KKP Genel Başkanı Çiftyürek: Tecrit savaş politikasının bir parçası 2021-02-12 09:01:18 DİYARBAKIR - PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin savaşın bir parçası olduğunu belirten KKP Genel Başkanı Sinan Çiftyürek, “Tutukluların direnişi yalnız bırakılmamalı” dedi. PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecridin sona erdirilmesi ve tüm cezaevlerinde artan hak ihlallerine karşı 107 cezaevinde binlerce tutuklunun başlattığı süresiz dönüşümlü açlık grevi 78’inci gününde devam ediyor. Tutukluların eylemine siyasi partiler, sivil toplum örgütleri ve tutuklu yakınları destek veriyor.   Kürdistan Komünist Partisi (KKP) Genel Başkanı Sinan Çiftyürek, tutukluların başlatmış olduğu eylemlerin sahiplenilmesi gerektiğini ifade etti.     ‘TECRİDE YOL AÇIYOR’   Öcalan üzerindeki tecridin yıllarca sürmesinin temel nedeninin Türk devletinin izlediği savaş politikalarıyla, Ortadoğu’da Kürtsüz siyaset denklemini kuramamasına bağlayan Çiftyürek, tecridin yoğunlaşarak devam etmesinin ise devletin Kuzey-Doğu Suriye’ye ve Federe Kürdistan Bölgesi’ndeki savaş kararlarından da ayrı düşünülemeyeceği söyledi.    ‘SAVAŞIN BİR PARÇASI’   Ortadoğu’nun en etkili aktörlerden birinin Öcalan olduğunu kaydeden Çiftyürek, “Öcalan’ın izlediği Kürdistan ve bölge siyaseti, Türk devletinin siyaseti ile uyumlu değilse hükûmet Öcalan’ın devreye girmesini engelleyerek tecridi savaş politikasının bir parçası olarak kullanıyor. Yani Türk hükümeti ‘politikalarıma paralel konuşmazsan, ben de seni konuşturmam’ diyor. Türk Devletinin izlediği Kürdistan politikası; Kuzey Kürdistan’da federal bir yapının kurulmasını engellemek için diğer sömürgeci rejimlerle birlikte; Kürdistan Bölgesinin resmi ve Rojava Kürdistan’ın fiili federal/konfederal yapısını en azından klasik otonom yapıya geriletmeyi hedefliyor. Tecridin güncel anlamı budur.”    TECRİT VE BASKILARI KINADI   Devletin tecrit uygulamalarıyla kendi yasalarını çiğnediğini vurgulayan Çiftyürek, tecrit ile hem Öcalan’a hem de onlarca cezaevinde tutuklulara karşı uygulanan baskıları kınadı. Çiftyürek, “İktidar tecridi, ceza içerisinde ceza silahı olarak kullanıyor. Adalet Bakanlığının, ‘Yargıda reform yapacağız’ dediği bu süreçte, başta yürürlükteki kendi yasalarını uygulaması, tecridi ve cezaevlerindeki artan işkence, çıplak arama dayatmaları gibi hak ihlallerini sonlandırması gerekir” dedi.    ‘DİRENİŞLERİ YALNIZ BIRAKILMAMALI’    Cezaevlerinde tutukluların Öcalan üzerindeki tecridin sonlandırılması için başlattıkları süresiz dönüşümlü açlık grevine de dikkat çeken Çiftyürek, tutukluların başlatmış olduğu açlık grevi eyleminin ölüm orucuna evirilmemesi için bir an önce tecridin sonlandırılması için Adalet Bakanlığının adım atmasını istedi. Çiftyürek, şunları söyledi: “Cezaevlerinde ve dışarıda hak-hukuk-adaletin ayaklar altına alındığı günümüzde açlık grevleri, tutukluların en son başvurdukları bir direniştir. Tutukluların direnişi yalnız bırakılmamalı. Olası ölüm orucu eylemi yine çok ciddi can kayıplarına yola açar. Hükümet, bedenini açlığa yatırmış direnişçilerin taleplerini ne kadar erken kabul edip önünü açarsa o kadar oluşabilecek bedensel yıkımı engellemiş olur. Zaman daralıyor, hükümet adım atmalıdır. Şimdiden şunu söyleyelim; tecride ve hak ihlallerine karşı zorunlu olarak başvurulan direnişin, bu kez kalıcı başarılar elde etmesini diliyorum.”