Mahmur’un dört tarafı ablukaya alındı 2021-02-03 09:01:14 HABER MERKEZİ - KDP’nin bir buçuk yıldır ambargoda tuttuğu Mahmur Kampı’nın dört tarafı abluka altına alındı. Kampın Diplomasi Komitesi Sözcüsü Leyla Arzu Îlhan, kampın büyük bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu belirterek, Kürt ulusal birliğinin önemine vurgu yaptı. Irak Federe Kürdistan Bölgesi'nin başkenti Hewlêr'e (Erbil) yaklaşık 100 kilometre uzaklıkta bulunan Musul kentine bağlı Mahmur (Şehit Rüştem Cudi) Kampı 1 yıl 6 aydır ambargo altında. Kampta, Şırnak ve Hakkari köylerinden göç edenler yaşıyor. 1990’lı yıllarda sınırda yaşayan binlerce köylü, savaş gerekçesiyle evleri yakılıp yıkıldıktan sonra Federe Kürdistan Bölgesi'ne geçmek zorunda kaldı. Buraya göç eden Kürtler, Ninova, Zelê, Bihêrê, Seranîş, Besivê, Etrûş ve Navdar (Nehdarê) bölgelerinde kendi imkanlarıyla kurdukları kamplarda yaşadı. Bu kamplarda da Türkiye, Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve Irak hükümetinin baskıları bitmedi. Irak hükümeti ve Birleşmiş Milletler (BM) yetkileri uluslararası güçlerin baskısıyla Kürtleri bölgeden çıkarmak isterken, Hewlêr yetkilileri de göç edenlere Federe Kürdistan topraklarında yer vermedi. Son çare olarak 36'ncı paralelin üzerinde bulunan ve Saddam Hüseyin denetimindeki Mahmur Kampı'na yerleştiler. Mahmur, Kürt mültecilerin 8'inci kampı oldu. 1998 yılında kurulan ve BM'nin himayesinde olan kampta çoğunluğu çocuk ve kadınlardan oluşan 12 bin siyasi mülteci yaşıyor. Kamp kurulduğu günden beri Türkiye'nin hedefinde oldu.    KAMPA SALDIRILAR   Kamp kurulduğu günden bu yana sürekli farklı güçlerin saldırısına uğradı. Sık sık Türkiye, KDP, Irak ve DAİŞ'in saldırısına maruz kalan kamp, Türkiye'nin girişimleriyle tamamen kapatılmak isteniyor.    Kampa dönük farklı tarihlerde yapılan bazı saldırılar şöyle:    * 6 Eylül 2014’te DAİŞ tarafından Mahmur Kampı'na yönelik bir saldırı gerçekleştirildi.    * 16 Eylül 2014’te DAİŞ kampa intihar saldırısı gerçekleştirdi. Bu saldırılarda çok sayıda yurttaş yaşamını yitirirdi ve yaralandı.    * 7 Aralık 2017’de DAİŞ kampa yönelik Drone saldırısı gerçekleştirdi.   * 13 Aralık 2018’de Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) ait savaş uçakları tarafından kampın bombalanması sonucunda 4 Mahmurlu kadın yaşamını yitirdi, kampta maddi hasar meydana geldi.    * 19 Temmuz 2019’da TSK tarafından yapılan hava saldırısında 2 Mahmurlu genç yaralandı, kampta büyük maddi hasar yaşandı.   * 2 Şubat 2020'de DAİŞ tarafından kampa yapılan başka bir saldırıda da ölü ve yaralılar oldu.    * 15 Nisan 2020’de TSK tarafından yapılan bombardımanda koyun sağan (berîvan) 3 kadın yaşamını yitirdi, çok sayıda kişi de yaralandı. Kampa dönük uçaklarla yapılan başka bir saldırıda ise kamp sakinlerinin bağ ve bahçeleri büyük zarar gördü.   * Farklı tarihlerde de 5 defa İnsansız Hava Aracı (İHA) ve Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) tarafından keşif ve saldırılar gerçekleştirildi. İHA'ların bölgedeki keşfi halen devam ediyor.    Yapılan bütün saldırılara rağmen geri adım atmayan ve her saldırı sonrasında yaralarını saran Mahmur Kampı bugün de KDP tarafından uygulanan ve bir buçuk yılını geride bırakan ambargo altında tutuluyor.    Kampta kalanlar geçtiğimiz yıla kadar Hewlêr, Süleymaniye, Duhok ve Zaho kentlerinde inşaat, fabrika, atölye ve gündelik işlerde çalışarak geçimlerini sağlıyordu. Hewlêr'de 17 Temmuz 2019 tarihinde Türkiye Konsolosluğu'nda görevli 3 kişiye yönelik silahlı saldırıdan sonra kamp giriş ve çıkışlara kapatılarak, ambargo altına alındı. 1 yıl 6 aydır devam eden ambargo nedeniyle Mahmurlular sağlık, eğitim, ekonomi gibi alanlarda sorunlar yaşıyor. Bugün DAİŞ, Türkiye, KDP ve Irak ordusu tarafından çembere alınan kampta, yaşayan yurttaşlar endişeli.   36'NCI PARALEL İŞGAL ALTINDA    Mahmur Kampı Özerk Kadın Diplomasi Komitesi Sözcüsü Leyla Arzu Îlhan, son 2 yıldır Mahmur Kampı üzerinde uygulanan saldırı ve baskılara dikkati çekerek, kampın dört tarafının da çembere alındığını söyledi. “Türkiye'nin talimatı ve KDP eliyle uygulanan bu ambargo ve çember yüzünden kamp olarak büyük bedeller ödedik” diyen Îlhan, şunları söyledi: “Ödediğimiz bu bedellerin nedeni de KDP'nin uyguladığı Kürt düşmanlığıdır. Bölgeye yığılan güçlere bakıldığında da endişe verici bir görüntü ortaya çıkıyor. Bugün de bölgemiz üzerinde kirli planlar yapılmaktadır. Özellikle 36'ncı paralel olarak adlandırılan ve üzerinde Mahmur, Musul, Kerkük ile Kuzey ve Doğu Suriye topraklarındaki Karaçox Dağı'nın bulunduğu bu bölgeler, yeraltı kaynakları bakımından en zengin yerlerdir. Petrol ve doğalgaz yatakları bu bölgelerde yer aldığı için hegemonik güçlerin hedefi halinde gelmiştir. Hegemonik ve yerel güçler buradaki petrolü kendi çıkarları doğrultusunda kullanmayı amaçlıyor. Bu yüzden Mahmur halkı olarak endişe verici bir sürecin içerisinden geçiyoruz."    DÖRT TARAFI ÇEMBERDE    Kampın dört tarafının farklı güçlerin askerleri tarafından çevrelendiğini ifade eden Îlhan, “Kampın bir tarafına KDP pêşmergeleri yerleştirilmiş, fakat biz bunlara KDP pêşmergesi diyemeyiz. Çünkü KDP başka güçlerin talimatıyla hareket ediyor. Irak merkezi hükümetine bağlı askeri güç, kampın bir tarafına yığılmış. Yine kampın bir diğer tarafında DAİŞ faktörü var. DAİŞ'liler bölgede açık bir şekilde hareket ediyor. Kampa birçok kez saldırı gerçekleştirdiler. Yine kampımız TSK tarafından havadan defalarca bombalandı. Bunun bedellerini de ağır bir şekilde ödedik. Çok sayıda yurttaşımız yaşamını yitirdi ve psikolojik açıdan da zor süreçler yaşadık. Bölge şuan içinde bulunduğu durumdan kaynaklı büyük bir tehlikeyle karşı karşıyadır. Bütün bu girişimlerin amacı var olan irademizi ortadan kaldırmaktır. Fakat hegemonik güçler şunu da unutmamalıdır: Kamp olarak örgütlü bir toplum oluşturmak ve yaratmak için 26 yıldır mücadele ediyoruz. Bu nedenle ne kadar kirli plan ve program varsa kampımız üzerinden hayata geçirilmeye çalışılıyor. Mahmur Kampı işgalci güçler için her zaman bir hedeftir” ifadelerini kullandı.    ERDOĞAN HEDEF GÖSTERİYOR    Bölgede yürütülen politika ve planlardan kaynaklı Mahmur Kampı'nın büyük bir tehdit altında olduğunu belirten Leyla Arzu Îlhan, şunları kaydetti: “Roj pêşmergelerinin Türkiye'nin talimatlarıyla nasıl hareket ettiklerini gözlerimizle gördük. Şimdi bu çeteler kampın arkasında bulunan dağda konumlanmış. Bu da büyük bir tehlikeyi beraberinde getiriyor. Bunun yanında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kampımız bütün dünyanın gözleri önünde her gün hedef gösteriliyor. Onlarca defa kampımız TSK uçakları tarafından bombalandı. Hala bölgede hava hareketliliği sürüyor. Kampta yaşayanlar olarak bir gün uçak sesi duymadığımızda, 'Bugün neden uçak sesi gelmedi' diye soruyoruz. Etrafımız üç güç tarafından sarılmış. Ancak bu güçlerin hiçbiri temiz değildir.”   'KUŞATMAYI BİRLİKTE KIRABİLİRİZ'   26 yıldır Birleşmiş Milletler şemsiyesi altında siyasi mülteci konumunda olduklarını hatırlatan Îlhan, sözlerini şöyle sürdürdü: “BM de kampa karşı tüm sorumluluklarını yerine getirmelidir. Kürt halkının burada elde ettiği kazanımları korumalıdır. Ancak bugün kamp tamamen iradesiz bırakılmak isteniyor. Bununla birlikte hegemonik güçler tüm Başur'u (Güney) işgal etmeyi amaçlıyor. Kürt halkının bunu iyi görüp okuması gerekiyor. Başur'un siyasi partileri, sivil toplum örgütleri ve halkı bunları iyi görmeli ve bilmelidir. Bu plan yıllardır dillendiriliyor. Özellikle KDP kendi çıkarlarını, Kürtlerin çıkarlarının önünde görüyor. Yürüttükleri politikalar bunu gösteriyor. Büyük bedeller ödenerek bugünlere getirilen Başur toprakları bir grup insanın çıkarlarına kurban edilmek isteniyor. Bu duruma karşı Kürtlerin çıkarı için bir çizgi belirleyip, o çizgiye göre hareket etmemiz gerekiyor. İhanetçilerin, ihanetini de bu yolla boşa çıkarmalıyız. Bugün Irak merkezi hükümeti, Habur Sınır Kapısı’na kadar olan bölgeyi işgal edeceğini dillendiriyor. Kürt halkının topyekûn mücadele ederek, bu kirli planları boşa çıkarmalıdır. Kazanımlarımızı ancak böyle koruyabiliriz. Önlem alınıp birlikte mücadele edildiğinde sadece Mahmur değil, Başur toprakları üzerindeki tehlikeyi de boşa çıkarmış oluruz.”