Çiftyürek: Kürtler ortak strateji oluşturmazsa paramparça edilir 2020-12-20 09:07:53   DİYARBAKIR - Irak Başbakanı Mustafa El-Kazımi’nin Türkiye ziyaretinin perde arkasında Kürtlerin konuşulduğunu belirten KKP Genel Başkanı Sinan Çiftyürek, Kürt güçlerinin saldırılara karşı ortak bir strateji geliştirmemeleri halinde “canlı kadavra” olacakları uyarısında bulundu.   Kürdistan Komünist Partisi (KKP) Genel Başkanı Sinan Çiftyürek, Şengal, Rojava ve Federe Kürdistan Bölgesi’ndeki gelişmeler ile Irak Başbakanı Mustafa El-Kazımi’nin Türkiye ziyaretini Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirdi.   ‘KAZIMİ ZİYARETİ İŞGAL ZİYARETİYDİ’   Çiftyürek, Irak Başbakanı Mustafa El-Kazımi’nin Türkiye ziyaretinin perde arkasında Şengal, Federe Kürdistan Bölgesi ve Rojava’da kazanılan statülerin yok edilmesi gibi konuların olduğunu dile getirdi. 13 yıldır Şengal’de asılı bulunan Kürdistan bayrağının “Şengal anlaşması” sonrası kaldırılıp yerine Irak bayrağının asılması ve Irak askerlerinin bölgeye yerleştirilmesiyle tamamen bir işgal ve himaye politikası yürütüldüğüne dikkati çeken Çiftyürek, “Ziyaretin amacı sadece Şengal değil Güney Kürdistan'dan Rojava'ya kadar bütün alanı kendi aralarında tartışmak. Orada ilginç olan başka bir şey vardı. Kazımi Ankara'ya geldikten sonra çok sayıda entelektüel, kurum ve sonrasında İngiliz Hükümetinin Erbil Konsolosluğu açıklama yaptı. Yaptıkları bu açıklamayla, PKK'nin Kürdistan bölgesinden çıkmasını istediler ve PKK'nin bir ‘terör örgütü’ olduğu şeklinde açıklamalarda bulundular. Bunlar ilginç gelişmelerdi. Kürtler arasında çelişkiler yaratarak bir kardeş kavgası çıkarmak istiyorlar” ifadelerini kullandı.   ‘KÜRTLER ORTAK HAREKET ETMEZSE…’   Kürt güçlerinin kendi aralarında bir strateji ortaya koyarak sorun gibi görünen konuları çözmeleri gerektiğini vurgulayan Çiftyürek, strateji ve ortak akılla hareket etmedikleri taktirde işgalci devletlerin Kürtleri “canlı kadavra” gibi parçalayacaklarının altını çizdi. Çiftyürek, şunları kaydetti: “Şengal sorununu Kürt kurumları kendi aralarında çözmeliydiler. Çünkü bir sürü işgalci devletin gözü Şengal’de. Irak, Türkiye, Suriye ve diğer işgalci devletlerin isteği hem Güney Kürdistan hem de Rojava’daki statüleri yok etmektir. Tek amaçları bu. Dolayısıyla burada Kürt siyaseti ve partilerinin yaklaşımının ne olacağı önemli bir husustur. Kürtlerin bu anlamda bir stratejisinin olması önemliydi. İşgalci devletlerin stratejisi zaten belli. İşgalciler başta Azez, El Bab'ı, sonra Efrin’i, daha sonra Amerika öncülüğünde Grê Spî ve Serêkaniyê’yi ele geçirdiler. Bunlar bu şekilde devam eder. Kürtler bunun önüne geçemezse ellerinde Arap çölleri kalır. Eğer Kürtler arasında bir savaş çıkarsa, bunun kazananı olmayacak. İşgalcilerin bugün istediği şey Kürtlerin bir araya gelmelerini engellemektir. Bu yüzden Irak, bugün Şengal topraklarına giriyor. Bunun da sebebi Kürdistan bölgesi ile Rojava'nın bir araya gelmesini engellemektir.”   ‘STATÜ KÜRTLERİN ÖNÜNE AÇACAKTIR’   Kürtler arasında birlik olmadığı için birçok kazanımın kaybedildiğine değinen Çiftyürek, saldırıların da aynı oranda arttığını vurguladı. Kürt parti ve kurumlarının, Rojava ve Güney’deki kazanımlara kendi kazanımları çerçevesinde baktıkları takdirde işgal saldırılarının önüne geçilebileceğine dikkati çeken Çiftyürek, “Hem Güney'de hem de Rojava'da birçok şehir kaybedildi. Bugün stratejiler ve saldırılar bir arada gerçekleşiyor. Kürtlerin bunun önüne geçmesi lazım. Eğer Kürtler ulusal birliği kurmazsa, kendi önlerine bir stratejik program koymazlarsa bu şekilde devam edemez. Eğer bugün bütün Kürtler Rojava kazanımlarına sahip çıkarlarsa ve Rojava’nın statüsü sağlanırsa, bu durum bütün Kürtlerin önünü açacaktır. Bu yüzden Rojava’nın birliğine el vermeliyiz. Eğer Rojava'da birlik sağlanırsa Güney’de Kürtler arasında gerilimler yaşanmaz” ifadelerini kullandı.   YENİ ÇÖZÜM SÜRECİ   Son dönemde sıkça dile getirilen “yeni çözüm sürecinin başlayacağı” söylemlerine de değinen Çiftyürek, son olarak şunları söyledi: “Kuzey Kürdistan'da Kürt sorunu tekrar gündeme gelecek ama Rojava ve Güney'deki sorunlar çözülmeden bu olamaz. Kuzey’de bir çözüm alanının oluşması Rojava ile bağlantılıdır, Rojava'daki bir gelişme de Güney ile bağlantılıdır. Kazımi'nin ziyareti de bu kapsamdadır. Bugün Rojava, Amerika ve Türkiye arasında gelişmeler yaşanıyor. Amerika'nın isteği Türkiye'nin Rojava’yı tanımasıdır. Ama Amerika'nın burada bir eksikliği var, eğer kalkıp Türkiye'ye sen Rojava'yı tanıyacaksın deyip Kandil üzerinde başka hesaplar yaparsa olmaz. Bu doğru değil ve bu şekilde de yürümez. Eğer istediği Rojava’yı Türkiye'ye kabul ettirmek ise bunun karşısında Türkiye'ye ne gibi tavizler verecek belli değil. Bunlar gerçekleşirse Türkiye de çözüm masasına dönecek.”   MA / Ergin Çağlar