Öztürk: Salgınla mücadele politikaları yeniden düzenlenmeli 2020-09-19 09:02:30   İSTANBUL - İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Osman Öztürk, Kovid-19 pandemisine karşı yurttaşların kendi kendilerini korumasının yetmediğini belirterek, salgınla mücadele politikalarının yeniden düzenlenmesi gerektiğini vurguladı.     Koronavirüs (Kovid-19) salgınından kaynaklı yaşanan can kayıpları ve vaka sayısında son haftalarda ciddi artış yaşanıyor. Salgına karşı alınan önlemlerin gevşetilmesinden kaynaklandığı belirtilen artış sonrası, 18 Eylül itibariyle ülke genelindeki can kaybı 7 bin 377, vaka sayısı ise 299 bin 810’a yükseldi.     Salgının geldiği noktayı değerlendiren İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Osman Öztürk, bu durumun 1 Haziran sonrası hayata geçirilen “normalleşme” sürecinden kaynaklandığını kaydetti. Öztürk, resmi rakamlarda dahi, 10’a kadar düşen ölümlerin 60’lara çıktığına dikkati çekti.   ‘GEVŞEMENİN’ SONUÇLARI   Sağlık Bakanlığının hastaları hastaneye yatırma kriterlerini değiştirdiğini kaydeden Öztürk, “Bakanlık salgının ilk başlarında hafif şikayeti olan hastaları da hastaneye yatırıyordu. Şimdi ağır şikayeti olanları yatırıyor. Salgının başındaki kriterlerle hastalar yatırılsaydı şuan hastanelerde yer olmazdı. Salgında bir düşüş sağlanmıştı ama baskılanmamıştı. Baskılanmadan ekonomik kaygılarla önlemler gevşetildi. Yurttaşlar da bu duruma uyum sağladı” dedi.    Öztürk, salgın döneminde alınan önlemleri anımsatarak, bunların psikolojik etkilerinin olduğunu dile getirdi. Öztürk, “Ortada bir tehlike var ki sokağa çıkma yasağı var diye düşünülüyordu. Şimdi ise tam tersi düşünülüyor. Devlet maske, mesafe ve hijyen diyor, ama genel olarak baktığımızda önlemleri gevşetti. Bu durumun sonuçlarını yaşıyoruz” diye konuştu.   ‘KONTROLDEN ÇIKTI’   Atılan adımların eksik ve zamanla açısından geç kalındığını dile getiren Öztürk, “Gözüktüğü kadarıyla şimdi artık kontrol elden çıktı. Birçok şeyin yapılması gerekir. Ama asıl önemli olan Türkiye’nin oturup bu işi yeniden planlaması gerekiyor” diye belirtti.     HASTANELERİN DURUMU VE İSTİFALAR   Öztürk, hastanelerdeki duruma da değinerek, sağlık çalışanlarının da yurttaşlar kadar risk altında olduğunu ifade etti. Öztürk, Sağlık Bakanlığının 2 hafta önce 26 bin sağlık çalışanının enfekte olduğunu dair açıklamasını hatırlatarak, “Şuan daha karmaşık bir süreç var. İlk başlarda hastalar bazı şikayetlerden dolayı hastaneye gitmiyordu. Fakat daha da erteleyemedikleri için şimdi gidiyorlar. Bu daha kaotik bir ortam oluşturdu. Bu durum da hem tehlike hem de korku yaratıyor. Sağlık çalışanlarının riski arttığından istifa edebilen ediyor” dedi. Her bir ayrılışın sağlıktaki insan gücünü de azalttığına dikkati çeken Öztürk, bu durumun da lokal olarak işlerin aksamasına neden olduğunu söyledi.    ‘SALGININ BASKILANMASI GEREKİR’   Salgınla mücadelede politikaların yeniden düzenlenmesi gerektiğini vurgulayan Öztürk, yurttaşların kendi kendini korumalarının mümkün olmadığını dile getirdi. Öztürk, “Bireysel olarak bir şeyler yapılabilinir fakat politikaların gözden geçirilmesi ve salgının baskılanması gerekiyor. Sağlık kuruluşlarında bir takım düzenlemeler yapılması gerekiyor. Bazı hastanelerin salgın hastanesi bazılarının da bunun dışında tutulması gerekir. Çalışma saatlerinin azaltılması gerekiyor. Virüslü hasta ile virüslü ortamda ne kadar fazla süre geçirilirse o kadar daha fazla risk oluşuyor” şeklinde konuştu.    ‘VERİLER AZ VE YETERSİZ PAYLAŞILIYOR’   Salgında hem bireysel hem de toplumsal olarak alınacak önlemlerin de olduğunu belirten Öztürk, “Türkiye çok başarılı” ve “2 hafta dişinizi sıkın sonra bu geçecek” sözlerinin kurallara uyulmayı zorlaştırdığını ifade etti. Salgında gelinen noktanın bir nedeninin de sürecin şeffaf yönetilmemesi olduğunu kaydeden Öztürk, “Ne yazık ki veriler çok az ve yetersiz olarak paylaşılıyor. Halbuki bu tablonun daha net ortaya konması gerekiyor” dedi.    MA / Kadir Güney