STK’lere kayyım yolu açacak teklif komisyonda 2020-12-19 15:10:12   ANKARA- Cumhurbaşkanı ve İçişleri Bakanlığı’nın yetkilerini genişleten ve dernek, vakıf, ulusal ve uluslararası sivil toplum kuruluşlarına kayyım atamasının önünü açacak kanun teklifinin ilk 12 maddesi Adalet Komisyonu’nda kabul edildi.   AKP grubu tarafından Meclis'e sunulan ve Cumhurbaşkanı ile İçişleri Bakanlığı’nın yetkilerini genişleten, dernekler, vakıflar, ulusal ve uluslararası sivil toplum kuruluşlarına kayyım atamasının önünü açan “Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Önlenmesi Hakkında Kanun” teklifi Meclis Adalet Komisyonu’nda görüşmeleri başladı.   Adalet Komisyonu Başkanı Yılmaz Tunç başkanlığında toplanan komisyonda, söz alan CHP İstanbul Milletvekili Zeynel Emre, söz konusu kanun değişikliği teklifinin sıkıştırılmış bir zamanda görüşülmesinin yanlış olduğunu söyledi.   'GRİ LİSTEYE GİRME ENDİŞESİ’   Emre, “Mali Eylem Görev Gücü’nün 40 tavsiye kararından uyumsuz bulunanlar için Türkiye’ye süre verildi, iktidarın gri listeye girme endişesi ile de bu teklifi hemen Meclis'e getirdi” dedi. “Burası tuğla fabrikası değil, hızlı değil kaliteli üretim yapılmalı” diyen Emre şöyle devam etti: “Türkiye’nin eksik olduğu kısımlar, 2019 Aralık ayında uyarılmış. Mali Eylem Görev Gücü’nün 40 tavsiye kararı var, uygulamadaki etkinliği görebilmek için 11 kriter belirlenmiş. Bu süre zarfında aralıksız sizin iktidarınız var, son 24 saate nasıl sıkıştırıldığını birinin izah etmesi lazım. Bu yasa teklifi yumurta kapıya gelince ‘aman gri listeye gireceğiz’ diye getiriliyor. Kaliteli yasama istenmiyor ve ‘muhalefet bizim yanlışımızı ifşa etmesin’ deniliyor” dedi.   'İHTİMAL DEVAM EDECEK’   Türkiye’deki yargıya güvenin bu kadar düşük olduğu bir ortamda, komisyonun görevinin yargıya güveni artırmak olması gerektiğine işaret eden Emre,  Anayasa Mahkemesi seçimlerinde İrfan Fidan’ın en yüksek oyu alarak AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önüne ilk sırada gitmesini de, “yargının içinde bulunduğu ibretlik durum” olarak değerlendirdi. Emre, Mali Eylem Görev Gücü’nün tavsiye kararları arasında siyasi nüfuzlu kişilere ilişkin denetimin olduğunu belirterek, “Tavsiyeye uyum sağlanmamış olması ülkemizde siyasi nüfuz sahibi kişiler ve bunlarla bağlantılı kimselerin dâhil olduğu yolsuzluk olaylarının ortaya çıkarılmasını zorlaştırıyor ve yolsuzluk kaynaklı fonların ekonomik sistem içerisinde aklanmasını da kolaylaştırıyor. Düzenleme 12 no'lu tavsiye kararında herhangi bir değişiklik içermediğinden Türkiye'nin gri listeye girme ihtimali devam edecek” ifadelerine yer verdi.   'ÇIKARLAR EKSENİNDE GETİRİLDİ’   Söz konusu kanun teklifinin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin Türkiye'ye dayatması sonucunda getirildiğini ifade eden HDP Ağrı Milletvekili Abdullah Koç ise, “Türkiye’ye ilişkin uluslararası hukuktan dayalı birden fazla talepleri var. BM, insan hakları ve temel özgürlüklerinin korunması yönünde uyarı yapıyor. Birleşmiş Milletlerin Türkiye'ye tavsiye kararı olarak sunmuş olduğu, insanların zorla kaybettirilmesi olayları hâlâ devam ediyor. Batman’dan İstanbul’a gelerek hapishanedeki oğlunu ziyaret eden Mehmet Bal’dan 24 Ocak'tan bu yana haber alınamıyor, nerede olduğuna ilişkin hiçbir haber yok. 500 gündür Yusuf Bilge Tunç da kaybedilen insanlardan birisi. Bu kanun teklifinin Türkiye demokrasisine fayda sağlayabilecek bir kanuni düzenleme olmaktan öte Türk Ceza Kanunu’nu, Terörle Mücadele Yasası’nı da içerecek şekilde politik çıkarlar ekseninde getirilen bir kanun teklifi olduğunu görüyoruz” dedi.   'KARGAŞALAR OLACAKTIR’   HDP Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki de, “Bunu götürelim, birinin eline verelim. İçinde kitle imha silahlarının finansmanının önlenmesine ilişkin tek somut madde görürse alkışlayalım” eleştirisi yaptı.    İYİ Parti Antalya Milletvekili Hasan Subaşı ise kanun teklifinin etraflıca tartışılması gerektiğine vurgu yaparak, “Terörü hukuk ve adalet güvencesiyle bitirebilirsiniz. Siz 'Şu dernekleri kapatıyoruz' dediğiniz zaman Türkiye’de sivil toplum çok ciddi rahatsızlığa uğrayacaktır. 'Kapatalım' diyen mekanizmaların adaletine, eşit davranacağına güvenmedikten sonra toplumda çok ciddi kargaşalar olacaktır” diye konuştu.   ‘OHAL'İN YASALAŞMIŞ ŞEKLİ'   CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül söz konusu kanun teklifinin OHAL’in normal, yasalaşmış değişik hali olduğunu söyledi. Teklifte 7 kanun değişikliği olduğunu belirten Bülbül, “Bu değişikliklerle birlikte anayasal hak ve hürriyetler rafa kaldırılacak. Demokratik toplumun temel taşını oluşturan dernek özgürlüğünden başlayıp, Avukatlık Kanunu’ndaki hak ve savunma hakkına yönelik birçok anayasal hak ve özgürlük ihlal edilmiş durumda. Düzenlemeyle yargı kararı olmaksızın İçişleri Bakanı'nın keyfiyle, geçici olarak dernek görevlileri hakkında görevden uzaklaştırma kararı verilebilecek. Terör faaliyeti adı altında her derneğin faaliyetleri durdurulacak, dernek yöneticileri görevden alınıp derneklere kayyum atanacak. İktidarın son yıllarda yaptığı en önemli şey kayyum. Belediyelere kayyum atadınız yetmedi, şimdi derneklere kayyum atayacaksınız. Bu kanun teklifi, bu işleri daha da meşru kılmanın bir kılıfı olarak getirilmiş. Sarayın Süleyman Soylu sevgisi, Soylu’nun da yargı düşmanlığı anlaşılacak gibi değil. Yargı diye bir şey kalmadı” şeklinde konuştu.   'AVUKATLARA DAİR DE MADDELER İÇERİYOR’   Kanun teklifinde avukatlara ilişkin de maddeler bulunduğunu belirten Bülbül, “Bu teklifle avukatlar, yapmış oldukları işlemler hakkında bilgi ve belge verme, şüpheli işlem ibrazı, muhafaza yükümlülüğü gibi fiillerle yükümlü kılınıyor. Avukatlık mesleğinin özü ortadan kaldırılarak savunma hakkı tekrar yok ediliyor. Avukatlık mesleğinin özü olan ve Avukatlık Kanunu’nun 36’ncı maddesinde düzenlenen sır saklama yükümlülüğü ortadan kaldırılıyor. Avukatlığın tanımı ‘ihbarcı’ hâline getiriliyor. Avukatlık mesleği yine çoklu baroda olduğu gibi bu düzenlemelerle ayaklar altına alınmıştır. Bu kanun teklifi Anayasaya aykırılık teşkil ediyor. Demokratik toplum düzenine ve Anayasa’nın özüne aykırı düzenlemeler vardır” dedi.   GEÇ KALINMASININ SEBEBİ PANDEMİ   Ardından söz alan Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Osman Dinçbaş ise, kanun teklifine ilişkin çalışmalara uzun zamandır devam ettiklerini ifade ederek, geç kalınmasına sebep olarak pandemiyi gösterdi.   43 maddelik teklifin 12 maddesi görüşülerek, kabul edildi.