Sakine Cansız’ın cezaevi arkadaşı: O dünya kadınlarının bir değeri 2021-01-09 11:00:19 İSTANBUL –  Kürt kadın siyasetçi Sakine Cansız’ı cezaevinde tanıyan Mevlüde Acar, Cansız’ın yaşamı ve yapıcı kişiliğiyle dünya kadınlarının mücadelesine değer kattığını belirterek, “İnsanların özgürlük şarkılarını söylediği günleri hayal ederdi” dedi.    Fransa’nın başkenti Paris’te 9 Ocak 2013’de katledilen Kürt kadın siyasetçi Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’in ölümünün üzerinden 8 yıl geçti. Her yıl olduğu gibi bu yılda 3 kadın siyasetçi dünya ve Türkiye’nin birçok ilinde anılarak, katliamın aydınlatılmasını istendi.   5 yıl boyunca Sakine Cansız’la Diyarbakır askeri cezaevinde aynı koğuşta kalan Mevlüde Acar anılarını anlattı. Acar, 1984 yılının Haziran ayında gerekçesiz bir şekilde Sivas’ta gözaltına alınıp tutuklandığını oradan Mardin, daha sonra Diyarbakır Cezaevi’ne götürüldüğünü anımsattı.     ZAMANA SIĞMAYAN BİR KADIN   Acar, Sakine Cansız’ı anlatmanın kendisi için çok zor olduğunu ifade ederek, “Onu anlatmak ne kitaplara ne de yıllara sığar. Benim anlattıklarım sadece küçük bir parça olarak kalacak” dedi.    Diyarbakır cezaevine girdiğinde Sakine Cansız’la tanışma anını dile getiren Acar, “Sakine’yle Mardin’den getirildiğim günün sabahında çıkarıldığım havalandırmada tanıştım. Havalandırma merdivenlerinde teker teker kadınlar inip bana sarılıp selam verirken, o an merdivenlerde durup bizi izleyen Sakine dikkatimi çekti. Gülen yüzüyle sıcak bakışlarıyla bizi izliyordu. En son kendisi gelip bana sımsıkı sarılarak hoş geldin dedi. Bakışlarındaki derinlik ve sıcaklığı, kendine has öz güvenini daha ilk anda hissetim” diye belirtti.     ‘BÜTÜN KADINLAR GÖZÜNDE GÜZELDİ’   Sakine Cansız’ın siyasi anlamda kendisini çok geliştirmiş, kadın konusunda geniş bir bakış açısına sahip olduğunu ifade eden Acar, şöyle devam etti: “Kadınları hiçbir zaman ayırmazdı. Her kadının rengi, yanlışları ve doğrularıyla güzel olduğuna inanırdı. Bu duruşuyla bütün kadınlarda etki bırakırdı. Herkese çok güvenir, çok çabuk güven kazanırdı. Gardiyanların bile güveni kazanırdı. Gardiyanlar ona daha saygılı ve özenli davranırlardı. Sakine Cansız bir insanda ne kadar eksik varsa hepsini tamamlayandı. Kafası sürekli bir arayış içerisindeydi. Bir sonuca varmak için kafa yorardı. Kafa yorduğu bütün her şey doğru çıkardı. Gözlem yeteneği çok iyiydi. Yaptığı çözümlemeler bizlere yol gösteriyordu. Hepimizin kafasını açıyordu.”      ‘ONU MUTLU ETMEKTE GÜZELDİ’   Acar, Sakine Cansız’la olan hiçbir anısını unutmak istemediğini ancak gördüğü işkencelerden kaynaklı bazı şekleri unutabildiğini belirterek, şunları paylaştı: “Cezaevlerinde sıcak su hiç verilmezdi. Sakine arkadaşta çok temiz ve titiz biriydi. Her gün banyo yapmak isterdi. Ama koşullar buna el vermiyordu. Koğuşta eski bir ocak vardı. Onu ben tamir etmiştim üzerinden suyu ısıtabildik. Buna çok sevinmişti. Onun sevinmesi beni de çok mutlu etmişti. Güzel bir anı olarak aklımda kaldı.”    ‘HERKESİN TEMİZ OLMASINI İSTERDİ’   Sakine Cansız’ın çok planlı ve düzenli olduğunu ve bunu bütün kadınlardan da beklediğini sözlerine ekleyen Acar, şunları dile getirdi: “Özelikle temizlik konusunda hiçbir hatayı affetmezdi. Hiç birimizin etrafından kirlilik olmasını istemezdi. En pasaklısını da o çizgiye çekerdi. Bu konuda herhalde en çok benden çekmiştir. Çevreme çok dikkat etmezdim. Bu konuda çok eleştiri alırdım. Belki onu en çok kızdırdığım konulardan biridir. Beni hep uyarırdı. Pasaklı olmamı istemezdi.”    ‘YÜZYILIN KADINI EN ÇOK ONA YAKIŞIR’   Acar,  Cansız’ın samimiyeti ve iyiliğini tarif edemeyeceği kadar güzel bir insan olduğuna dikkati çekerek, “Sakine’nin Rosa Lüksemburg ve Clara Zetkin’nin paydaşlarından olduğunu hep düşünüyorum. Yüzyılın kadını olmak ona çok yakışır. O nedenle biz Kürt kadınları için büyük bir değerdir. Aynı zamanda bütün dünya kadınlarında bir parçadır. Dik duruşu korkusuz ve fedakarlığı bütün kadınları etkiliyor. Sakine sadece Kürt kadınların bir değeri ya da devrimci değildir. Dünya kadının değeridir. Sakine başlı başına bir dünyaydı. Bugün milyonlar bıraktığı mirasın taşıyıcısıdır” diye konuştu.    ‘NESİLDEN NESİLE YAŞATILIYOR’   Cansız’ın kişiliğin ve öncülüğünden kaynaklı hedef olduğunu dile getiren Acar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Onu Paris’in merkezinde vurdular. Onu fizikken yok etmeyi başarabildiler ama o zaten gözünü kırpmadan ölmeyi ve her şeyi göze alarak devrimcilik yapıyordu. Beden olarak bizden ayrılması yarattığı değerlerin yok olması anlamına gelmiyor. Gittiği her yerde inandığı değerler doğrultusunda ikna etti harekete geçirdi. Yol gösterdi, bilinçlendirdi. Yarattığı bütün değerler büyüyerek ve güçlenerek nesilden nesile yaşatılıyor.”    Boğaziçi Üniversitesi’nde direnen genç kadınların ruhunda Sakine’yi gördüğünü ifade eden Acar, şöyle konuştu: “Dünyanın dört bir tarafında direnen kadınlarda onun ruhunu görüyorum. O nedenle bütün kadınların değeridir diyorum. İsterlerse katliamı çok çabuk aydınlatırlar. Ama hiçbir sistem böyle bir katliamı aydınlatmak istemez. Hala çok üzgün ve öfkeliyim. Anne ve babam öldüğünde bile ağlamadım. Hayatımda ilk kez Sakine için ağladım.”    ‘ÖZGÜRLÜK GELECEK'   Bütün kadınların Cansız’ı kendilerinden bir parça olarak görmesi gerektiğini vurgulayan Acar, sözlerini şöyle tamamladı: “Bütün kadınların Sakine’leşmesini istiyorum. Kuşaktan kuşağa büyüsünler, özgür günleri getirsinler. Sakine her zaman herkesin özgür olduğu bir dünyayı hayal ederdi. İnsanların özgürlük şarkılarını söylediği günleri hayal ederdi. Bu topraklar özgür olacak. Özgür olduğu gün Sakine mutlu olacak.”    MA / Semra Turan