdı” dedi.    Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu’nun (SGDF) çağrısıyla Kobanê’deki çocuklara oyuncak götürmek üzere Urfa'nın Suruç ilçesi Amara Kültür Merkezi'nde bir araya gelen gençlere yönelik 20 Temmuz 2015 tarihinde yapılan bombalı saldırı hafızalarda capcanlı duruyor. 33 kişi yaşamını yitirdiği onlarcasının yaralandığı saldırının üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen yargılama sürecinde arpa boyu yol alınmadı. Emniyetin görevini yapmadığı, katliama yol verdiği ve DAİŞ üyelerini elini kolunu salaya sallaya konaklama merkezine geldiği kamera kayıtlarına yansımasına rağmen failler cezalandırılmadı. O günün tanıkları, yaşadıklarını Mezopotamya Ajansı’yla paylaştı.    ‘ELLERİNDE OYUNCAKLAR VARDI’   O tarihte Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Suruç İlçe Eşbaşkanı olan Mehmet Koşti, SGDF üyesi gençlerin Kobanê’deki çocuklara oyuncak götürmek için geldiklerini ve gelecek olan gençler için emniyettin sürekli kendilerini aradığını söyledi. Kaç gencin ve nerelerden geleceklerini bilmediklerini ancak emniyetin tüm detaylara hakim olduğunu dile getiren Koşti, “Emniyet biliyordu. Nerelerden geleceklerini de biliyordu. Neticede bu insanlar ellerinde oyuncaklarla geldiler. Amara Kültür Merkezi'nde konakladılar. HDP ilçe eşbaşkanı Suphi Koçyiğit ile birlikte gençlerin yanına gittik. Bu insanların Kobanê’ye geçmesi için kaymakamlıkla bir görüşmemiz oldu. Yaklaşık 300 kişi vardı. Kaymakam 'hepsini gönderemeyiz' diyordu. Tabii daha sonra 10 kişinin gitmesi söylendi. Gençlerde kendi aralarından gidecek olan 10 kişiyi oluşturdu” dedi.     ‘KAN KAYBETTİLER’   Patlamanın yaşandığı anda Amara Kültür Merkezi’nde olduklarını, patlama öncesi gençlerin açıklama yapacaklarını hatırlatan Koşti, “Bir anda patlama yaşandı. Her yeri ateş sardı. Ardından ortalığı dumana kapladı. O gün gökten insan eti yağdı. Birçok insan yaralandı. Zaten duman kalkınca her yerin kan içinde kaldığını gördük. Yaralılar çoktu. Yaralıları hastaneye kaldırmaya çalıştığımızda engel olundu. Alana ambulans bırakmıyorlardı. Sivil araçlarla yaralıları taşıdık. Patlamadan sonra halk alana aktı. Biz o ara emniyet müdürü ve kaymakama ulaşamıyorduk. Yaralılar sivil araçlarla taşınmaya başlanınca havaya ateş açıldı. Sivil araçlarla yaralı taşımamız engellendi. Yaklaşık 2 saat sonra ambulanslar geldi. O esnada yaralılara yardım etmeye çalışan insanlara biber gazı sıkıldı. Yaralılar orada çok bekledi. Fazlasıyla kan kaybettiler. Çok fazla yaralı vardı. Yani müdahale olmasaydı belki de yaşamını yitirenlerin sayısı 33 olmazdı. Daha az olabilirdi. Çünkü çok fazla kan kaybettiler" dedi.    ‘BİRÇOK KİŞİ KURTARILABİLİRDİ’   Patlamanın bir diğer tanığı o dönem HDP ilçe eşbaşkanı olan Suphi Koçyiğit ise söze 20 Temmuz tarihi denildiğinde akla ilk gelenin Suruç Katliamı olduğunu dile getirdi. “Bu gelen gençler Kobane’deki çocuklara oyuncak getirmişti" diyerek devam eden Koçyiğit, şunları söyledi: "Daha sonra bize ulaştılar ve gitmek istediklerini söylediler. Bizde kaymakamlığa söyledik. Bizimle görüşmek istediler. Ben bir arkadaşla görüşmeye gittik. Görüşmede emniyet müdürü ve kaymakam vardı. O ara bize ‘bunlar gelecek burada yıkım yapacaklar. Camları kıracaklar’ gibisinden konuştular. Bizde böyle bir şey yapmak için gelmediklerini söyledik. Bu insanların Kobanê’ye geçerek çocuklara yardım edeceklerini söyledik. Tabii bize hepsinin geçmeyeceğini söylediler. Onların elinde gençlerin 22 ilden geldiklerine ilişkin tespit vardı. Bize gelecek olan gençler için ‘Siz mi karşılayacaksınız. Güvenliğini siz mi alacaksınız’ diye sorunlunca bende biz kolluk değiliz dedim. Biz gelen gençleri karşılarız. Siz güvenliği alın dedik. Gençler geldi ve basın açıklaması yapmak istediler. O ara bir ses geldi. Sonra o şiddetli patlama meydana geldi. O ara hiçbir şey göremedim. Ortalık kan gölüne dönmüştü. Patlama olduktan sonra ilk olarak Emniyet Müdürü’nü aradım. Ve patlamanın yaşandığını söyledim. Patlamayı duyan herkes gelmeye başladı alana. Ama izin verilmedi. Yine ambulans çok geç geldi. Yardım etmek isteyen insanlara gaz sıkıldı. Yani aslında yardımların önü engellenmeseydi belki de birçok can daha kurtarılacaktı.”    MA / Barış Polat