Sivrice depreminde verilen vaatler yerine getirilmedi 2021-01-24 09:11:22     ELAZIĞ - Sivrice’de meydana gelen 6,8 büyüklüğündeki depremin ardından bir yıl geçmesine rağmen hasarlı evlerde kalan yurttaşlar, verilen vaatlerin yerine getirilmediğini belirterek, korku içinde yaşadıklarını anlattı.    Elazığ’ın Sivrice ilçesinde 24 Ocak 2020 tarihinde meydana gelen 6,8 şiddetindeki depremin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen, verilen sözler tutulmadı. Depremde 37'si Elazığ, 4'ü Malatya'da olmak üzere 41 kişi yaşamını yitirdi. Elazığ'da yapılan hasar tespit çalışmalarında, yıkık 263 bina, ağır hasarlı 7 bin 698 bina, orta hasarlı bin 540 bina tespit edildi. Depremin ardından, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı koordinesinde Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ)  tarafından inşaatına başlanan ve yıl sonunda teslim edileceği belirtilen 20 bin 118 konuttan yapımı tamamlanan yaklaşık 8 bin konut hak sahiplerine teslim edildi. Geriye kalan konutların ise ne zaman bitirilip teslim edileceği bilinmiyor.    Son 19 yıldır, bilim insanlarının Elazığ, Malatya, Bingöl, Antep ve Maraş'a giden fay hattının 7 büyüklüğünde deprem riski oluşturduğuna dair uyarıları dikkate alınmazken, uzmanlar yıkılan inşaatların yapım sürecinde ihmal olduğuna, depremde yıkılan birçok inşaatın yapımında dere kumu kullanıldığına dikkat çekti.    Depremde evleri hasar gören yurttaşlar günlerce çadırlarda kalmak zorunda kaldı. Birçok kesimden yardımlar kente gelirken, Halkların Demokratik Partisi (HDP) yönetimindeki belediyelerin yapmak istediği yardımlar ise engellendi. HDP’li belediyelerin yardımları AKP ilçe başkanları öncülüğünde dağıtıldı.    DEPREM VERGİLERİ    Elazığ depremi ile birlikte, tartışma konusu olan konulardan biri de deprem vergileri oldu. Kasım 1999’dan bu yana devletin yurttaşlardan tahsil ettiği deprem vergilerinin toplam miktarı 34 milyar doları geçmesine rağmen, depreminden sonra Kızılay Başkanı Kerem Kınık, sosyal medya hesabı üzerinden "Destekleriniz için ‘deprem’ yazın 2868'e SMS yollayın. 10 TL katkıda bulunun. Dilediğiniz kadar gönderebilirsiniz” şeklindeki mesajı, tepkilere neden oldu. HDP’nin deprem vergilerinin nereye harcandığına dair verdiği önergeler, yine CHP’nin, “Elazığ depreminden etkilenen alanlar, afet bölgesi ilan edilsin” önerisi, AKP-MHP oyları reddedildi.   DAİRELER SATIŞA ÇIKARILDI    Depremin ardından, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, TOKİ konutlarının yılsonuna kadar depremzedelere teslim edileceğini söylemesine rağmen, depremzedelerin mağduriyetler hala giderilmiş değil. Ağır hasar gören mahallelerden biri olan merkeze bağlı Karşıyaka Mahallesi’nde yurttaşlar, kira yardımı alamamaktan şikayetçi. Binlerce aile konteyner ve hasarlı evlerde yaşamaya devam ediyor. TOKİ’de inşa edilen konutların, mahalledeki depremzedelere verileceği ifade edilse de, fazla dairelerin belediye bünyesinde satışa çıkarıldığı iddiaları gündeme geldi. Mahallede toplam 96 tane ağır hasarlı ev bulunurken, bu evlerde oturan ailelerden sadece 46 tanesi TOKİ’den hak sahipliği aldı. Geri alan 50 dairede oturan aileler ise hak sahipliğinde bulunamıyor.  Mahalle sakinlerine imar projesi öne sürülerek, evlerinden çıkmaları istenirken, evlerinden çıkmak istemeyen yurttaşlar, hasar gören evlerinin onarılması talebinde bulunuyor.    MAHALLEDE SADECE LOJMAN ONARILDI    Kentte yaşanan artçı depremlerde, kış koşulları olması nedeniyle dışarıda beklemenin güç olduğunu dile getiren mahalle sakinlerinden Sayime Akdoğan, evin içinde diken üstünde olduklarını ifade etti. Akdoğan, depremin psikojik olarak da yıpranmaya neden olduğunu söyledi. Akdoğan, yaşadıklaırnı şöyle ifade etti : “Çocuklarımızın güvenliği yok. Yetkililer sürekli ‘Karşıyaka Mahallesi’ni’ onardık diyor. Fakat mahallemize yapılan bir şey yok. Ne yaptılarsa mahallemize yakın olan lojmanlara yaptılar. Gelip baksınlar, mahallemiz ne halde. Bir yıldır hiç bir yetkili bu evleri denetlemeye veya onarmaya gelmedi. Dedikleri tek şey ‘Evlerden çıkın’ ama nereye gideceğimiz kısmı onları ilgilendirmiyor. Evlerin hepsinde çatlaklıklar var. Bazı çatlaklıkları kendi imkanlarımızla kapatmaya çalıştık. Fakat bu sağlıklı değil. Nasıl mağduriyet yaşadığımızı ancak biz biliriz.”    ÇARESİZLİK    Depremden sonra hasarlı olan evinde yaşamaya devam eden Fatma Gezerer de, evinde onarım yapılmadığını söyledi.  Yaşadıkları evlerden çıkmaları için baskı gördüklerini belirten Gezerer, “Evlerimiz yıkılsa gitse umurlarında olmayacağız. Hiçbir umudumuz ve çaremiz kalmadı. Çaresizlik içindeyiz. Korkuyoruz, yatamıyoruz. Akşamları en ufak bir sarsıntıda deprem oluyor sanıyoruz. Evler sağlam değil ve her adım attığımızda sallanıyor. Bu duvar üzerimize yıkılacak diye korkuyoruz. Yetkililerden bir yıldır durumumuza çare bulsunlar diye girişimlerde bulunduk. Çocuklarımı evde yalnız bırakmıyorum. Mahallemiz zaten sahipsiz, hiçbir müdahalede bulunulmuyor. Burada maddi imkanları olmayan insanlar yaşıyor. Bize ev veya kirada yardım etsinler, imkanlar bulsunlar. Bu riskli evlerde kalmamızı nasıl göze alabiliyorlar?” diye sordu.   ‘ORTADA KALDIK’   Depremde evi ağır hasar gören Ali Sargut ise, hak sahibi olduğunu ve TOKİ konutlarından ev talep ettiğini söyledi. Yetkililerin, sürekli kendilerine ev verileceği yönünde vaatlerde bulunduğunu dile getiren Sargut, “Fakat gelinen aşamada ne söz var, ne ses var. Şu an kiradayız, ortada kaldık. Doğup büyüdüğüm yer burası, ben de buradan bir daire istiyorum. Çoluk çocuk hep ortada kaldık. Bize bir çare bulsunlar” diye konuştu.   ‘TOKİ’YE GİTMEK İSTEMİYORUZ’   Mahalle sakinlerinden Hatip Gezen, bir yıldır hasarlı evde yaşamak zorunda kaldıklarını söyledi. Evlerini ve mahallelerini terk etmek istemediklerini dile getiren Gezen, şunları söyledi: “Biz kendi evimizin onarılmasını istiyoruz. Yerimizi, yurdumuzu terk etmek istemiyoruz. TOKİ’ye gitmek istemiyoruz. Kira paraları bin lira. TOKİ konutları iki kişilik yerler, çoluk çocuk nereye sığacağız?” dedi.    ‘VAATLER YERİNE GETİRİLMEDİ’   Deprem sonrası uzun bir süre çadırlarda yaşayan Ayten Gezer de, “Bir süre sonra çadırlar toplandı. Gidecek yerimiz olmadığı için, hasarlı evlerimize geri döndük. 5 çocuğum var, gelinim de hamile. Ne para ne de barınma yardımı yapıldı. Çocuklarım ve benim psikolojim bozuldu. Yetkililer sürekli evimizi onaracaklarını söylüyorlar ama onarmıyorlar. Biz nereye gidelim? Doğru düzgün çalışanımız yok. Eğer çıkmazsak, dozerlerle evimizi yıkacaklarını söylediler. Verilen vaatler yerine getirilmedi” ifadelerini kullandı.  TOKİ’lerde yaşamak istemeyen Şerife Uçar ise “Ben hayvanlarımı bırakıp nasıl TOKİ’de yaşayayım? Bu hayvanların bakıma ihtiyacı var. Onları bırakamam.  Ben bu mahallede doğdum ve büyüdüm. Evlerimizi onarsınlar, buna imkanları var. Mahallemde yaşamak istiyorum” diye konuştu.    MA / Ayşe Sürme