Kaçırma olaylarında sadece araba markası ve rengi değişti 2021-01-25 09:08:48 İSTANBUL - 1990’lı yıllardan bugüne kaçırma olaylarında yalnızca araba markası ve renginin değiştiğine dikkati çeken HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, buna karşı toplumsal refleks geliştirilmesi gerektiğini söyledi.  İstanbul İkitelli’de evinden işe giderken Başakşehir’de otobüste indiği sırada polis olduğu ileri sürülen kişilerce kaçırılan Gökhan Güneş’ten, kaçırılma anına dair görüntülerin kameralara yansımasına rağmen 20 Ocak’tan bu yana haber alınamıyor. 1990’lı yıllarda binlerce kişinin kaçırılarak kaybedilmesi hafızalarda yerini korurken, 15 Temmuz 2016 askeri kalkışmanın ardından benzer şekilde en az 32 kişinin kaçırılması dikkati çekiyor. Kaçırılanlardan Sunay Elmas, Ayhan Oran, Yusuf Bilge Tunç, Hüseyin Galip Küçüközyiğit ve Gökhan Güneş’ten halen haber alınmış değil.    Kaçırılma olaylarını sık sık gündeme getiren ve Meclis gündemine taşıyan Hakların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, yaşanan vahim tablonun Türkiye’deki hukuksuzluğun özeti olduğunu dile getirdi.    BEYAZ TOROSLAR   Yaşanan olayların Türkiye’deki demokrasi ve hukuk açığından kaynaklandığını, bunun birçok insan hakları ihlalini de beraberinde getirdiğini dile getiren Gergerlioğlu, “Anti-demokratik bir ülke haline gelmiş durumdayız. Hukukun olmadığı devletler, polis devleti haline gelir. Polis devletinde de böyle hukuk dışı olaylar yaşanır. Mahkeme güya var ama insanlar gözaltına alınmadan kaçırılıyor. Tüm bunlar 1990’lı yıllarda Türkiye’de yoğun bir şekilde yaşandı. Devlet 1990’larda Kürt sorununu bastırmak için bu tarz illegal yollara başvurdu. Bu illegal yollarda hafızalara kazınan Beyaz Toroslar oldu. Beyaz Toroslar deyince insanlarımızın aklına araba markası değil, kaybedilen yakınları geliyor” dedi.    1990’LARA DÖNÜLDÜ   Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun Başbakan olduğu 2015 yılında Van’da, "Buralarda terör çeteleri dolaşacak, Beyaz Toroslar dolaşacak” açıklamasını hatırlatan Gergerlioğlu, “Başbakan olarak yaptığı bir konuşmayla devletin Beyaz Toroslarını kabul etmişti. Darbe girişimin ardından ilan edilen OHAL ile birlikte zor gücüyle 1990’lılara dönerim denildi. Şu anda tamamen 1990’lı yıllara dönüldü. Eski hadiseleri yaşamaya başladık” diye konuştu.    TOPLUMA GÖZDAĞI    Yargı mekanizmalarının siyasallaştığına işaret eden Gergerlioğlu, gözaltı işlemleri yerine kaçırılma yöntemine başvurulduğuna dikkat çekti. Gergerlioğlu, neden bu yönteme başvurulduğunu ise şöyle açıkladı: “Birincisi; gözaltında uzun süre tutmaktır. İkinci neden ise ‘Bak itiraz etmeyin itiraz ederseniz; işte bak bir mahzene indiririz’ diyerek topluma gözdağı vermektir.”    GÖRÜNTÜYÜ VERENE SORUŞTURMA    Beş dakikada kamera görüntüleriyle tespit edilip bulunabilecek olayların her nedense araştırılmadığını ifade eden Gergerlioğlu, yetkililerden ise açıklamaların yapılmadığını söyledi. Kayıp yakınlarının yetkililere kendi elleriyle görüntüleri götürmesine rağmen yetkililerin bazı gizli devlet güçlerinin bu kişilerin kaçırıldığını düşündükleri için ilgilenmediğini ifade eden Gergerlioğlu, “Güneş olayına bakın, mesela olay değil, görüntüyü verenler hakkında soruşturma başlatılıyor. Demek ki kaybolanlar bulunmak istenmiyor. O yüzden ailelere ilk olarak ‘kamera görüntülerine ulaşın. Görüntüler kaybedilmeden çevredeki kamera görüntülerini bulun. Çünkü onlara bir şekilde kaybedilecektir’ diyorum. Ardından uluslararası kurumlarına başvurularını yapsınlar” diye seslendi.    MARKA VE RENK DEĞİŞTİ   1990’lılardan bugüne kaçırılma olaylarında yalnızca araba markasının ve renginin değiştiğine değinen Gergerlioğlu, şunları söyledi: “Eski tas eski hamama dönülmüş. Devlet kurumlarında sadece kaçırılma olayları yok ki çıplak aramalar, işkenceler, darp edilmeler… Kendisini sorgulatmak istemeyen bir devlet aklı var. Hukuk devletinde olmaması gereken yöntemlerle insanların yaşam hakkı ellerinden alınıyor.”   REFLEKS GELİŞTİRİLMELİ   Kaçırılma olaylarının toplumda travmatik yaralar bıraktığını dile getiren Gergerlioğlu, “Kaçırılma olaylarında kimlik ayırt etmeyelim. Herkes kendisine yakın olan kişinin peşine düşüyor. 1990’lı yıllarda Kürtlerin başına gelirken, kimsenin umurunda değildi Beyaz Toroslar. Toplum ‘bana yakın değil, bana ne’ derse kayıplar bulunmaz. Herkesi kendisine iğneyi batırması lazım. Toplum olarak ortak bir refleks geliştirmemiz lazım” çağrısında bulundu.     MA / Naci Kaya