‘Şengal’i Şengalliler yönetecek’ 2020-10-06 09:12:37 HABER MERKEZİ - Şengal üzerinde Türkiye, KDP ve Merkezi Irak Hükümeti tarafından yürütülen tartışmalara tepki gösteren Şengal Demokratik Özerk Meclisi Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Rîham Hico, “Şengal’i Şengalliler yönetecek” dedi. DAİŞ tarafından 3 Ağustos 2014’te Êzidîlerin ana yurdu olan Şengal’e gerçekleştirilen saldırılarda binlerce Êzidî kadın, çocuk ve yaşlı kırımdan geçirildi. DAİŞ saldırıları karşısında Êzidîler, Şengal Dağı'na sığınırken dünyanın sessiz kaldığı 74’üncü fermanı 12 PKK'li engelledi. Êzidîlerin sığındığı Şengal Dağı’nda katliamın önüne geçilmesinin ardından zamanla örgütlenen Êzidîler, Şengal Savunma Birlikleri (YBŞ) ve Şengal Kadın Birlikleri’ni (YJŞ) kurarak 13 Kasım 2015'te Şengal’i DAİŞ’in esaretinden tamamen kurtardı. O günden beri sürekli TSK’nin hava saldırıları ve KDP’nin baskıcı tutumuyla karşı karşıya kalan Êzidîler, yeni oyunlarla karşı karşıya. Buna rağmen Êzidîler Şengal'e dönmeyi sürdürürken, ilan edilen demokratik özerklik modeli de günden güne halkın katılımı ile ete, kemiğe büründü. Özerkliğin Askeri, ekonomi, siyasal ve sosyal ayaklarının yanında diplomasi ayağının da örülmeye başlandığı Şengal'de, KDP ve Türkiye'nin aksine Irak Hükümeti ile diyalog halinde.   Son dönemlerde KDP ve Türkiye tarafından özerkliğin tartışma konusu yapılmasına tepki gösteren Şengal Demokratik Özerk Meclisi Yürütme Konseyi Eşbaşkanı (MXDŞ) Rîham Hico, gelişmeleri Mezopotamya Ajansı'na (MA) değerlendirdi.    OSMANLI GELENEĞİ SÜRÜYOR   Êzidî toplumunun Ortadoğu’daki en kadim halklardan biri olduğunu hatırlatan Hico, "Tüm halklara karşı saygılı olmuştur. Hiçbir komşusuna zarar vermemiştir. Tam aksine birlikte yaşam için büyük çabalar göstermiştir. Fakat Êzidîler bölgedeki farklı halklar ve inançların saldırılarına uğramıştır. Êzidîler çok sayıda fermana uğradı. Şuan yazılı olarak bildiğimiz 73 ferman var. Osmanlı devleti de bu katliamları yapan bir devletti. Şimdi Erdoğan bu katliamı yapmaya devam ediyor" dedi.    ‘DAİŞ’E KARŞI YALNIZ BIRAKILDI’   DAİŞ’in gelmeden önce Irak Hükümeti ve KDP’nin bölgeyi savunduğunu hatırlatan Hico, Şengal'in Irak’ın ve Kürdistan’ın parçası olmadığı için çelişkili bir bölgede olduğunu belirtti. Şengal’in her zaman tampon bölge olarak kaldığına dikkati çeken Hico, "KDP, Êzidî toplumuna manevi olarak büyük zarar vermiştir ve hep kendi çıkarı için kullanmıştır. Onun dışında Êzidî toplumuna bir katkısı yok. Halkı, askeri, ekonomik ve her alanda kendisine bağlamıştı. Binlerce KDP kadrosu buralardaydı. Ancak DAİŞ fermanı başladığında bunların hiç biri kalmadı. Göz göre göre halkın tüm uyarlarına rağmen katliama yol açtılar" dedi.    KDP KARŞI   KDP’nin, "Şengal bizim namusumuzdur. Bırakmayız" dediğini hatırlatan Hico, ancak DAİŞ’in gelmesiyle durumun böyle olmadığını gördüklerini dile getirdi. İlk çatışmadan sonra KDP’nin Şengal’i terk ettiğini anımsatan Hico, Şengal’in böylelikle savunmasız bırakıldığını vurguladı. Hico, "Ferman öncesi KDP Şengal’deki silahları da toplamıştı. Tam bir komplo hazırlanmıştı. Êzidî toplumu da şunu anladı; özsavunma olmazsa başarı elde edilemeyecektir. Çünkü KDP, Êzidîlere ihanet etti. Êzidîler artık kendisini koruyor. Bu doğrultuda PKK ve YJA Star’ın katkısı büyük oldu. Êzidîler kendisini örgütledi. Kurumlarını inşa etti. Şengal Özerk Yönetimi ilan edildi. Tabii bunlar yapılınca KDP buna tepki gösterdi. Çünkü Şengal, KDP için bir pazarlık konusuydu. Yoksa Şengal’e diğer Kürdistan parçaları gibi bakmıyorlar. KDP Şengal’i teslim etti. Êzidî toplumunun katliama uğramasına sebep olmasına rağmen halen Êzidîlerin kazanımlarına karşı çıkıyor. Şengal’de bugünkü kazanımlar KDP’nin ideolojisine terstir. O yüzden kabul etmiyor. KDP, toplumun örgütlemesine karşıdır”  diye konuştu.    ‘IRAK HÜKÜMETİYLE DİYALOG HALİNDEYİZ’   Özerkliğin ilanıyla kurumlarını açtıkları ilk günden itibaren Irak Hükümeti'ne bilgi verdiklerini belirten Hico, şöyle devam etti: "Şuanda Şengal'de sadece biz ve Irak hükümeti bulunuyor. Irak hükümetinin komisyonlarıyla görüşüyoruz. Belirli diyalogumuz var. Ama Irak bunu dış baskılardan dolayı açıklamıyor. Sürekli bir diyalog var. Êzidî toplumu olarak bizi kabul ediyorlar. Biz sadece Şengal’i değil, Irak’ın da namusunu, topraklarını savunduk. Irak toprakları için şehit verdik. Şengal'de Irak’ın bir parçasıydı. Şengal’i örgütledik ve bu Irak için de bir örgütlenmedir. Irak 2017’ye kadar Şengal de değildi. KDP kaçtıktan sonra Irak hükümeti geldi.”   ‘BİRŞEYİ KABUL ETMİYORUZ’   Özerkliğin Irak’tan kopuş demek olmadığını belirten Hico, Irak’ın bu korkuların üstesinden gelmesi gerektiğini ifade etti. Hico, Irak hükümetine bağlı olduklarının altını çizerek, "Ama kendi kendimizi yönetiyoruz. Her yerde meclisler var. Köy köy ve kasaba kasaba meclislerimiz ve kurumlarımız var. Şengal şuan Özerk Yönetim tarafından idare ediliyor. Tüm kararlar Şengal Özerk Yönetim Meclisi tarafından alınıyor. İrademiz dışında hiçbir şey kabul etmiyoruz ve etmeyeceğiz" diye belirtti.    ‘ÖZERK YÖNETİME İNANÇ ARTIYOR’   Özerk yönetimin karşılaştığı zorluklara da değinen Hico, şunları dile getirdi: "Tabii zorluklar da var. Halk hep dışarıdan yönetilmeye alışmış. Bunu değiştirmeye çalışıyoruz. Kendi öz güçlerine inanmaları için çalışıyoruz. Düne göre bu biraz değişti. Özerk yönetime artık inanıyorlar. Bu saatten sonra sadece Özerk Yönetimin onları (Êzidîleri) koruyacaklarını vurguluyorlar. Özerk Yönetime borçlu olduklarını her konuştuklarında dile getiriyorlar. Çünkü Özerk Yönetim Êzidîlerin kimliğini ve kültürünü koruyor. Onların özgürce kendilerini ifade etmesinin önünü açıyor. Artık bütün Êzidîler bu durumun farkındadır.”   ‘DAİŞ KALKINCA TÜRKİYE DİREK SALDIRIYOR’   Türkiye’nin Êzidî toplumuna her zaman düşman olduğunu söyleyen Hico, bunun sebebinin Êzidîlerin farklı inançtan bir toplum olması ve onların istediği gibi hareket etmemesinden kaynaklandığını belirtti. Hico, "Êzidî toplumu devletlere baş eğmedi, köleci olmadı. Milliyetçi olmadı. Doğal toplumu savunuyor. Tek renkliliğe karşıdır Êzidîlik. O yüzden bu onlar için engeldir. İstediklerini yapamıyorlar. Osmanlı devleti 68 kez Êzidî katliamı yaptı. Diğerlerinin de onlarla bağlantısı var. DAİŞ’i Şengal’e kim saldırttı. Türkiye bunu yaptı. DAİŞ boşa düşünce ve maske kalkınca, artık Türkiye direk saldırıyor. Şuan Êzidî toplumunu katliama uğratmak istiyor. Şimdi 'PKK var' bahanesine sarılıyorlar. DAİŞ’i gönderince PKK mi vardı? 68 kez Osmanlı katliam yaptığında PKK mi vardı?” diye konuştu.    IRAK’IN TEPKİSİ VAR GÜCÜ YOK   Türkiye’nin saldırılarına Irak hükümetinin de karşı olduğunu ifade eden Hico, ancak ses çıkaracak gücünün olmadığını söyledi. Hico, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ama elinden pek bir şey gelmiyor. Başur (Güney) Kürdistan’ı Türk devleti tarafında işgal edilmiş. Irak buna da karşıdır. Ancak bu böyle devam edemez. Irak kendisini devlet olarak görüyorsa, kendi sınırlarının ihlal edilmesine karşı çıkmalıdır. Kendi bayrağı altındaki insanlar katlediliyorsa ve Irak bir şey yapmıyorsa iradesini gözden geçirmelidir. Irak sadece teoride bir tepki gösteriyor. Pratikte bir şeyler görünmüyor. Irak dış saldırılara karşı zayıftır. Bu Irak’taki iç karışıklıkla ilgilidir. Kendi iç sorunları ile de uğraşan bir devlettir.”    ‘ŞENGALLİLER OLMADAN TARTIŞILAMAZ’   Şengal için yapılan görüşmelere de değinen Hico, kendilerinin olmadığı tartışmaları kabul etmediklerini belirterek, şunları söyledi: "Şengal sorununu Şengalliler ve temsilcileri olmadan tartışılması kabul edilemez. Hiçbir sorun bu yöntemle çözülemez. Takip ediyoruz. Bazı tartışmalar var. Şengallierden habersiz bir şeyler yapılıyor. Örneğin uluslararası güçler Şengal için kurulacak bir masaya Türk devletinin de dahil olmasını istiyor. Türk devletinin bizimle bir sınırı yok ve herhangi bir bağımız yok. Türkler sadece bize saldırıyor. Onlarla nasıl aynı masa da oturacağız? Biz de bu duruma karşı hamle başlattık. Bu 'gizli' görüşmelere karşı "Soykırım, fermanlar artık son bulsun. Özerkliğin zamanı geldi" hamlesini başlattık. Şengal’in çözümü Êzidîlerin elindedir. Kimse buraya müdahale edemez. Bu kadar acı ve katliamlardan sonra Şengallilerden habersiz Şengal’i tartışmanın katliamlardan farkı yok. Şengal’i Şengalliler yönetecek. Hamlemizin amacı budur. Yürüyüşler başlattık. Hamle çerçevesi kapsamında birçok etkinlik yapacağız. Hamleyi diplomasi, toplumsal, ekonomik ve siyasi olarak geliştireceğiz."