Devrimci Parti: Barışı savunmak görevdir 2020-09-10 17:53:05 İSTANBUL - Devrimci Parti, HDP'nin “Barışa Çağrı Deklarasyonu’na” ilişkin yaptığı açıklamada konuşan MYK üyesi Doğan Adalı,  barışı savunmanın tüm demokratik güçlerin görevi olduğunu söyledi.    Devrimci Parti, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) 1 Eylül Dünya Barış Günü arifesinde açıkladığı “Barışa Çağrı Deklarasyonu’na” ilişkin açıklama yaptı. Kadıköy’de bulunan Devrimci Parti Genel Merkezi binasında yapılan açıklamaya parti yönetici ve üyelerinin yanı sıra İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu katıldı.    KÜRT HALKINA KARŞI SAVAŞIN ETKİSİ    Açıklamayı yapan Devrimci Parti MYK Üyesi Doğan Adalı, savaşa karşı barışı savunmanın tüm demokratik kesimlerin görevi olduğunu söyledi.    Adalı, AKP ve MHP'nin Kürt halkı başta olmak üzere komşu halklara karşı izlediği savaş politikasının düşmanlık olduğunu belirterek, "Kürt halkına karşı savaş siyaseti, Kürdistan'ın sömürge karakteri ile doğrudan ilişkilidir. Devlet yıllar boyunca Kürt halkının özgürlük taleplerini bastırmak ve örgütlülüğünü dağıtmak adına ağır yıkımlara katliamlara imza atmıştır. Kürt halkına karşı yürütülen savaş politikaları her zaman Türkiye halklarına baskı, yoksulluk ve devlet terörü olarak geri dönmüştür" dedi.   ‘SAVAŞ TÜM KESİMLERE ZARAR VERDİ’   Savaş ve gerilim siyasetinin işçi sınıfı ve yoksul haklara ekonomik, siyasal ve toplumsal yıkım olarak geri döndüğünü ifade eden Adalı, "Kürt halkına karşı yıllardır sürdürülen kirli savaş bir yandan devlet bütçesinin artan oranda savaş ekonomisine yatırılmasına zemin yaratırken öte yandan da yoksul çocukların ölümüne yol açmaktadır. Son süreçte Kuzey Suriye ve Rojava topraklarında, Kürt halkının kazanımlarını bastırıp statü kazanmasını engellemek amacıyla yürütülen kanlı operasyonlar ve işgal hareketleri söz konusu faturanın daha da ağırlaşmasına yol açmıştır" diye konuştu.    ‘ÜLKEYİ CEHENNEME ÇEVİRDİ’   Adalı, iktidarın hem içeride hem de dışarda izlediği savaş politikasının ülkeyi cehenneme çevirdiğini belirterek, "Savaşa karşı barış mücadelesi ülkede demokrasi mücadelesinin temel unsuru haline gelmiştir. Türkiye işçi sınıfı ve demokrasi güçleri ile Kürt halkının birleşik mücadelesi olmadan faşizmin yenilmesi mümkün değildir. Kürt meselesindeki tecrit ve savaş politikalarına karşı özgürlük ve barış mücadelesinin Türkiye’deki genel demokrasi mücadelesiyle iç içe yürütülmesi kaçınılmaz bir gerekliliktir. Kürt sorunu adil demokratik çözüme kavuşmadan savaşın son bulması, emek ve demokrasi güçlerinin kazanması mümkün değildir" diye belirtti.    'HEP BİRLİKTE SES VERELİM'   Adalı, bu perspektifle HDP Eş Genel Başkanları tarafından kamuoyuna açıklanan “Barışa Çağrı Deklarasyonu’nun” faşizme karşı mücadele için önemli bir zemin olduğunu, herkesin bu deklarasyona ses vermesini istedi.    PİROĞLU: TÜRKİYE TECRİT ALTINDA   Ardından söz alan milletvekili Musa Piroğlu, toplumsal rıza görmeyen tüm iktidarların çareyi savaş da bulduğunu ifade ederek, Türkiye de Kürt halkına yönelik süren savaşa dikkati çekti. Kürtlere yönelik yürütülen savaşın, düşmanlığın göstergesi olduğuna işaret eden Piroğlu, savaşın maliyetinin yoksullara ödetildiğini, ülkenin maliyesinin çoğunun savaşa ayrıldığına vurgu yaptı. Türkiye’nin demokratikleşmesinin Kürt sorunun çözümünden geçtiğini ifade eden Piroğlu, "Öte yandan İmralı’da süren tecrit Kürt halkına yönelik savaşın artmasına neden olmuştur. Türkiye bir bütünen tecrit altına alınmıştır" dedi.    Piroğlu, herkesi partisinin barış deklarasyonuna sahip çıkmaya, savaşa karşı barışı savunmaya çağırdı.