İnsan Hakları Haftası'nda seslendiler: İhlallere karşı mücadele sürecek 2020-12-10 15:05:49 HABER MERKEZİ - İnsan Hakları Haftası kapsamında bir çok kentte yapılan açıklamalarda, yaşanan hak ihlallerine ve cezaevlerindeki açlık grevlerine dikkat çekilerek, İmralı Cezaevi'ndeki tecridin sonlandırılması istendi.   İnsan Hakları Haftası kapsamında İstanbul, İzmir, Adana, Mersin, Hatay gibi bir çok kentte hak örgütlerinin de aralarında olduğu sivil toplum örgütleri tarafından açıklamalar yapıldı.    DİYARBAKIR    İHD Diyarbakır Şubesi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı(TİHV) Diyarbakır Temsilciliği, Diyarbakır Barosu, Diyarbakır Tabip Odası ve Hak İnisiyatifi Diyarbakır Temsilciliği, Koşuyolu Parkı içerisindeki İnsan Hakları Anıtı önünde açıklama  yaptı. Eyleme, kurum temsilcilerinin yanı sıra birçok yurttaş katıldı.    'EN ÖNEMLİ MESELE KÜRT MESELESİDİR'   Kurumlar adına ortak basın açıklamasını okuyan İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Abdullah Zeytun, Türkiye'nin sürdürülen güvenlikçi politikaların etkisiyle kuvvetler ayrılığı ve yargı bağımsızlığının ortadan kalktığı bir ülke olduğunu söyledi. Seçme ve seçilme hakkının kayyumlar ile ortadan kaldırıldığına da değinen Zeytun, "Türkiye’nin insan hakları ve demokrasi sorununun en önemli halkasının Kürt meselesi olduğu ve bu sorunun barışçıl ve demokratik yolla çözülmediği sürece Türkiye’deki insan hakları ve demokrasi sorunlarının çözülemeyeceğini bir kez daha vurgulayarak, Kürt meselesinin demokratik, barışçıl ve adil çözümünü savunmakta ısrarcı olduğumuzu da bir kez daha dile getirmekteyiz" dedi.    İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELE    "Kişi özgürlüğü-güvenliği ve işkence yasağı da yine ihlal konuları arasında yer almaktadır" diyen Zeytun, "Gözaltı merkezlerinde, gözaltına alırken veya gözaltı yerleri dışında işkence ve kötü muamele, yasadışı sorgu ile muhbirlik dayatmasının yaygın ve sistematik bir biçimde yaşandığına tanık olunmaktadır. Kolluk kuvvetleri tarafından düzenlenen operasyonlar sırasında gerçekleşen ev baskınlarında, maalesef yurttaşlar kötü muameleye maruz kalmakta, köpekli saldırıya maruz kalmakta, darp edilmekte ve keyfi biçimde kişisel eşyalarına zarar verilmektedir. 2020 yılının ilk 11 ayında; TİHV’e işkence ve diğer kötü muameleye maruz kaldığı iddiasıyla toplam 573 kişi başvurmuştur. Başvuranların 295‘i aynı yıl içinde işkence ve kötü muamele gördüklerini belirtmişlerdir" ifadelerini kullandı.   49 TUTUKLU YAŞAMINI YİTİRDİ   2020 yılı içerisinde de Diyarbakır'da sivil toplum çalışanları ile mesleki faaliyetleri nedeniyle çok sayıda kişinin tutuklandığını ifade eden Zeytun, hasta tutukluların durumuna karşı ilgililerin yaşadığı kayıtsızlık nedeni ile 2020 yılında en az 49 tutuklu cezaevinde yaşamını yitirdiğini kaydetti. İmralı Yüksek Güvenlikli Hapishanesinde Anayasa Mahkemesi kararına rağmen tecridin devam ettiğini vurgulayan Zeytun, yaşanan hak ihlalleri nedeniyle Türkiye cezaevlerinde bulunan tutukluların açlık grevine başladığını söyledi. Anayasa ve yasa ile güvence altına alınan haklarından mahrum bırakıldığı için bu çifte standarda son verilmesini gerektiğini söyleyen Zeytun, yetkilileri hukuktan kaynaklanan haklar için göreve çağırdı.    KAYYUMLAR DEVEM ETTİ   2020 yılında da HDP’li belediyelere yönelik görevden alma ve kayyım atamalarının devam ettiğini belirten Zeytun, 31 Mart 2019 Yerel Seçimlerdeki kazandığı 3'ü büyükşehir, 5'i il, 45'i ilçe, 12'si belde toplam 65 belediyeden 6'sına mazbata verilmezken, 48’ine de kayyum atandığını dile getirdi. Yine sene içerisinde Ceza Kanunda yapılan değişikliğe değinen Zeytun, "Bu kapsamda adli suçtan hükümlüler suç türüne göre ayrılarak yasadan yararlandırılmış, politik saiklerle cezaevinde tutulan mahpuslar düzenleme dışında bırakılarak Anayasanın temel ilkeleri çiğnenmiştir. Ayrımcılık ve eşitsizlik içeren bu yasa ile Terörle Mücadele Kanunu çerçevesinde haksızca cezalandırılan muhalifler ve hak savunucuları bu yasanın kapsamı dışında tutulmuş, var olan haksızlıklar derinleştirilmiştir" diye belirtti.    11 AYDA 355 KADIN ÖLDÜRÜLDÜ   "2020 yılı Kadınlara yönelik şiddet ve kadın cinayetleri de, artarak devam etmiştir" diyen Zeytun, "2020 yılının ilk 11 ayında en az 355 kadın, erkek şiddeti nedeniyle hayatını kaybetmiştir. Artan kadın cinayetlerine yoğunlaşılması gerekirken, kadınları şiddete karşı koruyan İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme durumunun tartışmaya açılması kabul edilebilir bir durum değildir. İstanbul Sözleşmesi'nin etkin şekilde uygulanmaması nedeniyle birçok kadının yaşamını yitirdiğine şahit olduk, olmaktayız. Tablo bu denli ağır iken sözleşmeden çekilmek demek, kadına yönelik şiddeti ve cinayetleri onaylamak ile eşdeğer bir anlam taşımaktadır" diye konuştu.    CHP: UTANÇ TABLOSU   Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Diyarbakır İl Örgütü de il binası önünde basın açıklaması düzenledi. Birçok partilinin katıldığı açıklamayı CHP İl Başkanı Gönül Özel yaptı. Tek adam rejiminin ülkeyi temel hak ve özgürlüklerden uzaklaştırdığını belirten Özel, özellikle de 15 Temmuz darbe girişimi ardından iktidarın 20 Temmuz sivil darbesiyle insan hak ve özgürlük ihlallerinin katbekat arttığını aktardı. Ülkedeki ihlaller tablosunun artık utanç tablosu olarak değerlendiren Özel, konuşmasını iktidarın ülkede yarattığı hak ihlalleri tablosunu sıraladı. Açıklama alkışlarla son buldu.      İSTANBUL    İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), 10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası’na ilişkin Sultanahmet Meydanı’nda bir araya gelerek basın açıklaması düzenledi. “İnsan hakları hemen şimdi” pankartının açıldığı açıklamada, “Savaşa hayır barış hemen şimdi”, “Hapishanelerdeki insan hakları ihlallerine son ver” ve “Herkes renkli herkes eşit” dövizleri taşındı. Açıklamada sık sık, “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek” ve “İnsan paklarıyla insandır” sloganları atıldı.    İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabul edilişinin üzerinden 72 yıl geçtiğini dile getiren İHD İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri, hakların bildirgede belirtildiği gibi barış, adalet, eşitlik, özgürlük ve insan onurunun korunmasını ve bunları güvence altına alacak demokrasi mücadelesini savunmaya devam edeceklerini söyledi.    TECRİT SON BULMALI   Kürt sorunun derinleştiğini, 2020’de hak ihlallerinin daha da arttığına dikkat çeken Yoleri, “Kürt sorunu, Türkiye’nin demokratikleşmesinin önündeki en temel engellerden biri olarak varlığını korumaktadır. Silahlı çatışma ortamı halen sürmekte ve başta yaşam hakkı olmak üzere ağır ve ciddi insan hakları ihlallerine yol açıyor. Hak savunucuları olarak bizler;  Kürt sorununun her zaman demokratik, barışçıl ve adil çözümünü savunduk. Kürt siyasetçilerin siyasi rehine durumuna son verilmeli. Siyasi mahpusların derhal tahliye edilmesi sağlanmalı, İmralı hapishanesi üzerindeki tecrit sona erdirilmelidir” dedi.   İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin ise, bildirgenin 72 yıl önce imzalandığını ama hak ihlallerinin azalmadığına dikkati çekerek, hak savunucuları olarak hak ihlallerine karşı mücadele etmeye devam edeceklerini söyledi.    MARDİN    Mardin Emek ve Demokrasi Platformu, 10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası kapsamında Kamu Emekçileri Sendikalar Konfederasyonu (KESK) binası önünde onlarca kişinin katılımı ile açıklama yaptı. Eylemde,  “Savaşsız, sömürüsüz bir dünya için mücadelemizi büyütüyoruz” pankartı açıldı.   Açıklama öncesi Barış Anneleri Meclisi adına Nure Tarlak, Türkiye cezaevlerinde 27 Kasım’dan bu yana PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride karşı devam eden açlık grevlerine ilişkin söz aldı. Tarlak, İnsan Hakları Haftası’nda cezaevlerindeki açlık grevinin 14’üncü gününü geride bıraktığını belirterek, “Herkesin olduğu gibi çocuklarımızın da hakları var” dedi. Tutukluların taleplerinin kabul edilmesi çağrısı yapan Tarlak, cezaevlerinden yine cenazelerin çıkmasını istemediklerini dile getirdi. Tarlak, kamuoyuna vicdan ve adalet çağrısında bulundu.   Mardin Emek ve Demokrasi Platformu adına İHD Mardin Şube Eşbaşkanı Fevzi Adsız basın açıklamasını okudu. Kürt sorununun demokratik yollardan çözme çabası olmadan demokratikleşme ve insan haklarında ilerlemenin sağlanamayacağını belirten Adsız, “Yeniden bir barış sürecinin inşa edilmesi en önemli görevlerimiz arasındadır” dedi. Hükümetten yapılan “reform” açıklamalarına değinen Adsız, “Gerçek bir reform, kuvvetler ayrılığı ilkesine dayalı yeni bir Anayasa ile yapılabilir” dedi. Türkiye’de adalet için cezasızlıkla mücadele edilmesi gerektiğinin altını çizen Adsız, işkence ve kötü muamele yasağına aykırı eylemlerde bulunanlar hakkında etkili soruşturma ve kovuşturma yöntemlerine başvurulması önündeki siyasi ve kanuni engellerin kaldırılması gerektiğini dile getirdi.   ‘TECRİDE SON VERİLMELİ’   OHAL’in Türkiye’de kalıcı hale getirildiğine dikkat çeken Adsız, OHAL uygulamalarının sona erdirilmesi gerektiğini belirterek, cezaevlerindeki hak ihlallerinin sona erdirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Adsız, “Öncelikli olarak ağır hasta mahpuslar ile yaşlı mahpusların, siyasi mahpusların, çocukların, hamile ve çocuklu kadınların salıverilmesi, hapishanelerde kalanlar ile ilgili hak temelli tedbirlerin alınması gerekmektedir. Adli ya da siyasi ayrımı yapılmadan infaz koşulları eşitlenmeli ve insan onuruna uygun muamele yapılmalı, İmralı Hapishanesinde devam eden tecride son verilmelidir” dedi.   İZMİR   Özgür için Hukukçular Derneği (ÖHD), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ve İnsan Hakları Derneği (İHD),  Türkiye İnsan Hakları Vakfı  (TİHV), Ege Tutuklu Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (EGE-TUHAY-DER), Hak İnisiyatifi, Halklar Arası Dayanışma Köprüsü Derneği ve İnsan Hakları Gündemi Derneği  İzmir şubeleri, 10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası’na ilişkin açıklama düzenledi. Konak ilçesinde bulunan Eski Sümerbank önünde yapılan açıklamada, “Kürsel salgın ve olağanüstü hal koşullarında insan haklarını savunuyoruz” pankartı taşındı.    Hak savunucuları adına hazırlanan basın metni TİHV Genel Sekreteri Coşkun Üsterci okudu. Bildirgede yer alan hak ve özgürlüklere dayalı uluslararası bir düzenin hâlâ kurulamadığını ifade eden Üsterci, “Küresel salgının daha da derinleştirdiği bu kriz hali, maalesef Türkiye'de de tüm yoğunluğu ve ağırlığı ile yaşanmaktadır. Siyasal iktidarın ekonomiden toplum sağlığına kadar ülkenin tüm meselelerini güvenlik sorunu haline getiren, toplumu kutuplaştıran, ülke içinde ve dışında şiddeti esas alan, bilhassa da Kürt sorununun ve uluslararası sorunların çözümünde çatışma ve savaşı tek yöntem haline getiren politikaları sonucunda 2020 yılında ülkede yüksek sayılarda yaşam hakkı ihlalleri yaşanmıştır” diye belirtti.     Üsterci, şunları söyledi: "OHAL ilanıyla birlikte siyasal iktidarın düşünce ve ifade özgürlüğüne yönelik kısıtlamaları, özellikle de basın üzerindeki kaygı verici boyutta artan baskı ve kontrolü 2020 yılında da sürmüştür. Kürt sorunu, Türkiye’nin demokratikleşmesinin önündeki en temel engellerden bir olarak varlığını korumaktadır. Hak savunucuları olarak bizler, Kürt sorununun her zaman demokratik, barışçıl ve adil çözümünü savunduk. Bunda ısrarlıyız."   ADANA    İHD Adana Şubesi,  10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla dernek binalarında açıklama yaptı. İHD Adana Şube Başkanı Avukat İlhan Öngör, salgınla birlikte hak ihlallerinin daha da arttığını dile getirdi. Öngör, "Bizler insan hakları savunucuları olarak; insan eliyle gerçekleştiği için önlenebilir olan Türkiye ve dünyadaki bu kötü sürecin son bulması ve insan haklarına dayalı bir ortak yaşam idealini geliştirmek için çok daha fazla çaba göstereceğimiz aşikârdır. Bu idealin gerçekleşmesi elbette ki toplumsal muhalefeti oluşturan ve bu toprakların vicdanlı insanları sayesinde olacaktır" dedi.    HATAY    İHD Hatay Şubesi, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla dernek binalarında basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasını okuyan İHD Hatay Şubesi Eşbaşkanı Servet Üstün Akbaba, ülkede yoğun hak ihlallerinin yaşandığına değindi. Akbaba, "Var oluş nedenleri hak ihlallerinin son bulduğu, adalet, barış ve demokrasinin tesis edildiği bir ülke ve dünyaya ulaşmak için çabalarımız ve mücadelemiz sürecektir" dedi.   İHD İskenderun Şubesi de konuya ilişkin açıklaması yaptı. HDP'li yöneticilerinde destek verdiği açıklamayı İHD İskenderun Şube Başkanı Coşkun Selçuk okudu.    MERSİN    İHD Mersin Şubesi, de hafta kapsamında toplantı düzenledi. Açıklamadan önce aralarında İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Mersin Büyükşehir Belediyesi Başkanı Vahap Seçer, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mersin İl Eşbaşkanı Gülbahar Şöfer'inde aralarında olduğu kişilerin Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi maddelerini seslendirdiği video izlendi.    İHD Merkez Yönetim Kurulu üyesi İlhan Kılıç, ortak basın metnini okudu.   Açıklamadan sonra Görülmüştür Ekibi ile birlikte tutuklulara dayanışma kartları gönderildi.   VAN    10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası kapsamında Hakların Demokratik Partisi (HDP) İpekyolu İlçe Örgütü parti binasının önünde basın açıklaması yapıldı. Açıklamaya HDP Van Milletvekili Tayip Temel ve parti yöneticilerinin yanı sıra çok sayıda kişi katıldı. PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde devam eden tecrit ve açlık grevlerine değinen HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu’ndan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Ümit Dede, AKP’nin “İşkenceye sıfır tolerans” iddiasına rağmen son yıllarda işkence vakalarının devam ettiğini söyledi. 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nü bir kez daha açlık grevleriyle karşıladıklarını belirten Dede, Öcalan’ın Türkiye’ye getirildiği günden beri tecrit altında olduğunu ifade etti. Dede, “Dünyanın birçok yerinde ve cezaevlerinde binlerce tutuklu ve hükümlünün katılımıyla 200 gün devam eden ve 8 mahpusun hayatını kaybettiği, Sayın Öcalan üzerinde uygulanan tecride son verilmesi talebiyle gerçekleştirilen açlık grevleri ve ölüm oruçları eylemleri sonucunda Sayın Öcalan 8 yıl aradan sonra avukatlarıyla görüşebilmiş” dedi.   ‘TEK BİR KOLLUK GÖREVLİSİ GÖZALTINA ALINMADI’   İşkence vakalarının devam devam ettiğine dikkat çeken Dede, Van’ın Çatak ilçesinde helikopterden atılan Servet Turgut ve Osman Şiban’ın hakkında tek bir kolluk görevlisinin gözaltına alınmadığını belirterek, bunun haberini yapan Mezopotamya Ajansı Muhabirleri Adnan Bilen, Cemil Uğur, Jinnews Muhabiri Şehriban Abi ve Gazeteci Nazan Sala’nın tutuklandığını söyledi.    İnsan Hakları Derneği (İHD) Van Şubesi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Van Temsilciliği ve Van-Hakkari Tabip Odası İHD Van Şubesi’nde ortak basın toplantısı düzenledi. İHD Van Şube Başkanı Murat Melet, “Anayasa’nın ve Türkiye’nin de bir parçası olduğu evrensel hukukun mutlak olarak yasaklamasına ve insanlığa karşı bir suç olma vasfına rağmen işkence olgusu 2020 yılında da Türkiye’nin en başat insan hakları sorunu olmuştur” dedi.   Öte yandan Van Barosu İnsan Hakları Komisyonu da baro binasında düzenlediği basın toplantısıyla yaşanan hak ihlallere dikkat çekti.    MALATYA    İHD Malatya Şubesi, nsan Hakları Günü dolayısıyla dernek binalarında açıklama yaptı. Açıklamada konuşan İHD Malatya şube yöneticisi Melik Kop, “İnsanların ırkından, renginden, cinsiyetinden, cinsel yöneliminden, dilinden, din ve mezhebinden, inancından, etnik kimliğinden, siyasi-vicdani ve felsefi kanaatinden bağımsız olarak, insan olmaktan gelen hakları ve dokunulmazlıkları olduğu temel fikri dünya çapında yeterli koruma bulamamaktadır” diye konuştu.   URFA   İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kabulünün 72'nci yıl dönümü vesilesiyle Urfa ve Adıyaman'da basın açıklaması yapıldı.    İnsan Hakları Derneği Urfa Şubesi'nin dernek binasında düzenlenen toplantıya Eğitim Sen Urfa Şubesi temsilcileri ve hak savunucuları katıldı.   İHD Urfa Şubesi Başkanı Nahide Polat Aslan, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde yer alan hak ve özgürlüklerin hayata geçirilmesi konusunda sorunların yaşandığını söyledi. Polat, "BM, hak ihlalleri ve yaşanan savaşların önünü alma konusunda üzerine düşen görevleri tam yerine getirmiyor. Gelinen aşamada güçlü devletlerin bir araya gelerek oluşturduğu çıkar ilişkileri, askeri ve ekonomik birliktelikler, insanların hak ve özgürlüklerini kullanmalarının önünde birer engele dönüşmüştür" diye belirtti.    REFORM YAPILACAKSA…   Barış sürecinin inşası için seçilmiş Kürt siyasetçilerin siyasi rehine durumuna son verilmesi, tutukluların derhal tahliye edilmesi ve İmralı’daki tecridin sona erdirilmesi gerektiğinin altını çizen Polat, siyasi iktidarın "reform" söylemlerini eleştirdi. Polat, "Gerçekten bir reform yapılmak isteniyorsa kuvvetler ayrılığı ilkesine dayalı yeni ve demokratik bir anayasanın yapılması ve geçmişle yüzleşmeyi sağlayacak gerçek bir çatışma çözüm sürecine girilmesi bir zorunluluktur. Bu adımlar atılmadan yapılacak şey reform değil, ancak uluslararası taleplere cevaben yapılan bir vitrin düzenlemesi olur" dedi.   ADIYAMAN    İHD Adıyaman Şubesi de Demokrasi Parkı'nda basın açıklaması düzenledi. İHD Adıyaman Şube Başkanı Bülent Temel, Diyarbakır Barosu eski Başkanı Tahir Elçi, Kemal Kurkut ve Adıyaman’da 2 Ağustos 2019’da katledilen Hüseyin Nasrullah’ı hatırlatarak "faili belli" cinayetlerde cezasızlık politikasına dikkat çekti.    Temel, insan hak savunucuları olarak insan hakları adına mücadele etmeye devam edeceklerini dile getiren Temel, "Küresel salgın ve OHAL koşullarında insan hakları nefes aldırır. Fiziksel olarak insan olmanın hiçbir önemi kalmamıştır. İnsan haklarıyla insandır" dedi.