Türkdoğan: JİTEM başaramadı siz de başaramayacaksınız 2021-01-29 09:06:55 ANKARA - İnsan kaybetme ve kaçırma olaylarının cezasızlık politikalarının sonucu olduğunu ve son 4 yılda yaşanan artışa dikkati çeken İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, “JİTEM başaramadı, siz de başaramayacaksınız” dedi. İstanbul Başakşehir'de 20 Ocak'ta kaçırılan ve 5 gün boyunca işkence gören elektrik işçisi Gökhan Güneş, ailesi ve akrabalarının kamuoyu oluşturması sonucu bulundu. Ankara’da kaçırıldığı iddia edilen Yusuf Bilge Tunç’tan 542, Hüseyin Galip Küçüközyiğit’ten ise 31 gündür haber alınamıyor.   15 Temmuz askeri kalkışmanın ardından ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) döneminde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname’yle (KHK) işinden ihraç edilen Salim Zeybek, Gökhan Türkmen, Erkan Irmak, Yasin Ugan, Özgür Kaya ve Mustafa Yılmaz, 19 Şubat 2019’da zorla kaçırıldıktan 7 ay sonra Ankara TEM Şube’sinde gözaltında oldukları ortaya çıkmıştı. 24 Şubat 2020’de Gökhan Türkmen ve Yasin Ugan, yargılandıkları davanın duruşmasında kaçırıldıklarını ve 7 ay işkenceye uğradıklarını açıklasalar da konuyla ilgili etkili soruşturma yürütülmedi.    İDDİALAR ARAŞTIRILMADI   Yusuf Bilge Tunç’tan 6 Ağustos 2020 tarihinden bu yana, son kez Ankara Kızılay Meydanı’nda görülen Hüseyin Galip Küçüközyiğit'ten ise 29 Aralık 2020'den beri haber alınamıyor. Küçüközyiğit'in kızı Nursena Küçüközyiğit, babasıyla en son 29 Aralık akşamı telefonla bir görüşme yaptı. Bir daha babasından haber alamayan Küçüközyiğit, sosyal medya ve basın açıklamalarıyla kamuoyu oluşturmaya çalıştı. Son telefon görüşmesinde babasının “Kocaeli’ne geleceğim” dediğini belirten Küçüközyiğit, babasının telefonuna o geceden sonra ulaşamadığını söyledi. Babasından haber alamayan Küçüközyiğit, 31 Aralık 2020’de Kocaeli Bekirpaşa Karakolu’na, ardından da Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) başvurduğunu ifade etti.    Yetkililerin ilgilenmemesi üzerine Kocaeli’nden Ankara’ya delil toplamaya gelen Küçüközyiğit, “Apartman görüntü kayıtlarına ulaştım. Kayıtlarda babamı takip eden üç kişinin olduğunu fark ettim. Ardından polisler çelişkili ifadelerde bulundular, her konuştuğum polis yeni farklı şeyler anlattı ancak o iddiaların hiçbiri araştırılmadı” dedi.   BAŞVURULAR SONUÇSUZ KALIYOR   Dosyaya savcı atamasının 15 Ocak’ta yapıldığını söyleyen Küçüközyiğit, atanan savcının henüz kendileriyle iletişime geçmediğini söyledi. Küçüközyiğit, “Ankara ve İstanbul’da her sokakta kameralar var, sokak ortasında biri kaçırıldığında ailelerin değil görevlilerin hemen bulması gerekir” dedi. Olayın üstünden bir ay geçmesine rağmen yetkili kurumların gerekli başvurulara rağmen harekete geçmemesinin şüphe uyandırıcı olduğunun altını çizen Küçüközyiğit, “Gökhan Güneş'in ailesi kendi çabalarıyla görüntüleri bulup olayın üstüne gittiler. Ben babamın da Gökhan Güneş gibi işkenceye maruz kaldığını düşünüyorum. Bir insanın 30 gün bulunamaması kabul edilecek bir şey değil. Bu bir insanlık suçu ve bu suça karşı artık insanlar sosyal medyadan kamuoyu oluşturarak mücadele etme durumda bırakıldı. Babamın neler yaşadığını bilmiyorum ama benim kendi yaşadıklarım bile ayrı bir işkence” şeklinde konuştu.   AİHM’E BAŞVURACAKLAR    Küçüközyiğit, yorulmadan babası için mücadele etmeye devam edeceğini belirterek şunları söyledi: “Anayasa Mahkemesine başvurduk ondan sonra gerekirse AİHM’e gideceğiz. Sosyal medyadan sesimizi duyurmaya devam edeceğiz, insanların destek vermesi önemli. Yarında belki başka biri kaçırılabilir. İnsanların bir araya gelip daya duyarlı yaklaşması lazım. Bu yüzyılda sokakta geçerken kaçırılacağını düşünmek çok acı verici.”   ‘DEVLET İÇİNDEKİ ÇETELER’   15 Temmuz darbe girişiminden sonra ilan edilen OHAL’le birlikte kaybetme ve kaçırma olaylarının arttığına dikkati çeken İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, yaşananları bölge illerinde 1990’lı yıllarında JİTEM gibi kontra-gerilla yapılanmaları tarafından yapılanlara benzetti. 1990’lı yılların bariz özelliğinin devletin kanun dışına çıkması olduğunu söyleyen Türkdoğan, “Özellikle 1993-1996 yılları arasında devlet çeteleşti. Devlet bir yerde çeteleşirse orada kanun, hukuk, yargılama olmaz, vahşi kanunlar, gücü yetenin sözünün geçmesi söz konusu olur. 1990’lı yıllarda maalesef bunları yaşattılar. Devlet içindeki çeteler çok aktif hale geldiler, kendilerine JİTEM, kontr-gerilla, hizbi-kontra dediler” şeklinde konuştu.   İŞKENCEYE BERAAT    İnsan hakları savunucusu, bölge baroları, aktivistler, avukatlar ve ailelerin uzun uğraşı sonucu bu yasa dışı faaliyetlere karışan kişilerin yargılandığını hatırlatan Türkdoğan, “Ceza alanlarda oldu. Konjonktürel olarak dönem değişti, dönem değişince o mahkemelerde yargılanan işkencecilerin birçoğu beraat ettiriliyor. Bu yargılamalar beraat edenler açısından bitti anlamına gelmesin, uluslararası hukuk mercilerinde devam edecek. En meşhurları olan Kenan Evren yargılandı, ceza aldı. Öldüğü için davası düştü, ölmeseydi o da ceza alacaktı” diye konuştu.   KANUN YOK   24 Temmuz 2015’te başlayan savaş ve çatışmalı süreç sonrasında devlet içinde yeniden aşırı güvenlik konseptinin egemen olduğunu ve bununla birlikte devlet için birçok kurumun kanun dışına çıktığını belirten Türkdoğan, “İçişleri Bakanının bazı beyanları, vali ve kaymakamlara kameralar önünde ‘gerekirse kanunlara uymayacaksınız’ talimatları, sokaktaki polislerin keyfi uygulamaları ve ‘ben devletim’ söylemleri kanun olmadığını gösteriyor. Darbe teşebbüsünden sonra Fethullah Gülen'in ‘hain’ ilan edilmesi başka bir kesimi kanun dışına çıkma konusunda motive etmiş olacak ki, siyasi iktidar da buna sessiz kalıyor” diye belirtti.    SİYAH TRANSPORTERLER   Yaşanılanları cezasızlık olarak tanımlayan Türkdoğan, bunu “bir devlet politikasıdır” olarak değerlendirdi. Cezasızlığın olduğu yerde kontrol mekanizmasından bahsetmenin mümkün olmadığının altını çizen Türkdoğan, Meclis İnsan Hakları Komisyonu, Meclis İstihbarat ve Güvenlik Komisyonu ve Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nun (TİHK) devre dışı bırakıldığını belirtti.    Kontrol mekanizmalarının devre dışı kalması sonucunda “Keyfi bir alan açıldı” diyen Türkdoğan, “Keyfi alanda da özellikle belli ekipler eskiden beyaz Toros arabalarla, şimdi siyah Transporter araçlarla insanları sokak ortasında kaçırıyorlar, işkenceli sorgulardan geçiriyorlar, aylarca daha sonra götürüp ya serbest bırakıyor ya da TEM’e teslim ederek adli süreç başlatıyorlar. Son Gökhan Güneş kaçırılma olayında olduğu gibi çok ciddi işkenceler söz konusu, gizli işkencehaneler var. Bunun Guantanamo’dan ne farkı var?” diye sordu.     TUTUM ALINMALI   Gökhan Güneş’i kaçıran kişilerin kendilerine “Biz görünmeyenleriz” dediklerini anımsatan Türkdoğan, devamında şunları söyledi: “Artık bu ihlaller ‘görünmez’ değiller, görünüyorlar. JİTEM başaramadı, siz de başaramayacaksınız. Bu ihlalleri yapanlara sesleniyoruz; kendinizi 1990’larda olduğunuzu sanmayın çok rahat tespit edilirsiniz, işkencede zaman aşımı yoktur ilerde mutlaka yargılanırsınız, hiç kimseye güvenmeyin. İşkenceyi gerçekleştirenler sadece işkence ettikleri insana karşı değil, insanlığa karşı suç işliyorlar bunun farkında olmaları gerekir. Herkes bu hukuksuzluklara karşı özgürlüklerden yana tutum almalı. Üç maymunu oynayan yandaş medyayı kınıyorum, bu hukuksuzluklar olurken sesiz kalmalarını onlara hatırlatacağız.”   MA / Emrullah Acar