Adalet Bakanı’na göre tecrit yok! 2021-01-29 09:03:47 ANKARA - HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran’ın cezaevlerindeki hak ihlalleri ve tecrit uygulamalarına dair sorusunu yanıtlayan Adalet Bakanlığı, “tecrit ve izolasyon yok” dedi.  Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü ve Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran’ın, cezaevlerinde uygulanan kötü muamele ve tecrit uygulamalarına dönük Adalet Bakanlığı’na verdiği soru önergesine yanıt geldi. Bakanlık, yüksek güvenlikli ve kapalı cezaevlerinde “tecrit ve izolasyon uygulamalarının olmadığını” ileri sürdü.   Bakanlık verdiği yanıtta, “Hükümlü ve tutukluların yaşanan ihlallere dair başvurularının titizlikle incelendiğini” öne sürdü. Bakanlık yanıtında, “Ceza infaz kurumları hem ulusal hem de uluslararası bağımsız kuruluşlar tarafından periyodik aralıklarla haberli ve habersiz olarak ziyaret edilmekte, hükümlü ve tutukluların sağlık ve yaşam koşulları, iç güvenlik, sevk ve nakil işlemleri ile ilgili aksaklık ve eksiklikler yetkili mercilere bildirilmektedir” iddialarında bulundu.   İMRALI’DA KESİNTİSİZ TECRİT   Konuya ilişkin ajansımıza değerlendirmelerde bulunan Başaran, bakanlığın verdiği yanıtı “ciddiyetsiz” olarak değerlendirdi. PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan uzun süredir haber alınamadığını ve üzerindeki tecride dair Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) başta olmak üzere uluslararası kurumların açıklama yaptığını hatırlatan Başaran, “Sayın Öcalan ve yanındaki diğer hükümlülerin bu süreç içerisinde aileleri, avukatları ile görüştürülmemesi, mektup ve telefon hakkının kullandırılmaması tecrit değilse, tecrit nedir? Adalet Bakanlığı’nın tecrit olarak tanımladıkları şeyin ne olduğunu sormak lazım. Çünkü insanları yaşamdan, toplumdan soyutlamak tecrittir ve çok aleni bir şekilde uygulanıyor.  Her defasında farklı gerekçeler belirtiliyor ama neredeyse İmralı’da 22 yılı aşkın süredir kesintisiz biçimde uygulanıyor” şeklinde konuştu.   CEZAEVLERİ TOPLAMA KAMPI   Siyasi irade tarafından politik gerekçelerle görüşmelerin engellendiğini vurgulayan Başaran, Türkiye cezaevlerinin de birer toplama kampına dönüştüğünü belirtti. Başaran, şunları söyledi: “80 dönemindeki Diyarbakır Cezaevi’ndeki duruma benzer uygulamalar söz konusu. Askeri nizam dayatması, telefonla görüşmelerde tekmil dayatması, ayakta sayım gibi daha birçok uygulama söz konusu. Ama Adalet Bakanlığı toz pembe bir tablo çizerek bu hakikat yokmuş gibi davranıyor. Ama yok deyince ortadan yok olmuyor. Bütün dünyanın şahitlik ettiği bir özel rejim İmralı’da uygulanıyor. İmralı’ya özgü bir sistem, bir yönetim biçimi bugün bütün cezaevlerinin tümüne yaygınlaştı. Kendileri de çok iyi biliyorlar tecridin olduğunu ve hukuksuz olduğunu da çok iyi biliyorlar. Bu cevap içinde bulundukları rezil durumun cevabı.”   MECLİS GÜNDEMİNE TAŞINMIŞTI   Başaran, Elazığ Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu’nda bulunan tutukluların tek kişilik hücrelerde tutuldukları, bir arada kalma taleplerinin reddedildiği, işkence ve kötü muamele maruz kaldıkları, infaz koruma memurlarının ırkçı yaklaşımlarına maruz kaldıkları ve tutukluların şikayet dilekçelerinin savcılığa ulaştırılmadığı yönündeki bilgileri Adalet Bakanlığı'na verdiği soru önergesiyle Meclis gündemine taşımıştı. Başaran, soru önergesinde Bakanlığa, “Avrupa İşkence ve Kötü Muameleyi Önleme Komitesi, Türkiye cezaevlerine yaptıkları inceleme ziyaretleri sonrasında yayınladıkları raporlarda mahpusların tek başına tutulmalarının bir kötü muamele olduğunu belirtmiştir. Türkiye’nin de imzacısı olduğu bu sözleşmenin ihlalinin giderilmesi için ne yapmaktasınız?” diye sordu.   MA / Diren Yurtsever