Êzidî Gazeteci Burç: Şengal anlaşması yeni katliamlara yol açabilir 2020-10-19 09:00:43 İSTANBUL - Bağdat ve Hewlêr arasındaki "Şengal Anlaşması"nın 9 Ekim’de imzalanmasıyla Kürtlere mesaj verilmek istendiğini ifade eden Êzidî Gazeteci Eyüp Burç, Serêkaniyê ve Girê Spî’ye yönelik operasyonun da aynı tarihte başladığını hatırlatarak, yeni bir katliam uyarısında bulundu.  Êzidî yurdu Şengal’e ilişkin Irak merkezi hükümeti ile Federe Kürdistan Bölgesel Yönetimi arasında 9 Ekim’de imzalanan anlaşmaya tepkiler sürerken, anlaşmanın tarihi, planlayıcıları, Serêkaniyê ve Girê Spî’ye yönelik operasyon süreciyle benzerliği dikkat çekiyor. ABD Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin 19 Ağustos’ta Washington’da gerçekleşen ABD-Irak stratejik görüşmelerinin sonuçlarına ilişkin gazeteciler için düzenlenen özel basın toplantısında yaptığı açıklamalar, Şengal anlaşmasının mimarının kim olduğunu gözler önüne seriyor. Toplantıda, ABD Dışişleri Bakanlığı Ortadoğu’dan Sorumlu Birinci Bakan Yardımcısı Joey Hood, Şengal konusunda Federe Kürdistan Bölgesel Yönetimi hükümeti, Irak ve Türkiye’nin ABD ve diğer koalisyon ülkelerinden gelen istişare ve destekle birlikte çalışabileceklerini açıklaması, anlaşmanın ilk işaret fişeği oldu.     BARZANİ’NİN İLK DURAĞI TÜRKİYE   Bu açıklamadan iki hafta sonra 4 Eylül’de, Federe Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani, Türkiye'ye ilginç bir ziyaret gerçekleştirdi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’yla görüşen Barzani, daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’la bir araya geldi. Bu toplantıda MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın da bulunması dikkat çekti. Görüşme sonrasında Barzani ekonomik konuların, Çavuşoğlu ise PKK’ye karşı mücadelenin konuşulduğuna dair çelişkili açıklamalarda bulundu. Bu gelişmelerin ardından, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın uluslararası komployla Suriye’den çıkarılmasının yıldönümü olan 9 Ekim’de Şengal’e operasyonu hedefleyen anlaşma imzalandı. Anlaşmanın bu tarihte yapılması ise ABD ve Türkiye’nin etkisini açıkça ortaya koyuyordu.   GİRÊ SPÎ VE SERÊKANİYÊ’DE AYNI SENARYO   Nitekim Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ile Türkiye ilişkileri kapsamında da ABD, sorunların çözümü için tampon bölge modelini önererek, taraflarla görüşmeler gerçekleştirilmiş, 9 Ekim 2019’da da Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’nin Girê Spî ve Serêkaniyê kentlerine yönelik operasyonun başlatılmasına ön ayak olmuştu.   Konuya ilişin değerlendirmelerde bulunan Êzidî Gazeteci Eyüp Burç, anlaşmanın bir bütünen Kürt halkına kaybettireceğini ve yeni katliamlara yol açacağı uyarısında bulundu.    9 EKİM İLE VERİLEN MESAJ   Anlaşmanın imzalandığı tarihin özellikle seçildiğini belirten Burç, ulus devletlerin karar alırken tarihlere özenle dikkat ettiğini söyledi. PKK Lideri Öcalan’a verilen idam cezasının, Şeyh Said'in idam edildiği tarihe denk getirildiğini hatırlatan Burç, “9 Ekim Sayın Öcalan’ın Suriye’den çıkarılma tarihi. Aynı zamanda Girê Spî ve Serêkaniyê’ye de 9 Ekim 2019’da operasyon gerçekleştirildi. Şimdi de Şengal’e ilişin anlaşmanın aynı güne denk getirildiğini görüyoruz. Bu günlerin seçilmiş olması tesadüf değildir. 9 Ekim Kürtler açısından kötü günleri çağrıştırıyor. Bu kararlarla birlikte Kürtlere mesaj olarak verilmiş oluyor. Devletler bu tür hafıza olaylarını oynarlar” diye konuştu.   ABD-TÜRKİYE UZLAŞISI   ABD Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin, 19 Ağustos’ta Washington’da gerçekleşen ABD-Irak stratejik görüşmelerinde planın startını verdiklerini söyleyen Burç, “Anlaşmayı ABD ve Türkiye uzlaşısı olarak anlamak lazım. ABD ve Türkiye olaya farklı noktalardan bakıyor. ABD, Haşdî Şabî güçlerini bölgeden çıkarmak ve tasfiye etmek istiyor. Haşdî Şabî varlığını istemediği çok net. Haşdî Şabî, 2017 Ekim ayında Rabia Kapısı’nı ele geçirdi. Rabia Kapısı Kuzey ve Doğu Suriye’nin önemli kapılarından biridir. Bu İran’ın stratejik olarak kullandığı bir alan ve ABD bundan rahatsızlık duyuyor” diye belirtti.   TÜRKİYE’NİN RAHATSIZLIĞI    Şengal’in Rojava'nın bölgesel bir parçası olduğunun altını çizen Burç, “Şengal’in, Güney Batı Kürdistan'ın kilidi olabilecek bir noktada olması nedeniyle stratejik bir yer. Türkiye ise Şengal’in statüsünden, kendi yönetim birimlerini oluşturmasından rahatsız. İki güç olaya aynı noktadan bakmıyor. Êzidî Kürtlerin kendi kendilerini yönetmeleri, ABD için sorun yaratacak bir şey değil. ABD'nin bu meseleyi Haşdî Şabî üzerinden yaklaşıyor. Türkiye ise PKK’nin varlığı iddiası üzerinden rahatsızlık duyduğunu ifade ediyor. Bu iki taraf bir araya gelince mutlaka anlaşıyorlar. PKK'nin oraya Êzidîleri kurtarmak için gittiğini hepimiz biliyoruz. Katliam başladığı zaman, orada direnen tek güç PKK idi. On binlerce Êzidî Kürdü kurtardılar. Sonraki süreçte Êzidîler, kendi öz savunma güçleri YBŞ’yi oluşturdular. Meclislerini kurdular. Öz yönetimlerini idari birimlere kadar genişlettiler. Türkiye bundan rahatsızlık duyuyor” dedi.   ANLAŞMA BAĞDAT’A DAYATILDI   Anlaşmanın Bağdat’a dayatıldığını ifade eden Burç, “Anlaşmada Kürdistan tarafından İçişleri Bakanı imzası var ama Bağdat tarafından güvenlikten sorumlu müsteşar yardımcısının imzası var. Müsteşar bile değil. Dolayısıyla çok alt düzeyde bir bürokrat imzalamış. Bundan anlaşılan şey, anlaşmayı Bağdat’da içine sindirmiş değil” ifadelerini kullandı.   KDP’NİN ANTİ KÜRT İLİŞKİSİ    Şengal’in KDP için bir travma olduğunu ve Êzidîleri dünyanın gözü önünde katliamla baş başa bıraktığını hatırlatan Burç, halkın KDP’ye güveninin olmadığını vurguladı. KDP’nin kaybettiği imajını merkezi hükümet üzerinden sağlamaya çalıştığını ifade eden Burç, “KDP, Türkiye ile siyasi, askeri ve ekonomik işbirliği içerisinde. Türkiye’nin ajandası gibi çalışıyor. Bu ilişki tarzı Türkiye’nin elinde bir güce dönüşmüş. KDP ile Türkiye maalesef Kürt çıkarına ve yararına çalışmıyor. KDP’nin, Türkiye ile girdiği ilişki, anti Kürt bir ilişkidir ve bunun bir an önce terk edilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.   İNŞA BAHANESİ   Burç, güvenlik, yönetim ve inşa gibi 3 başlıkta gerçekleşen anlaşmaya ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: “İnşa anlaşılabilir bir şey. Hepimiz Şengal’in inşasından yanayız. 500 bin Êzidî halen kamplarda yaşıyor. Bunların kendi köylerine, evlerine dönmeleri sadece Kürtlerin değil, insanlığın önünde bir vicdan meselesidir. Ama işin asıl meselesi güvenlik ve yönetim. Burada anlaşılıyor ki, iki güç bunca yaşanmışlıklara rağmen halka saygı duymadan, tek bir temsilci fikri almadan, konferanslar ve sempozyumlar düzenlemeden, çalışmalar yürütmeden, Êzidîlerin ne dediği dikkate almadan böyle bir anlaşmaya imza atıyorlar. Bir de tarafsız olduğunu belirttikleri bir kaymakam atadılar. Kim bu kaymakam? Hangi meclis komitelerince seçildi? Êzidîlerin iradesine başvurulmadan nasıl böyle bir karar alınır? Bu, Êzidîlerin kabul edeceği bir karar değildir” şeklinde tepki gösterdi.    ‘ÖLÜ DOĞMUŞ BİR ANLAŞMA’   Anlaşmanın ölü doğduğunu ve ciddiye almamak gerektiğinin altını çizen Burç, bunun sahada ciddi çatışmalara yol açabileceğine işaret etti. Anlaşmayı yürürlüğe koyabilecek güçlü bir Bağdat yönetiminin olmadığını söyleyen Burç, şunları söyledi: “Daha önce yönetenler bizi katliamın ortasında bıraktılar. Halk, bizi savunanlar neden ‘çıkarılacak ve kovulacak’  ve şu anda Şengal’in öz çocuklarından oluşmuş savunma güçleri neden tasfiye edilecek diye soruyor. Demek ki sen beni kendi öz gücümle korumaya gelmiyorsun. Senin niyetin birilerinin ihtiyacı doğrultusunda halkı zapt etmek.”   KAYBEDEN KÜRTLER KAZANAN TÜRKİYE    Burç, anlaşmanın bir tek Türkiye’nin işine yaradığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu anlaşmanın tek kazananı Türkiye olacak. Bu yüzden sessiz kalıyor. Eğer aleyhine bir şey olsaydı, kıyameti koparırdı. İstediği şeyler yaşandığı için sessiz kalıyor. Bu anlaşma Kürt ve Kürdistani güçlerin, Êzidî halkının çıkarına değil. Êzidîlerin yaralarını saracak bir anlaşma değil. Bu anlaşmada Kürtler kaybedecek, Kürdistan kaybedecek. KDP’nin oligark bir kesimi haricinde , kendisi de kaybedecek. Êzidîler kaybedecek. Bu anlaşmayla Êzidîler ellerine geçen tarihsel fırsatı kaybediyor olacak ve 3-4-5 yılda bir yeni katliamları beklemek zorunda kalacağız.”    ‘ÊZİDÎLER BİR DAHA KDP’YE GÜVENMEZ’   Dünyanın hiçbir yerinde hiç kimsenin Êzidîler kadar kendini yönetme hakkına sahip olmadığını kaydeden Burç, şu ifadelerde bulundu: “Êzidîler başkaları tarafından yönetildiği için katliamlarla yüz yüze kaldı. Dolayısıyla bütün bu yaşanmışlıklar ortadayken, 2 defa Êzidîleri yüzüstü bırakıp kaçan KDP, ‘şimdi ben sizi korurum, bak anlaşma yapıyorum, bize ve Irak hükümetine güvenebilirsiniz’ diyor. KDP’ye güvenilmesinin imkanı yok. Irak merkezi hükümeti zaten DAİŞ saldırdığında geri çekildi ve daha sonra hiçbir operasyonda yer almadı. Hatta yaraların sarılmasında hiçbir zaman bir adım atamadı. Hal böyleyken, Şengallilerin KDP’ye ‘buyurun gelin’ diyecek halleri yok.”   ANLAŞMA YENİ KATLİAMLARIN HABERCİSİ   Burç, anlaşmanın nifaklara, çatışmalara ve yeni katliamlara yol açacağı uyarısında bulunarak, Êzidilerin bu anlaşmayı kabul etmeyeceğini sözlerine ekledi. Burç, “Gelsinler oturalım, bizim temsilcilerimiz var. Şengal’in kendi yöneticileri var, partileri var, konseylerimiz var. Êzidîlerin farklı kesimlerinin bir araya geleceği bir konferansla, nasıl bir kader tayini içine girileceği belirlemeli. Irak merkezi hükümeti buna saygı duymalı. Êzidîlerin kendilerini yönetme talebi bir haktır” dedi.    MA / İdris Sayılğan