‘KDP’nin Türkiye ziyaretleri ulusal birliğe engel oluyor’ 2020-10-02 09:04:49 HABER MERKEZİ - Federe Kürdistan Bölgesi’nde bulunan gazeteci ve siyasetçiler, KDP’nin son dönemde Türkiye’ye yaptığı ziyaretlerin, Kürt ulusal birliğin sağlanmasındaki temel engellerden biri olduğuna işaret etti.    Federe Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nin son dönemlerden Türkiye ile yakınlığıyla bölgede başlayan kapsamlı saldırılar, saldırıların yarattığı sonuçlar ve bu saldırıların olası Kürt Birliği için oluşturduğu tehditlere ilişkin Halkların Demokratik Partisi (HDP) Federe Kürdistan Bölgesi Temsilciliği Eşbaşkanı Müzeyyen Güneş ve bölgede bulunan Gazeteci Beritan Zagros Mezopotamya Ajansı'na (MA) değerlendirmelerde bulundu.    TÜRKİYE KDP İŞBİRLİĞİ    TSK’nın Heftanîn’e yönelik saldırılarının Türkiye ve KDP işbirliğinin açık göstergesi olduğunu belirten Müzeyyen Güneş, “Bu Kürt halkı tarafından bilinen bir gerçekliktir. Bu durumun hiç bir şekilde Kürt özgürlük mücadelesine ya da Kürt birliğine bir katkısı yoktur Aksine Kürt ulusal birliği önündeki en büyük engeldir. Birliğe yönelik adımlar bu yüzden atılamıyor. Bu Kürtler için ciddi bir sorundur. Türkiye ile Başur'un bu kadar yakınlaşması ne Kürtlerin birliğine ne de çıkarına hizmet ediyor. Aksine Kürt ulusal birliğini engelliyor" dedi.   HEWLÊR İŞGAL ALTINDA   Güneş, Türkiye’nin KDP hükümetini “arka bahçe” olarak kullandığını dile getirerek, “Türkiye'nin askeri kolu burada hala duruyor. Yeni taktikler deneyecekler. Çünkü insan iradesinin ne kadar güçlü olduğunu Kürtler gösterdi. ‘İki günde girip alacağız’ dedikleri bütün o dağı, tepeleri üç aydır hiç bir şekilde ne alabildiler ne de ilerleme kaydedebildiler. Çok ciddi kayıplar yaşandı. Şuanda Türkiye, Başur’dan hiç bir şekilde elini çekmiş değil. Başur’u daha çok hakimiyetine alabilecek ve bir ili gibi yönetebilecek şekilde zorluyor. Birçok kurumda şuanda Türklerin yer alması zaten bir yönüyle Hewlêr'i işgal ettiklerini söyleyebiliriz. İşgal sadece Türkiye bayrağının burada dalgalanması anlamına gelmez. Birçok kurumda onlar yer alıyor ve onlarla birlikte çalışılıp Türkiye'nin menfaati dışında bir karar verilmiyor. Mahkemelerde dahi Türkiye'nin menfaatine göre kararlar alınıyorsa, bu işgalin göstergesidir. Yine Başurlu bürokratların bitmeyen Türkiye trafiği Kürtlere kaybettirmeye dönük girişimlerdir" diye konuştu.   BÜROKRATLARIN TÜRKİYE TRAFİĞİ    Federe Kürdistan Bölgesi yetkilileri ile Türk devleti arasındaki görüşmeler ve ilişkilerin yeni olmadığına dikkat çeken Beritan Zagros, “Elbette PDK ile Türkiye arasındaki diplomatik trafik gerçekleştiğinde yakın zamanda somut sonuçlar ortaya çıktı. Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüştü. Bu görüşmelerin ardından Kürdistan Bölgesi'nin üç valisi Dr. Ebobekir, Firset Sofi ve Eli Tatar Türkiye'de gitti. Bölge valilerinin yanı sıra Başurlu birçok bürokrat ve Türkmen Cephesi'nden Aydın Meruf da aynı dönemde Türkiye'ye gitti. Güney Kürdistan halkının Türkiye’nin saldırılarına karşı günlük eylem yaptığı bir süreçte bürokratların Türkiye trafiği ise kendi içinde bir kaç mesajı barındırıyor. Birincisi, Güney'deki ekonomik işgalin yoğunlaşacağını ve Türkiye'nin de ekonomik krizini ve kuşatmasını Güney üzerinden hafifletmek istediğini, ikincisinin ise bölge de Türk saldırılarının yolunu daha fazla açmak ve valiler aracılığıyla blok yapmak ve Türkiye valileri ile birlikte her türlü demokratik halk muhalefetine karşı çıkmaktır” diye belirtti.    BARZANİ’NİN PLANI   Federe Bölgesi’nden vali ve bürokratların Türkiye ziyaretinin toplumda rahatsızlık yarattığını ifade eden Zagros, “Barzani, Türk yetkililerle bir plan hazırladı ve uygulamasını da Kürdistan bölgesi valilerine verecek. Zaten aktivistler, gazeteciler, bölgesel hükümetin politikalarını eleştiren herkes, bu valilerin talimatları üzerine Duhok ve Erbil'de gözaltına alındı. Süleymaniye’de ise Türk saldırılarına karşı bütün eylem ve tepkilerin önüne geçiliyor ve hükümet tarafından buna karşı önlem alınıyor. Güvenlik güçleri engellemeler için, ‘Türkiye bölgede ki eylemleri istemediği için izin vermiyoruz’ diyor. Yani Türkiye'nin Kürdistan Bölgesi vilayetlerini kendi vilayetleri olarak görüp o muamelede bulunduğunu söyleyebiliriz. Türkiye, bölgedeki hedeflerinin büyük bir bölümünü gerçekleştiriyor. Güney toplumunda Türk saldırılarına karşı duran, milli ve devrimci bilinci ilerleten tek güç Kürtlerdir. Türkiye nüfusunu güney partilerine ne kadar çok entegre ederse ve PDK aracılığıyla diğer partileri entegre etmeye çalışırsa, Kürt birliği çabaları da bir o kadar zorlaşacaktır” ifadelerini kullandı.   MA / Zeynep Durgut