İlhan: Halk bazında ulusal birlik sağlanmış durumda 2020-12-04 09:10:22 İSTANBUL - Kuzey ve Doğu Suriye, Federe Kürdistan ve Şengal'e yönelik saldırıların aynı konsept olduğunu belirten İştar Meclisi Diplomasi Komitesi Sözcüsü Leyla Arzu İlhan, Halk bazında kurulmuş birliğin partiler arasında da sağlanması gerektiğini söyledi. Federe Kürdistan Bölgesi’nde yönetimin etkin gücü Kürdistan Demokratik Partisi'nin (KDP), Zinî Wertê başta olmak üzere Garê ve Metina bölgelerine bir süredir güç kaydırması ve yeni kontrol noktaları kurması, bölgedeki tansiyonu yükseltti. Öte yandan Irak merkezi hükümeti ile KDP arasında 9 Ekim’de "Şengal Anlaşması" imzalandı. Bu anlaşma sonrası 8 bini aşkın askeri birlik kent bölgesine sevk edildi.    Anlaşma sonrası Irak Hükümeti, Êzidi Asayiş Merkezleri’ni kapatmak isterken, Şengal Demokratik Özerk Meclisi ise 1 Aralık'ta yaptığı açıklamayla karara tepki gösterdi. Sabahın erken saatlerinde Şengal, Sinûne, Xenasor’da bulunan Êzidxan Asayişi merkezleri önünde toplanan Êzidiler, Irak’ın aldığı kararlara tepki gösterdi. Iraklı yetkililer Êzidî heyeti ile tekrar görüşme kararı aldı. Yapılan görüşmenin sonucunda heyet, Iraklı yetkililerin Şengal, Sinûne, Xenasor’da bulunan Êzidxan Asayişi merkezlerinin kapatılmayacağını kabul ettiğini belirtti. Heyet gelecek süreçte asayiş sisteminin nasıl olacağı konusunu da daha sonra görüşecek.   Federe Kürdistan,  Şengal ve Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ne yönelik saldırıların aynı konseptin parçaları olduğunu belirten İştar Meclisi Diplomasi Komitesi Sözcüsü Leyla Arzu İlhan, Kürtlerin bir yüz yılı daha kaybetmemek için mutlaka ulusal birlik çerçevesinde kenetlenmesi gerektiğini söyledi.   KRİZDEN BESLENENLER   DAİŞ’in 2014 yılında Federe Kürdistan’a yönelik saldırılarının Êzidîlere yönelik katliamın ilk denemesi olduğunu ifade eden İlhan, Şengal Anlaşması’nda Türkiye, ABD ve Avrupa devletlerinin payı olduğunu belirtti. Küresel ve bölgesel güçlerin “bölgede savaş ve çatışmalar çıkararak krizli ortamda varlıklarını ve çıkarlarını koruma” politikası güttüklerine işaret eden İlhan, anlaşmayla Şengal’de Demokratik Modernite paradigması çerçevesinde oluşturulan sistemin yok etmek ve Êzidîleri yeni bir ferman ile karşı karşıya bırakmak istendiğini söyledi.   ŞENGAL KÜLLERİNDEN DOĞDU   2014’te gerçekleşen fermanın Şengal’in öz savunmasının olmamasından kaynaklığını ifade eden İlhan, “Şengal’i savunmaları gerekenler, Şengal hakkında karar verenler geri çekildi. Bu nedenle Êzidî toplumu 74’üncü ferman ile yüz yüze kaldı. Yaralı Şengal küllerinden doğarak varlığını korudu. 6 yıldır özerk bir şekilde kendi iradeleri ve kendi öz güçleri üzerine bir sistem kurdular. Hem Êzidîler hem de dostlarının bu anlaşmaya tepkisi büyük oldu. Anlaşma Êzidî toplumunu iradesizleştirmek, teslim almak, kendi çıkarlarına göre kullanmak ve yeni fermanlara zemin hazırlamak için imzalandı. Irak merkezi hükümetinin ve uluslararası güçlerin planları, KDP’nin oyunları ve özellikle Türk devletinin Başur Kürdistan’ın tamamını işgal planları kapsamında olağanüstü günler yaşanıyor” dedi.   KOMPLONUN DEVAMI   Anlaşmanın gerçekleştirildiği 9 Ekim’in PKK lideri Abdullah Öcalan’ın uluslararası bir komployla Suriye’den çıkarılması ve Grê Spî ile Serêkanîyê’ye yönelik operasyonların gerçekleştirildiği tarih olduğunu hatırlatan İlhan, anlaşmanın uluslararası komplonun devamı olduğunu, Kürt halkını iradesiz bırakma, öz savunmasını ve kazanımlarını yok etme mesajını içerdiğini kaydetti. İlhan, Şengal üzerinde oynanan oyunların lokal olarak ele alınmaması gerektiğinin altını çizerek, bunun Kürt halkına ve kazanımlarına yönelik topyekun bir saldırı konsepti olduğunu belirtti.   İÇ SAVAŞ TEHLİKESİ   Federe Kürdistan’da yaşananlara ilişkin değerlendirmelerde de bulunan İlhan, yıllardır Kürt güçlerinin birbirleriyle çatıştırılma politikalarının yürütüldüğüne, gelinen aşamada durumun tehlikeli bir hal aldığına vurgu yaptı. İlhan, “Bu politikalar çerçevesinde şu an Başur Kürdistan’da da tehlikeli bir durum var. Garê’de ve Medya Savunma Alanlarında bazı güçler konumlandırıldı. Bu güçler Peşmerge Bakanlığına bağlı değil. Bunlar KDP’ye ve Federe Hükümet Başkanlığı’na bağlı bazı güçlerden oluşuyor. Bu güçlerin de çok karmaşık bir yapısı var. Toplama bir güç. Peşmergeyi genel olarak bu planlarına dahil edemediler. Şüphesiz ki olası bir çatışma durumu beraberinde büyük tehlikeleri doğurur. Böylesi bir durum Kürt halkının geleceğinde büyük tehlikelere yol açabilir” diye konuştu.   PEŞMERGEYİ İKNA EDEMEDİ   Halkın yanı sıra askeri ve siyasi birçok gücün de gelişmelerden rahatsızlık duyduğuna vurgu yapan İlhan, “KDP de yekpare bir oluşum değil. Bu nedenle amaçlarını gerçekleştiremiyorlar. Peşmergeleri genel olarak PKK’ye karşı savaştırmaya ikna edemediler. Bu nedenle özel bir güç ile bu oyuna giriştiler. Kürdistan için mücadele eden Peşmergeyên Dêrîn, bu duruma karşı rahatsızlık içerisinde. Basın yoluyla da bunun tehlikeli bir oyun olduğuna ilişkin açıklamalar yaptılar. Kürt halkının kaderini belirlemede ve kazanımlarına karşı tehlikeli bir oyun olduğunu açıkladılar” dedi.   GÜVENSİZ KILMA ÇABASI   İlhan, halkının yüzde 90’ından fazlasının Türkiye’nin Federe Kürdistan’ı işgal etmeye çalıştığını belirterek, şöyle devam etti: “Yalnızca halk da değil KDP içinde önemli bir kesim de bunun farkında. Şüphesiz amaç yalnızca PKK ve Şengal değil. Hedef Kürt halkının kazanımlarını yok etmek ve Kürtleri statüsüz bırakmaktır. Eğer Kürt güçleri arasında bir savaş çıkarsa böylesi bir güvensizlik ile uluslararası alanda Kürt halkının talepleri ne kadar ön plana çıkabilir. Lozan antlaşması döneminde ‘Kürtler aşirettir, kendilerini yönetemezler, siyaset yapamazlar’ şeklinde kara propagandalar yapıldı ve Kürtler statüsüz bırakıldı. Bu durum bize yüz yıl kaybettirdi. Bu yüzyıl baştan başa büyük direnişler, mücadeleler ile büyük bedellerle geçti.  Rojava örneğinde olduğu gibi Kürtler kahramanlıklarıyla dünyaya nam saldılar. Önder Apo’nun özgür ve demokratik toplum tezleri artık evrensel fikre dönüştü.  Bu koşularda eğer Kürtler birliğini sağlayamazsa, bölgenin kaderinde ne kadar irade sahibi olabilirler ki.”    ÖZGÜRLÜĞÜN ŞARTI    Kürt ulusal birliği tartışmalarına değinen İlhan, şöyle devam etti: “Şüphesiz ki Kürt ulusal birliği sağlanacaktır. Bu konuda umutsuz olmamak gerekir. Ancak bu kolay da olmayacak. Şimdi KNK öncülüğünde bir çalışma yürütülüyor. Eğer böyle sınırlı olursa amacına ulaşamayabilir. Bu nedenle tüm Kürtlerin, Kürt partilerinin desteği olmalı. 21’inci yüzyılda Kürtlerin bir halk olarak dil, kültür, kimlik, ekonomi, yönetim ve uluslararası alanda diplomasi sahibi olabilmesi için ulusal birliğin inşası gerekiyor. Şüphesiz ki bu birlik bütün oluşumlarıyla sağlanmalı. Yalnızca bir renk olmamalı. Renkler arasında bir ahenk oluşturulmalı. Bu yönlü çalışmalar çok değerlidir ve her geçen gün ileri doğru gidiyor. Kürt güçleri, mevcut hakikati göz önüne alarak ortak mücadele ve ortak güç oluşturabilmeli. Bunun da kabul ve ret ölçüleri belli olmalı. Kim işgalcilerle işbirliğine girerse herkes ona karşı mücadele yürütmeli. Kim ki Kürdistan çıkarına mücadele ederse herkes onu desteklemeli. Bu şekilde ulusal birlik oluşturulabilir. Ulusal birlik sağlanırsa özgür bir yaşam inşa edilebilir.”   HALK BİRLİĞİ SAĞLADI   İlhan, “Rojava için verilen mücadelede ulusal birlik sağlandı. Oradaki mezarlıklara bakın, bütün parçalardan Kürtler var. Başur’dan çok sayıda Kürt orada şehit düştü. Bakur Kürtleri gelip Şengal için savaştı. Peşmerge ve gerilla DAİŞ’e karşı aynı mevzilerde savaştı ve şehit düştü. Halk bazında ulusal birlik sağlanmış durumda. Ancak bu yeterli değil. Bunun parti ve oluşumlar düzeyinde de sağlanması gerekiyor” diye belirtti.   MA / İdris Sayılğan