Halka göre ekonomik krizin kaynağı çatışmalı süreç 2020-09-19 09:01:19   İSTANBUL - Ülkede yaşanan ekonomik krizin içte ve dışta sürdürülen savaş politikalarının sonucu olduğunu dile getiren yurttaşlar, çözüm sürecine dönülmesi çağrısı yaptı.   Türkiye’de her geçen gün sertleşen siyasal dil, içte ve dışta yürütülen savaş politikalarının Dolar’ın 7,5, Euro’nun da 9 bandına tırmanmasına neden olduğunu ifade eden ekonomistler, bu durumun ithalat ve ihracatın seyrinde de daralmaya yol açtığına işaret ediyor. Durumun beraberinde getirdiği krizi, gıda fiyatlarında yaşanan artışta, iki katına çıkan kiralarda, elektrik, su ve ulaşıma yapılan zamlarda görmek mümkün.    İstanbul’da mikrofon uzattığımız yurttaşlara göre, yaşanan ekonomik krizin temel kaynağı ülkede uzun yıllardır devam eden çatışmalı süreç.   TOPLUM PERİŞAN   Türkiye’de çok büyük bir ekonomik krizin yaşandığını söyleyen Ali Yavuz, işçilerin yanı sıra artık işverenlerin de geçinemez hale geldiğini söyledi. Yavuz, “Ekonomik kriz var mı, yok mu? Tartışmasını yürütmek için saf olmak lazım. Bütün toplum perişan halde. En ucuz sebze meyveyi yiyoruz. Et, balık zaten yasak, ayda bir tavuk eti aldık aldık o kadar” dedi.   ‘KRİZİN KÖKÜNDE SAVAŞ VAR’   Ekonomik krizin içte ve dışta yaşanan çatışmalı süreçten kaynaklandığını ifade eden Yavuz, PKK Lideri Abdullah Öcalan ile devlet arasında 2013-2015 yılları arasında yürütülen diyalog süreci döneminde ekonominin iyi olduğunu anımsattı. Ekonominin gidişatının siyasi atmosfere göre şekillendiğine dikkat çeken Yavuz, “Diğer sorunlar gibi ekonomik krizin kökünde de Kürt sorunu, kirli savaş var. Sen bugün binlerce askerin, korucunun, özel timin maaşını ödüyorsun. Kürtleri bitirmek için her gün tank, top alıyorsun. Savaşa harcadığı parayı ekonominin düzelmesi için harcasa, hiçbir sorun kalmaz. Çok yerinde ve olması gereken bir çağrı. Savaş çok pahalı, dolayısıyla savaş dursun, bir vatandaş bile aç kalmaz. Ben şuna inanıyorum, savaş dursun, PKK ve diğer Kürtlerle barışsın, savaşa harcanan parayı yurttaşlara verilsin, açlık ortadan kalkar” diye konuştu.   BARIŞLA EKONOMİ DÜZELİR   Yaşanan krizde halkın da payı olduğunu dile getiren Yavuz, “Halk hiç çıkıp demiyor mu bu insanlar niçin ölüyor? Kimin çocukları bunlar? Ülkeye huzur gelmesi, ekonomin düzelmesi için öncelikle bu durumun sorgulanması lazım. Sonuç itibariyle hiçbir savaş sonsuza kadar sürmez, bir gün barışacağız. Bizim bir kader birliğimiz var, düşman da olsak barışsak da iç içe yaşayacağız. Bir an önce barışıp bir arada yaşamayı öğrenmeliyiz. Barış içinde yaşamak varken, neden düşmanca yaşayalım” ifadelerini kullandı.   ‘İKİ KİLO PATLICAN ALAMIYORUZ’   Ekonomik krizle artan zamlara değinen Emine Kavcı, “Ne iş var ne güç. İnsan geçimini sağlayamıyor. İki kilo patlıcan alamıyorsun. Memleketimiz de olsaydık böyle mi olurdu. Bizim köyümüzü yıktılar, biz de kaçıp buraya geldik. Kürt olduğumuz için evimizi yıktılar. Bu sorunlar çözülmedikçe, hep böyle fakir kalırız. Hala devlet gelip baskın yapıp gözaltına alıyor, öldürüyor. Kimse de bu ne haksızlıktır, zulümdür demiyor. Biz barış istiyoruz. Kimseden kimsenin malını, toprağını istemiyoruz. Kendi hakkımı istiyoruz” şeklinde konuştu.   SAVAŞ ISRARI   Krizin savaş sonucunda yaşandığını söyleyen Hazal Bozan, “Bizler barış, demokrasi dedikçe, onlar savaş diyor. Onlar kardeşlik, barış, eşitlik istemiyorlar. Barış olursa ancak ekonomi rayına oturur. Biz doğruluğun, kardeşliğin, eşitliğin yolundayız. Türk halkına çağrım; bu sorun bugün çözülsün, yarına kalmasın. Çözülürse ekonomik sorun da diğer sorunlar da çözülür. Çözülürse barış olur, özgürlük olur, eşitlik olur. Her şey olur” dedi.   ‘ŞİMDİ ÇÖZÜLMELİ’   Krizin yaşamın her alanına yansıdığını dile getiren Hacı Hüseyin Çetin de, işsizliğin de krizin derinleşmesine neden olduğunu söyledi. Her ay düzenli olarak alması gereken ilaçlarını dahi alamaz duruma geldiğini ifade eden Çetin, şunları söyledi: “Krizin temel nedeni askeri harcamalardır. Her gün bu savaşın bitmesi için dua ediyorum. Bitsin ki yoksulluk da bitsin, herkes mutlu olsun diyorum. Onların değil, fakirlerin çocukları ölüyor. Barış sürecinde kimse ölmedi. Ekonomik durumumuz da iyiydi. Türkler de sokağa çıkıp bu gidişata itiraz etmeli. Çocuklarımız ölmesin, kriz olmasın demeliler. Bir saat sonra değil, şimdi çözülmeli.”   ‘SANDIK BAŞINDA GÖRÜŞECEĞİZ’   Artık mutfakta aş pişmediğini dile getiren Alaattin Uğurlu, “Zamlar aldı başını gidiyor, perişan olduk. Ayrıca maaşları aşağı çektiler, sigorta yok. Cumhurbaşkanı görmüyor mu? Aldığımız 2 bin lira maaş, bununla ev kirası mı, doğalgaz mı, su mu ödeyelim? Hiçbir şey mi yemeyeceğiz? Ayakkabım yırtık geziyorum. Niye? Bunu onlar görmüyor mu? Perişanız. Hırsızlık mı yapalım? Sandık başında görüşeceğiz” dedi.   MA / Mehmet Aslan - Naci Kaya