Kapalı iş yerlerinden vergi alınıyor, çalışanına ödenek yok 2021-02-02 10:19:34   ANKARA - Kafe ve restoranların kapalı olmasına rağmen ağır vergiler vermeye devam ettiğini belirten işletme sahibi Murat Öztürk, “Hiç yokmuşuz gibi davranılıyor, Korona kadar gerçeğiz ve evimizi terk etmeye niyetimiz yok” dedi.   Kovid-19 salgınının başlamasından bu yana eğlence merkezleri kapalı, restoran, kafe ve barlar ise alınan yeni tedbirler kapsamında 20 Kasım’dan bu yana yalnızca paket servisiyle yapabiliyor. AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 22 Ocak Cuma günü “Bazı dostlar geldi, ‘Dükkanlar kapanıyor’ dedi. İşte rakamlar ortada, kapanan falan yok” demesinin aksine, Ankara Kızılay semtinden onlarca işyerinin camında satılık ve kiralık yazıları yer alıyor.    İşyerlerinin kapanması ile birlikte kısa çalışma ödeneği alan emekçilere bin 500 TL, ücretsiz izne çıkarılanlara ise bin 170 TL ücret ödeniyor. Ancak sektörde kayıt dışı, güvencesiz çalışma yaygın olduğu için çoğu emekçi bu haktan da yararlanamadı. Kapanmayan bazı işyerleri ise yaklaşık bir yıldır kapalı mekana kira ve vergi ödemeye devam ediyor.   Sektörde yaşanan sorunlara karşı örgütlenen emekçiler, Kafe ve Bar Çalışanları Dayanışmasını kurarken işletmeciler de Kafe Bar Restoran İşletmecileri Dayanışma Platformunu (KABARE) kurdu. Yaşadıkları sorunlara karşı örgütlenen emekçilerle, son bir yıldır maruz kaldıkları maddi ve manevi zorlukları konuştuk.   EVİNE EKMEK GÖTÜREMİYOR   Yaklaşık 4 yıldır kafe bar emekçisi olarak çalışan Safa Bayraktar (21) salgınla birlikte işsiz kalan milyonlarca emekçiden biri. Son bir yıldır zor şartlarda hayatını idame ettiğini ifade eden Bayraktar, “Bin TL, bin 500 TL gibi çok düşük ücretlerle bize ‘yaşamınızı idame ettirin’ dediler. Fakat bu sektörde şöyle bir sorunda var; sigortasız çalıştırma çok yüksek, böyle olunca bu az verilen düşük destekten de faydalanamayan arkadaşlarımız oldu. Bu süreçte evine ekmek götüremeyen, çocuklarına bakamayan çok fazla emekçi arkadaşımız oldu” diye konuştu.   SINIFSAL SORUN   Salgınla birlikte yalnız bırakıldıklarını dile getiren Bayraktar, yaşanılan sorunların sınıfsal olduğunu sözlerine ekledi. Faturalarını ödeyemeyecek durumda olduğunu vurgulayan Bayraktar, “Bugün kayak merkezleri, siyasi partilerin miting kongreleri serbest olurken, imtiyazlı kimi kişiler restoranları açıp oralarda yemek yerken biz açlığa mahkum edildik. Kiralarımızı ödeyemiyoruz, kimi zaman yemek yiyemiyoruz. Gittikçe artan bir borçlanma söz konusu” ifadelerini kullandı.   Emekçilerin tek sorununun pandemi olmadığının altını çizen Bayraktar, “Kafe bar emekçileri olarak aç bırakıldık, yok sayıldık buna karşı da örgütlenmeyi seçtik. Ya hayatımızı idame edebileceğimiz bir destek verin ya da mekanları açın biz ekmeğimizi kazanmaya devam edelim” şeklinde konuştu.   GELİR YOK GİDER ÇOK   Ulaş Kızılırmak (21) da 15 yaşından bu yana kafe bar emekçisi olarak çalışıyor. Salgınla birlikte kafe bar emekçilerinin var olan sorunlarının arttığında dikkati çeken Kızılırmak, içindeki bulunduğu durumu şöyle anlattı: “Bizim gelirlerimiz kesildi ama giderlerimiz hiçbir şekilde kesilmedi. Giderlerimiz artması bizi manevi olarak da etkiliyor. Psikolojik olarak çok yıprandık.”    DOĞALGAZI KESİLDİ   Salgınla birlikte işsiz kalan emekçilerden Muratcan Çomak, “700 TL doğalgaz faturasını ödeyemediğim için doğalgaz saatim söküldü. Bir haftadır annemle birlikte Ankara’nın soğuğunda yaşamak zorunda bırakıldık” dedi. İşyerinin pandemi tedbirlerine uyduğunu, herhangi bir denetimden ceza almadığını aktaran Çomak, “AVM’ler kalabalık olduğu halde küçük mekanlar hedefe alındı. Tüm tedbirlerin alınarak işyerlerinin açılmasını, emeğimizle para kazanmak istiyoruz” diye belirtti.   KISA VADELİ ÇÖZÜMLER   Konur Sokakta işletme sahibi olan Murat Öztürk (30) ise ailesinden kaynaklı çocukluk yıllarından bu yana sektörün bir parçası. Lise ve yükseköğrenimini turizm olarak okuyan Öztürk, mesleğinin kendisi için bir yaşam biçimi haline geldiğini sözlerine ekledi. Salgından öncede sektörde krizlerin olduğuna değinen Öztürk, “İnsanların alım gücünün düşmesi ve enflasyonun yükselmesi ile biz çok zorlandık. Bizler bu döneme mal sahiplerinin vicdanına bırakıldık. Birkaç ay borçlanarak mülk sahibiyle ciddi sorunlar yaşamayacak şekilde kısa vadeli çözümler geliştirdik ama şimdi kira veremiyoruz” dedi.   ‘EVİ TERKETME NİYETİMİZ YOK’   İşletmelerin kapalı olmasına rağmen vergi ödemeye devam ettiklerini altını çizen Öztürk, devamında şunları söyledi: “Bir yıldır kapalı olmamıza rağmen devlet bizden yüklü miktarda Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) talep ediyor. Emeğimizin yüzde 50’sini devlete vergi olarak geri vermekle yükümlüyüz. Hiç yokmuşuz, hiç var olmamışız gibi davranıp söylemler geliştiriliyor ama biz varız ve buralar bizim evimiz. Evimizi terk etmeye niyetimiz yok. Korona kadar gerçeğiz, bizi görün artık.”