Ayşe Gökkan’a tutuklama kararı veren mahkeme: Özel tutuklama sebebi var 2021-02-01 12:21:59 HABER MERKEZİ - TJA Sözcüsü Ayşe Gökkan’ın tutuklanmasına karar veren mahkeme heyeti, “özel tutuklama sebebinin" olduğunu belirtirken, gerekçe olarak da "kamu düzeninin korunması"nı öne sürmesi dikkati çekti.  Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Özgür Kadın Hareketi (TJA), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve Halkların Demokratik Kongresi’ne (HDP) üye ve yöneticilerine yönelik Diyarbakır merkezli 14 Haziran 2017’de yapılan operasyonlarda gözaltına alınarak tutuklanan TJA Dönem Sözcüsü Ayşe Gökkan, hakkında Diyarbakır 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın 27 Kasım 2017’de görüşen ikinci duruşmasında tahliye edildi.    27 Ocak’ta görülen davanın 18’inci duruşmasında ise Gökkan’ın tutuklanmasına yönelik yakalama kararı çıkarıldı. Aynı gün gözaltına alınan Gökkan, 28 Ocak’ta tutuklanarak cezaevine gönderildi.    TÜM ÇALIŞMALARI SUÇ SAYILDI   Gökkan, hakkında tutuklama kararı verilen davada, TJA içerisinde yürüttüğü faaliyetlerinin yanı sıra, 5 gizli ve 2 açık tanık beyanları, Kürt ulusal birliği kapsamında Kürt partileriyle birlikte yürüttüğü çalışmalar ve yaptığı açıklamaları, DTK Eşbaşkanı Leyla Güven’in İmralı tecridine karşı 200 gün boyunca sürdürdüğü açlık grevi eylemi sırasında konuyla ilgili yaptığı açıklamaları, 27 Şubat 2020’de İmralı Adası’nda çıkan yangın nedeniyle ailesinin PKK Lideri Abdullah Öcalan’la görüşme sağlamasına dair yaptığı açıklaması, Kürdistani İttifak Çalışması ile birlikte 2020 Newroz programına dair yapılan açıklamaya katılması, Rosa Kadın Derneği öncülüğünde İnfaz Yasası ve kadına yönelik şiddete karşı yapılan açıklamalara katılması ile ev baskınında yapılan aramalarda elde edilen not defterlerinde kadın çalışmalarına dair ifadelerin yer alması ve Jineoloji dergilerinin bulunması suçlama konusu yapıldı.   AYNI SAVCI FARKLI TALEPLER    Davanın duruşmasında, Gökkan hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen 2020/34121 sayılı soruşturma ve Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen 2014/1265 sayılı soruşturmayla ilgili yazılan müzakerelere yanıt verilmemesi üzerine savcı ilgili soruşturma dosyalarının birleşen dosyayla ilgili savunmasının alınması ve Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı’nda yürütülen soruşturmanın sonuçlanmasının beklenmesini isteyerek, adli kontrol tedbirlerinin devamını istedi.    Mahkemenin Gökkan hakkında tutuklama kararı vermesinin ardından sonraki gün Gökkan’ın çıkarıldığı mahkemede aynı savcı Gökkan’ın kaçma şüphesinin bulunması ve adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağını gerekçe göstererek, tutuklanma talebinde bulunması dikkat çekti.    MAHKEME: ÖZEL TUTUKLAMA   Ancak mahkeme heyeti, somut deliller olduğunu öne sürerek, Gökkan’ın kuvvetli suç şüphesi altında olduğunu iddia etti. “Özel tutuklama sebebinin varlığı” olduğunu söyleyen mahkeme, adli kontrol şartlarının yetersiz kalacağını savundu. Mahkeme, kararında “…adli kontrol tedbirlerinin yeterli olmayacağı, atılı suçun nitelikleri itibariyle, kesinleşmiş hükümle sübut bulması halinde kişi ve toplum için yaratılmış olacak tehlikenin büyüklüğüne göre kamu düzeninin korunması, suçlulukla mücadelede de gözetildiğinde, verilecek bir tutuklama kararının ölçülü olduğu anlaşıldığından, bu anlamda tutuklama tedbirine müracaat etmede herhangi bir ölçüsüzlük de görülmediğinden ve verilecek bir tutuklama kararının, konuya ilişkin üst normlara da uygun olduğu kanaati hasıl olmakla” ifadelerine yer vererek, Gökkan hakkında tutuklama kararı verdi.   BEŞTAŞ: SİYASİ SAİKLERLE VERİLEN KARAR   Gökkan’ın tutuklanmasına tepki gösteren HDP Grup Başkanvekili hukukçu Meral Danış Beştaş, aynı mahkemenin DTK Eşbaşkanı Leyla Güven hakkında verdiği ceza ve tutuklama kararını hatırlattı. Aynı mahkemenin iki kadın hakkında tutuklama kararı vermesi ve normal yargılama pratiğine göre olmamasının dikkat çekici olduğunu dile getiren Beştaş, “Bu kararın siyasi saiklerle verildiğini ortaya koyuyor” dedi.   Tutuklama kararında yer alan gerekçeleri “ucube” olarak değerlendiren Beştaş, “Böyle bir ilke yok ceza yargılaması hukukunda, usulünde de yok. Bir kere yargılama tutuksuz devam ediyor. Ayşe Gökkan ikâmetgahı sabit, açık çalışmalar yürüten, kadın hakları mücadelesi veren, daha önce 83 defa gözaltına alındığı halde hiç bir yere gitmeyen bir kadın arkadaşımız. Bu davada henüz birçok eksiklik varken, ceza mı beraat mı verileceği yönünde ortada henüz bir karar yokken, bu tutuklamanın verilmesi özel bir duruma işaret ediyor” diye belirtti.    ‘KADIN DÜŞMANLIĞI’   Tutuklama kararıyla kadın mücadelesinin engellenmek istendiğini ifade eden Beştaş, “Kararın Ayşe Gökkan’ın çalışmalarını sekteye uğratmak amacıyla olduğu çok açık. Bu kapsamda TJA’ya yönelik son dönemde -özellikle Kobanê iddinamesinde de var, başka iddianamelerde de var- sanki bir suç örgütü gibi bir algı yaratılmak isteniyor. Bu algı bilinçli bir şekilde yaratılıyor. Tıpkı DTK gibi. Oysaki TJA da Türkiye’deki kadın platformlarından biridir. Tek çalışma alanı var: Kadın hakları, kadına yönelik şiddet, kadın özgürlüğü. Günde 3 kadının öldürüldüğü bir ülkede, kadınları öldürenlerin, kadınlara yönelik suç işleyenlerin korunduğu bir iklimde, kadın hakları savunucularının tutuklanması, hele böyle keyfi, tamamen mesnetsiz bir şekilde siyasi bir arka planla tutuklanması, kadın düşmanlığının geldiği noktayı gösteriyor” ifadelerini kullandı.   ‘ÖZEL YÖNELİM’   Kararın kadınların siyaset ve toplumsal mücadelesinin engellenmesine yönelik olduğunun altını çizen Beştaş, şunları söyledi: “Kadın mücadelesinden duyulan rahatsızlığın çok önemli bir göstergesidir. Kadınların siyasette, toplumsal yaşamda, özgürlük mücadelesini engellemektir. Bu aynı zamanda özel bir yönelimdir. Kadınlara yönelik yaklaşım her zaman daha sert, daha hukuksuz, daha keyfi ve baskılarda buna eşlik ediyor. Meclis’te de verdiğimiz kadın önergeleri aynı zihniyetle reddediliyor. Burada kadının özgürleşmesi, eşit yurttaş olarak yaşamını sürdürmesi, öldürülmemesi ve şiddet görmemesi talebine karşılık kadınların evde olması, iş yaşamında olmaması, siyasette olmaması, haklarını istememesini esas alan bir iktidar aklıyla karşı karşıyayız.”