Yazar Zibechi: Öcalan’ın düşünceleri zamanın ilerisinde 2021-02-17 09:02:05 İSTANBUL - PKK lideri Abdullah Öcalan’ın fikirlerinin Karl Marx'tan başlayarak eleştirel düşünceyi yenileyen, mükemmel, zengin ve yaratıcı bir düşünce olduğunu ifade yazar Raúl Zibechi, "Öcalan'ın düşünceleri zamanın ilerisinde" dedi.  Uluslararası bir komplo sonucu 15 Şubat 1999'da Türkiye’ye teslim edilen PKK Lideri Abdullah Öcalan, 22 yıldır İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Cezaevi’nde tecrit altında tutuluyor. Öcalan’ın ortaya koyduğu paradigma, Avrupa’nın birçok yerinde ders konusu olarak, bu konuda sayısız kitap ve makale kaleme alındı. Yazılan yazılardan bazıları Aram Yayınevi tarafından “Yeni Yaşamı İnşa Diyalogları” kitabında bir araya getirildi.    Kitapta, “Öcalan’la hayali diyaloglar: Eleştirel düşünceyi güncellemek” adlı bölümün yazarı olan Raúl Zibechi ile Öcalan üzerindeki tecridi, yaşam bulan paradigmasını konuştuk.   HEDEF KÜRT HALKI    Öcalan üzerinde uygulanan tecridin tüm insanlara uygulanan bir tecrit olarak değerlendiren Zibechi, “Cezaevinde olan Öcalan'ın bedeni olsa da hedef Kürt halkıdır” dedi. Öcalan üzerindeki tecridin iki yönlü olarak ele alınması gerektiğinin altını çizen Zibechi, “Bir yandan Kürtlere, Öcalan'a olduğu gibi kendilerine de bir şey olabileceğine dair bir uyarıdır. Bu caydırıcı bir etkidir, kavgayı durdurmak için açık bir tehdittir. Öte yandan Türkiye, Öcalan’ın Kürk halkının mücadelesine doğrudan desteklemesini mahrum bırakıyor. Bu direnci zayıflatmak için uygulanıyor. Çünkü Öcalan bu mücadelede direk aktif olsaydı, yolları ve hedefleri belirleyerek yol gösterici olabilirdi” diye konuştu.   FARKLI BİR PARADİGMA   Ağır tecridin bir başka nedenine ilişkin ise Zibechi, “Ortadoğu'daki güç faktörlerini desteklemekle ve emperyalist bir bakış açısıyla onu rahatsız eden tüm unsurlara saldırmakla ilgilidir. Öcalan'ın, emperyalist devletlerden farklı bir paradigmaya sahip. Emperyalist güçler derken ABD, Rusya ve bölgesel güçler olan Suriye, İsrail, S. Arabistan ve İran’dır. Bu kadar ağır bir şekilde tecridin uygulanmasının nedeni Öcalan’ın bu güçlerden farklı düşünmesidir” ifadelerini kullandı.    ERDOĞAN KİRLİ OYNUYOR   Öcalan üzerindeki tecridin uluslararası hukukla doğru orantılı olmadığına değinen Zibechi, şöyle devam etti: “Immanuel Wallerstein'ın dünya sistemi teorisini ‘merkez ve çevre’ anahtar kavramları üzerinden ele alır ve kapitalist sistemin yoğunlaştığı merkezden çevreye doğru artan baskıdan söz eder. Yani giderek kaotikleşen bir dünyayı ima ediyor. Bu çerçevede Türklerin yaptıklarının doğru mu yanlış mı olduğunu kimse düşünmez. Bu güçler uluslararası hukuktan ziyade, jeopolitik açıdan kendisine uygun olup olmadığına bakar. Erdoğan da sert ve kirli oynuyor, çünkü yapabiliyor. Çünkü bölgesel güçlerin ona ihtiyacı olduğunu biliyor.”    ÖCALAN’IN PARADİGMASI   Öcalan’ın fikirlerinin Karl Marx'tan başlayarak eleştirel düşünceyi yenileyen, mükemmel, zengin ve yaratıcı bir düşünce olduğunu ifade eden Zibechi, "Referans noktası, özellikle Sovyet versiyonunda Marksizm ve Leninizm’dir. Öcalan'ın fikirlerinde, sermayenin devlet ve devlet mantığına olan borcundan, kapitalist modernliğe olan düşünceden açık ve radikal bir kopuş olduğunu görebiliyorum. Bildiğim kadarıyla bu iktisattan, dünyayı görmenin bir yolu olarak ekonominin merkeziliğinden radikal ve tam bir kopuş oldu. Öcalan bu anlamda temiz bir alanı yönetiyor. Kapitalizmi ekonomi olarak değil, güç olarak tanımlıyor. Modern ulus-devletlerde özetlenebilecek belirli bir iktidar türü olarak açıklıyor. Bu şekilde, ekonominin kanunlarının işleyişini keşfetmeye odaklanan bir mirası, sistemi anlamanın anahtarı bize baskıladığı gibi, ortadan kaldırarak yönetilebildiği söylenebilir. Bu, popüler ve anti-kapitalist hareketlere büyük bir katkıdır. Çünkü bundan böyle ekonomik verilerin nasıl geliştiğini gözlemlemeye odaklanan teoriler bir yana, sistem gidiyor. Ve gerçekte sistem, daha büyük bir güç yoğunluğuna doğru ilerliyor” diye belirtti.    ZAMANIN İLERİSİNDE   Günümüzde eleştirel düşünenin zayıfladığını dile getiren Zibechi, “Öcalan'ın düşünce devrimi çok iyi algılanıyor ancak akademilerde aktivistler arasında pek görülmüyor. Bence kadınlara böylesine önemli bir yer vermek, ileriye dönük düşünmek, geleceğe bakmak olarak gelişiyor. Öcalan'ın düşüncesi geleceğe doğru uçuruyor ve zamanının ilerisinde. Öcalan, Marx’ı nasıl tanıyacağını bilen bir insan” dedi.    ÖCALAN SERBEST BIRAKILMALI   Öcalan’a uygulanan tecridin tamamen haksız olduğunun altını çizen Zibechi, Öcalan’ın serbest bırakılması gerektiğini ifade etti. Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle cezaevlerinde devam eden açlık grevlerine de değinen Zibechi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Açlık grevini, halkları duyarlılaştırmak ve sistemin adaletsizliklerini halklara göstermenin bir yolu olarak görüyorum. Ama maalesef, kendi özgürlüğünü savunanların her diyaloga kapalı olanlardan bir güç kaynağı elde edebileceğine inanmıyorum. Özgürlüğünü savunan bizlerin her türlü baskıyla mücadele edebilecek durumda olduğumuzu biliyorum. Halklar bu baskıları ortadan kaldırmak için savaşır ve bu yönde ilerlerse, iktidarın gücünü kestikleri için Öcalan'ın özgürlüğü daha yakın olacaktır. Dediğim gibi, mesele bir kanun, adalet değil, çözüm için zorlama meselesidir. Halklar henüz bu güce sahip değiller, ancak dünyanın kadınları ve yerli halkları olarak, kendi kendilerini örgütleme, kendi özgürlükleri için savaşmaya başlama sürecinde büyüyebilirler.”    MA / Ferhat Çelik